Ahmedinejad: ABD'ye güvenmiyoruz

Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'na katılmak için İstanbul'da bulunan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Conrad Otel'de bir basın toplantısı düzenledi.


Konuşmasının başında konferansı değerlendiren İran Cumhurbaşkanı, insanlığın bugünkü en büyük sorununun güvenlikten sonra açlık ve gelişmiş ülkelerle fakir ülkeler arasındaki fark olduğunu söyledi. Dünyada yılda 10 milyon bebeğin fakirlikten dolayı öldüğünü söyleyen Ahmedinejad, BM'nin bu konudaki toplantılarından bu yana fakir ülkelerin sayısı ve fakir halkın nüfusunun arttığını belirtti. "DÜNYADAKİ SORUNLARIN TEMEL NEDENİ YÖNETİM BİÇİMİ" Dördüncüsü gerçekleştirilen bu zirvenin bu açık arayı ortadan kaldırmak, bunun programını bulmak için gerçekleştirildiğini belirten Ahmedinejad, iyi neticeler çıkmasını ümit ettiklerini kaydetti. İran Cumhurbaşkanı "Ama bence dünyadaki sorunların en büyük nedeni, güvensizliğin ve fakirliğin en büyük nedeni dünyadaki yönetim biçimden kaynaklanıyor. Kaynaklarımız maalesef yönetimden dolayı sorunları çözmede yeterli olmuyor." dedi. Bu yüzden de BM'nin girişimlerinden sonuç alınamadığını belirtti. "İnsanlık fakirlik ve açlığı gidermekte başarısız oldu çünkü dünya yönetimini göz ardı ettik. Dünyada idarecilik belirli bir kesimin elindedir. Şu andaki yönetimin elinde her türlü yetki var ama sorumluluk sahibi değil. Nerede güvensizlik varsa bir BM üyesi mutlaka oraya karışmıştır." diyerek de büyük devletleri suçladı. Ahmedinejad, "Eğer BM üyelerinden bir tanesi güvensizlikten dolayı müdahale ediyorsa diğer ülkeler bu güvensizliği kaldırmak için yetkiye sahip olmuyor. Bu durum ekonomiyi de etkiliyor. Ekonomiler birkaç ülkenin yararına projelendirilmiştir. Bugün dünyada sadece bir para birimi hâkimdir. Bunu o paranın müdürleri ayarlıyor. Amerika'nın hazinesi bizim nasıl yaşamamız gerektiğini belirliyor. Diğer ülkelerin para değerleri Amerikan'ın ekonomik timindeki, hazinesinin yetkilerinin verdiği karara bağlıdır. Onlar karar alıyor ve döviz eşitliğini değiştiriyorlar. Bu nedenle yüz milyonlarca dolar yer değiştiriyor. Halkın cebinden sermaye alınarak idareyi elinde bulunduran ülkelerin cebine gidiyor." ifadelerini kullandı. Fakir ve gelişmemiş ülkelerin borçlarının gayrı safi milli hasılalarından daha fazla olduğunu söyleyen İran Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti: "Bu onların ekonomisinin başkalarının cebinden yönetildiği anlamına gelir. 32 bin milyar dolar fon kağıt üzerindeki para onların elinde. Demek ki bu para diğer milletlerin cebinden Amerika'nın yararına alınıyor. ABD'nin ticari açığını diğer milletlerin cebinden alınan paralar karşılıyor. Tabi ki diğer ülkeler daha fakir olacaklar. İran ve Türkiye gibi ülkeler çalıştıklarının çok az miktarını kendi ceplerinde buluyor. Yüz adım yerine kırk adım ilerliyorlar. 