Temsilciler Meclisi İç
Güvenlik Komitesi Başkanı, Cumhuriyetçi Partili Peter King tarafından, Kongre'nin çalışma binalarından Canon'da düzenlenen
oturum öncesinde King, ABD'deki
Müslüman toplumunu, terörle mücadelede güvenlik güçleriyle
işbirliği yapmayı reddetmekle suçlamış ve ABD'deki bazı camilerdeki vaazların radikalleşmeye öncülük ettiğini ileri sürmüştü.
Ülkede
tartışma oluşturan ve bazıları tarafından 1950'li yıllardaki komünist karşıtı kampanyalara benzetilerek "
cadı avı" olarak nitelendirilen oturuma, çok sayıda izleyici ve basın mensubu katıldı. Hatta, salona sığamayan basın mensupları ile bazı izleyiciler için oturumu televizyondan izleyebilecekleri ayrı oda hazırlandı.
Oturum öncesi ve sırasında koridorda birçok polisin görev aldığı görülürken, King'in isteği üzerine Kongre'de görevli polislerin oturumun yapılacağı yer ve çevresi ile King'in ofisinde güvenlik önlemlerini artırdığı belirtildi.
-"ÜLKEDEKİ RADİKALLEŞME..."-
Oturuma, King'in başkanlığında geçildi. Bu sırada salonda
pankart açmak isteyen iki kişinin bu girişimine müdahale edildi.
King, oturumun açılışında yaptığı konuşmada, oturuma yönelik "Amerika'ya yakışmayan" ve "radikal" olduğu şeklindeki nitelemeleri reddetti.
"Ülke içindeki radikalleşmenin, ABD'ye yönelik eylemlerine devam etmek için El Kaide'nin stratejisinin bir parçası olduğunun tamamen farkındayız" diyen King, "El Kaide'nin kendine adam toplamak için
Amerikan Müslüman toplumunu
hedef aldığını'' öne sürerek, oturumda bu tehlikeli gidişin ele alınacağını söyledi.
King, "Bu tehditle savaşmak için Müslüman toplumundan ılımlı liderliğin ortaya çıkması gerektiğini" ifade etti.
-MÜSLÜMAN MİLLETVEKİLİ GÖZYAŞLARINI TUTAMADI-
Temsilciler Meclisi'nin ilk Müslüman üyesi Demokrat
Keith Ellison da yaptığı konuşmada, komiteyi girişiminden dolayı kınadı ve bu oturumun Amerikan değerleriyle tezatlık oluşturduğunu söyledi.
"Bugünkü oturum benim ailem ve toplumumun güvenliğini riske atıyor" diyen Ellison, birkaç kişi yüzünden tüm toplumun damgalanmasının doğru olmadığını, eylemlere karışan bu kişilerin de Müslüman toplumunu temsil etmediğini belirtti.
Ellison, 11
Eylül olayları sırasında yaralılara
yardım ederken hayatını kaybeden 23 yaşındaki Müslüman sağlık görevlisi
Muhammed Salman Hamdani'nin hikayesini anlatırken de göz yaşlarına hakim olamadı. Ellison'ın sesi özellikle şu sözleri söylerken titredi:
"Trajediden sonra, bazı insanlar sadece Müslüman olduğu için onun karakterini lekelemeye çalıştı. Bazı insanlar, Müslüman olduğu için onun eylemcilerle işbirliği yaptığı yönünde spekülasyon ve dedikodu yaydı. O, sadece bir etnik grubun ve dinin üyesi olmaktan ziyade, Amerikalı arkadaşları için her şeyini veren bir Amerikalı olarak tanımlanmalı."
Ellison, konuşmasının ardından hemen salondan ayrıldı.
-MİLLETVEKİLLERİNDEN TEPKİ-
Bazı milletvekilleri de oturum hakkında sert eleştirilerde bulundu.