40 ile 100 arasındaki açık büyük ülkelerin yatırım politikalarından dolayı onların cebine giriyor. Fakirliği kaldırmak için bu zalim ilişkileri kaldırmamız gerekiyor." "IRAK VE AFGANİSTAN İŞGALİ AMERİKAN EKONOMİSİNİ KURTARMAK İÇİN YAPILDI" Bu konuda iki örnek vermek istediğini belirten Ahmedinejad, "İki sene önce bölgemizde önemli bir olay meydan geldi. 11 Eylül bahanesiyle, bizim bölgemizde teröristler gizleniyor bahanesiyle Irak ve Afganistan'a askeri müdahalede bulundular. Başından beri bizimle aynı siyasi inanca sahip olanlar biliyorlardı ki bu saldırılar sadece Amerika'nın ölüme yüz tutmuş ekonomisini kurtarmak amacıyla yapıldı. Bir yandan açığı kapatmak bir yandan da fırsat oluşturmak için yapıldı. ABD Afganistan'daki ilk işleri buradaki madenlerin haritalarını kendilerine götürdüler. Irak'taki ilk işleri de petrol gelirlerinin özel hesaplara yatırılmasıydı. Onlar kendi paylarına düşenleri alıyorlar." şeklinde belirtti. Bugün bu planın başarısız olduğunu ve Afganistan ile Irak'taki önceki durumun devamının artık mümkün olmadığını savunan İran Cumhurbaşkanı, "Artık yeni projeler uygulamaya başlayacaklar. Yine onların yararına projelerdir bunlar." dedi. İkinci örneğin ise Yahudi Soykırımı ile ilgili olduğunu söyleyen Ahmedinejad, bu soykırımın İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşmiş olduğunu iddia ettiklerini bu yüzden de başkalarının yurtlarını işgal ettiklerini, halkı yerlerinden ettiklerini savundu. Ahmedinejad, "Tacizci ve katil bir ülkeyi oraya hâkim ettiler. 65 sene bu devletin aracılığıyla oraya girebildiler. Halkın zenginliğini dünya kapitalistlerinin ceplerine yönlendirdiler. Soykırım konusunda bağımsız kurumların araştırmalarını halka sunmasını istemediler. Bir iddiayı ortaya sundular ver herkesin bunu kabul etmesini istediler. Bugün de 11 Eylül konusunun da BM'de açık bir şekilde bağımsız gruplar tarafından araştırılmasını engellediler. Tâ ki bunun gerçek suçluları, nedenleri ortaya çıkmasın. Dünyada fakirliğin ve açlığın ortadan kalkmasını istiyorsak adil ve demokratik halktan çıkmış bir yönetim dünyaya hakim olsun. Siyasi karar verme yetkisi insani değerlere sahip olanlara verilmeli ve onların da insafı olması gerekiyor." diye kaydetti. "AYAKLANMALARI DEĞERLENDİRDİ: BÜTÜN MİLLETLER ÖZGÜRLÜK HAKKINA SAHİPTİR" Ardından Türk basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İran Cumhurbaşkanı'na ilk olarak Suriye'deki gelişmeler soruldu. Ahmedinejad, "Bölgemizde Afrika'nın kuzeyinde bazı olaylar gerçekleşmektedir. İki konuyu açıklamak istiyorum. Biz inanıyoruz ki bütün milletler özgürlük hakkına sahipler, özgürce seçme hakkına sahipler. Bütün milletler adaletten, izzetten yararlanma hakkına sahipler. Mantıklı bir ortamda her ülke ve her millet kendi haklarına erişmeleri lazım." dedi. "KEŞKE BM, NATO'NUN LİBYA'YA MÜDAHALESİNİ ENGELLESEYDİ" İkinci konunun ise ABD ve NATO'nun müdahalesiyle ilgili olduğunu belirten Ahmedinejad, "Bize göre bu müdahaleler durumu düzeltmeyecek ve ayrıca halkın isteklerine elde etmelerini engelleyecektir. Libya'ya müdahale bu ülkeyi daha iyiye götürmedi ve daha da karıştırdı. Şimdi orada halklar ölüyor. Kim füze kullanıyorsa olan halka oluyor. BM Genel Sekreteri'ne (Ban Ki-Moon) de söyledim: Keşke NATO'nun müdahalesini engelleseydiniz. Libya yapacağınız en iyi yardım buydu. BM'den tarafsız bir grubun müdahalesi daha iyi olurdu. Ama dünyada zulmeden ülkeler bu işe karıştı. Ama bağımsızlar bu işe karışsaydı seçim için uzlaşma sağlayabilirlerdi. Ama ne yazık ki ABD ve Batı'nın müdahalesi sonuca varmamız için işimizi daha da zorlaştırdı." diye ekledi. Bütün devletlerin halklarıyla dayanışma içerisinde olması gerektiğini ve ulusal hakimiyet için şartları yerine getirmeleri gerektiğini söyleyen Ahmedinejad, "Kendi ülkelerimize; İran, Türkiye ve Irak'a tavsiyemiz olacak. Bu ülkelerdeki gerilimler mantıklı, arkadaşça ve barışçıl yollarla giderilsin. Ölen her kişi milletlerin zararınadır çözümü daha da zorlaştıracaktır. Bu yabancı müdahalesine imkan tanıyacaktır. Biz diyoruz ki birbirinizle konuşun, mantık ve özgürlük doğrultusunda karar verin. Yabancı müdahalesine karşı olun, onların karışması herkesin zararınadır." ifadelerini kullandı. "ABD VE AVRUPA'DA AYAKLANMA OLUR MU DİYE MERAK EDİYORUM" Kendisine ayaklanma dalgasının İran'a ulaşıp ulaşmayacağı sorulan İran Cumhurbaşkanı, bu soruya ise şu cevabı verdi: "İran 32 senedir değişimle, devrimle karşı karşıya. Bugün de halktan kaynaklanan, halkın katılımıyla bu devlet yönetimdedir. Ben 30 senedir 50 senedir Amerikan ve İngiliz devletleri, baskıcı bir şekilde halkını yönettikleri için merak ediyorum onlar nasıl halkını öldürerek yönetimlerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu olaylar ABD'de ve Avrupa'da da ortaya çıkar mı diye merak ediyorum. Gerçek şudur ki nasıl bazı ülkelerde uzun süre hanedan olarak hükümetler sürüyorlarsa; ABD ve Avrupa'da da hep bir ya da iki parti hakimdir. Bunların nitelikleri aynıdır. Buralarda da halk gruplarına fırsat verilmemektedir. Bunu bilelim ki bu uyanış bir insani uyanıştır. Dünyadaki hakim olan yönetime karşı bir itirazdır. Yakın zamanda bu itiraz dünyayı yöneten esas merkezlere ulaşacaktır." "BM'NİN YAPISININ DEĞİŞMESİ GEREKİYOR" Ahmedinejad, bir başka soru üzerine de fakir ülkelerin gelişmesi için en doğru yöntemin "dünyaya hakim olan yönetimi, adalet ve halkın yararı için değiştirilmesi" olduğunu söyledi. İran Cumhurbaşkanı, "Aynı şekilde dünya kurallarını da halkın ve adaletin yararı için değiştirmemiz lazım. Yıllardır devletler bu sonuca vardı ki BM'nin yapısının değişmesi gerekiyor. Bu milletlerin şu anki isteklerinin gerçek beyanıdır. İkinci iş bir bağımsız grup kurulmalı ve kölelik döneminde ve baskı dönemindeki zararlar özellikle de dayatılmış savaşlar dönemindeki halkın zararları hesaplanması ve bunu halka geri ödenmesi gerekiyor. Bağımsız ülkelerden ve sömürgecilik sabıkası olmayan ülkelerden bağımsız bir grup seçilmesi lazım. Bu ülkelerin arasındaki adaleti kurmak ve ayarlamak adına yardımcı olacak. Ülkelerin zenginliğinin de birkaç devlet tarafından sömürülmesine engel olacaktır." diye ekledi. Afrika ülkelerinin çok zengin kaynaklara sahip olduğunu ama