Demokrat John Dingell, komitenin, yaptıkları incelemenin, Arap, Müslüman veya diğer Amerikalıların adları veya sadakatlerini lekelemeyeceğini sağlaması gerektiğini söyledi.
Demokrat Bennie Thompson da bu oturumun teröristlerce ilham kaynağı olarak kullanılacağı yorumunda bulunarak, Kongre'nin sözlerinin problemi daha kötü hale getirmediğinden emin olma sorumluluğunu taşıdığını belirtti.
Demokrat Sheila Jackson Lee, bu oturumun El Kaide'nin işine yaradığını belirtirken, Laura Richarson da oturumla ayrımcılık yapıldığını ve gücün kötüye kullanıldığını ifade etti.
Bazı milletvekilleri de King'in adil olmayan bir şekilde tek bir dini grubu "
şeytan gibi gösterdiğini" dile getirdi.
-"GERÇEK TANIKLAR YOK"-
Oturumda
tanık olarak dinlenen Melvin Bledsoe, teröre karıştıktan sonra
ABD askerleri tarafından öldürülen oğlunun,
Yemen ve Tennessee'deki camide radikal hale getirildiğini söyledi.
Minnesota'dan,
Somali asıllı Amerikalı Abdirizak Bihi de yeğeninin
militan gruplara katılıp Somali'de savaştığını, ABD'deki cami liderlerinin ailesini, güvenlik güçleriyle işbirliği yapmaması yönünde uyardığını ifade etti.
Los Angeles şerifi Leroy
Baca ise bölgesinde Müslümanların kendileriyle yaptığı işbirliğine teşekkür etti ve tek bir bölgeye odaklanılmaması gerektiğini belirterek, bunun bir dini veya herhangi bir grubun radikalliğe diğerlerinden daha eğilimli olduğu yönünde bir yanlış varsayım yaratabileceğini dile getirdi.
Demorat milletvekili Jackie Speier, oturumda tanık olarak FBI ve İç Güvenlik Bakanlığından gerçek uzmanların bulunmadığını belirterek, oturumu, "çok çarpık bir tartışma" olarak niteledi.
-DİN VE İNANÇ LİDERLERİNDEN ORTAK AÇIKLAMA-
Oturumun ardından,
ülkedeki Müslüman,
Yahudi ve
Hristiyan liderlerinin de aralarında bulunduğu birçok
inanç lideri, Kongre'nin aynı çalışma binasında basın toplantısı düzenledi.
Liderler, yaptıkları ortak açıklamada, Müslümanlara yönelik "radikalleşme" iddiasını yalanladılar.
Müslümanların ABD toplumunda yaşayıp, toplumun her kesiminde gururla görev aldıklarını belirten liderler, Müslümanların "Amerika'nın güvenliğine ve barışına bağlı olmadıkları" yönündeki iddianın yanlış olduğunu ve Müslüman toplumunun terörizmi önlemeye önemli katkı sağladığını dile getirdi. Liderler, "Böyle bir oturumdan dolayı üzüntü duyuyoruz" dedi.
"
Ruhani liderler ve inanç insanları olarak, ABD kongresine, hükümetin her düzeyindeki seçilmiş yetkililere ve tüm Amerikan vatandaşlarına, komşularına karşı, kalıcı zarar verici tanıklık yapmamaları" uyarısında bulunan ve "inanç toplumları ile iyi niyetli insanları omuz omuza durmaya çağıran" liderler, King'in Müslümanların güvenlik güçleriyle yeterli işbirliği yapmadığına yönelik iddiasını kanıtlayamadığını vurguladı.
Liderler, "Sadece birkaç kişi yüzünden bir dinin tüm üyelerine yargıda bulunulmasından kaçınılmasını ve tek bir dini grubun hedef alınmaması gerektiğini" belirterek, "Anayasanın güvence altına aldığı haklar, tüm ABD vatandaşlarını hakkıdır" ifadesini kullandılar.
AA