bu ülkelerin yöneticilerinin bile bu ülkelerin kaynaklarından habersiz olduğunu savunan İran Cumhurbaşkanı, "Eskiden sömüren ülkeler bu sömürge ülkelerin kaynaklarına hükmediyor. Bu zenginlikleri alıp götürüyor. Mesela bir ülkenin 4 milyon nüfusu var. Elmas, uranyum ve pahalı madenlere sahip zengin kaynakları var. Batılı ülkeler bu zenginlikleri alıp götürüyor. Oradaki halkların bundan hiç haberleri yok. Ama oradaki halk fakir ve aç." dedi. Ahmedinejad, "Aslında bu BM'nin göreviydi, bu zenginliklerin götürülmesini engellemesi gerekiyordu. Ama BM de bu birkaç ülkenin emrinde çalışıyor. Bu bir mantık savaşıdır. Ama eminim ki bu başarıya ulaşacaktır. Bir gün milletler hâkim olacaktır. Adalet bir gün hakim olacaktır." diye kaydetti. "BUGÜN TERÖR GRUPLARI KAPİTALİST SİSTEMİN ELİNDE ALET GİBİDİRLER" Usame Bin Ladin'in öldürülmesini de değerlendiren İran cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, "Terörün kökü adaletsiz dünya idaresinden kaynaklanıyor. Bütün terör olayları kesinlikle kapitalistlerle ilgilidir. Biz kendi ülkemizde tecrübe ettik. Bizim İslami inancımız kökten teröre karşıdır. Bugün terörizm ve terör grupları kapitalist sistemin elinde bir alet gibiler. Türkiye ve İran'da da bu girişimler var. Uygar devletler ve milletler zaten teröre ihtiyaçları yok. Terör kandırıkçı ve zayıf grupların işidir. Bizim bölgemizde Siyonist rejimi en fazla terör yapan, terörün en bariz şeklini gösterendir. Güpegündüz halkları öldürüp işgal ediyorlar. Beni de bilmem kaç kez tehdit ettiler." ifadelerini kullandı. "IRAK VE AFGANİSTAN'A GİRİLİNCE TERÖR DAHA DA ARTTI" NATO'nun Afganistan'a ve Irak'a girdiğinden beri teröristlerin de güçlendiğini savunan Ahmedinejad, "Terör yüzlerce kat arttı. Halbuki onlar teröre karşı savaşmaya geldik demişlerdi. Ama biz baştan biliyorduk onların niye geldiğini. Terör karşı bağımsız bir grup ortaya çıksın ve çalışmaya başlasın. Onlar savaşın yönetimini biz belirleyeceğiz onlar da kabul etmek durumundadır." dedi. "FİLİSTİN KONUSUNDA ÖNÜMÜZDE DAHA ÇOK YOL VAR" Filistin'de El Fetih ve Hamas arasındaki anlaşmayı da değerlendiren İran Cumhurbaşkanı şöyle konuştu: "Biz sanıyoruz ki Filistin halkı dünyadaki en mazlum halktır. Onlardan daha mazlum bir millet son yüzyıl içerisinde göremezsiniz. Son 70 sene içerisinde yapılan en kötü iş Siyonist rejimin kurulmasıydı. Filistin devletini kurulması, mültecilerin geri dönmesi ve işgalin sona ermesi bölgedeki herkesin isteğidir. Bu ümidi canlandıracak her adım bize göre pozitif olumlu bir adımdır. Bölgenin yararınadır. Herkes istiyor ki Filistin birlik olsun. Ama düşman bekliyor. Filistin'in amacı bütün toprakların özgürleştirilmesidir. Bu hedeflerinde herhangi bir eksiklik olmaması gerekiyor. Ama zannediyorum daha önümüzde daha çok yol var." Ahmedinejad, İsrail dışındaki tüm ülkelerle samimi bir diyalog kurmak istediklerini de dile getirdi. "LADİN KONUSUNDA ABD'YE GÜVENMİYORUZ" Ladin'e ilişkin bir başka soru üzerine ise Ahmedinejad, Amerikan yönetiminin haberlerine güvenmediklerini söyledi. Ahmedinejad, "10 sene önce bu kişinin adını kullanarak bizim ülkelerimize saldırı gerçekleştirdiler ve 1 milyon kişiyi öldürdüler. Şimdi ne yapacaklarını bilmiyoruz ama güvenmiyoruz. Şimdi onlar 11 Eylül konusunu toparlamak istiyorlar. Afganistan'ı karıştırmak istiyor olabilirler. En iyi yol ABD'nin askerlerini toplayıp bölgeden çıkmasıdır. Yoksa (Obama) Bush'tan daha kötü bir duruma düşecektir. Bugün halklar uyandı. Halkın canını ve güvenliğini bazı reklam oyunlarıyla alamazsınız. Hala 11 Eylül konusunda gerçek bir rapor verilmiş değildir. ABD'nin iddialarıyla ilgili belli bir evrak, belli bir delil ortaya çıkmamıştır. Kimse de onları onaylamamıştır. Artık siyasi ortamda böyle bir kişiliğin (Bin Ladin'i kastediyor) çalışamayacağı anlamına geliyor. ABD'nin artık bu kişiliği (Ladin) değiştirmesi gerekecek." dedi. İran'la P5+1 grubu arasındaki nükleer görüşmelere ilişkin bir soru yöneltilen Ahmedinejad, en yakın zamanda AB Dış Politika Temsilcisi Catherine Ashton'a bir mektup gönderileceğini söyledi. P5 +1'le görüşmeye her zaman hazır olduklarını belirten Ahmedinejad, İran halkı ile işbirliğinin onların faydasına olacağını kaydetti. ABD YÖNETİMİ TİYATRO GİBİ ABD'nin güvenlikle ilgili üst düzey yönetimindeki değişiklileri de değerlendiren Ahmedinejad, "ABD'de önemli ve esaslı olan kararlar bazı grupların elindedir. Sahneyi onlar ayarlıyor. Bunlar kendi kararları doğrultusunda kendi adamlarını ortaya koyuyorlar. Tıpkı bir tiyatro gibi. Burada aktörler değişiklik yaratmıyor. ABD'nin Ortadoğu'dan çıkması için her türlü yardımı vermeye hazırız. Şimdi başarılı olduk diyorlar ben de onlara teşekkür ediyorum; geldiniz 1 milyon kişiyi öldürdünüz, teşekkür ediyoruz." diye iğnelemede bulundu. Ahmedinejad, "Saddam'ı 8 sene İran'a karşı savaşması için kim teşvik etti? Kim 60 milyar dolarlık silah satıyor bölgede. Onlar bizim ilerlememizi istemiyorlar. Mantık ve direnmeyle bu işi aşabiliriz." dedi. Ahmedinejad, "ABD bizim düşmanımız; ama şikayet ettiğimizde görüyoruz ki hâkim olan da zaten ABD. Bir kişi hem düşman hem hâkim olabilir mi. Burada tıkanıyor. BM Güvenlik Konseyi'ne şikayet edeceğiz ama konseyin kendisi ABD'dir. Bir noktadan bu işbirliğinin başlamasını ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, son olarak Bahreyn'le ilgili bir soruyu şöyle cevaplandırdı: "Bir yönetici için en kötü iş halkına karşı durmasıdır. Bunun halkı için çalışması lazım, halkı öldürmemesi lazım. Halkın isteklerini öldürmemesi, uzlaşması lazımdır. Bir milleti bir coğrafyadan kaldıramazsınız. O zaman kime hükmedeceksiniz. Halk ölünce daha da zor olur. Başkalarının da hiçbir şekilde oraya güç götürmemeleri lazımdır. Bahreyn'e çağrıda bulunuyorum; halkınızla görüşün, kendi aranızda bu sorunu çözün. Daha halkçı bir yönetimle ülkenizi yönetin. Bunun bir geleceği olduğunu düşünüyorum şu anki manzarada. ABD'nin sözünü dinlemeyin onlar gidici." CİHAN
<< Önceki Haber Ahmedinejad: ABD'ye güvenmiyoruz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER