Jeolojik yapısı itibariyle zengin bir
doğaltaş potansiyeli, değişik
renk,
doku ve desende 480'den fazla doğaltaş çeşidi olan
Türkiye'de, ağırlıklı olarak başta
mermer ve
traverten olmak üzere granit, oniks, kireç taşı, bazalt ve kayrak gibi birçok taş çıkarılıyor. 2010 yılında 11,5 milyon ton
üretim yapan doğaltaş
sektörü, bunların yüzde 60'ını iç pazara veriyor. Yaklaşık bin doğaltaş ocağı,
küçük ve orta ölçekli bin 500
fabrika ve 7 bin 500 atölyenin bulunduğu Türkiye'de doğaltaş madenlerinin yüzde 90'ı Batı Anadolu'da yer alıyor. Ülke ekonomisine 1,6 milyar dolar katkısı bulunan sektör, bütün elverişli imkânlara rağmen diğer
ülkelerle kıyaslandığında elindeki taşı hak ettiği değere satamıyor.
İtalya mermerin tonunu bin 400 dolardan satarken Türk firmaları, ancak 850 dolara alıcı bulabiliyor. Türkiye, doğaltaş üreten ülkeler arasında Çin,
Hindistan, İtalya ve İspanya'dan sonra beşinci sırada yer alıyor.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Jeoloji ve Kaya Mühendisi Doç. Dr. Saffet Yağız, dünyanın en değerli doğaltaş madenlerine sahip olan Türkiye'de
ocak işleten firmaların, taşların kalitesi ve özellikleri tespit edilmediği için
ucuza satmak zorunda kaldığını söylüyor. Dünyada 2010 yılında üretilen 116 milyon ton doğaltaşın yüzde 10'unun Türkiye'den olduğunu belirten Doç. Dr. Yağız, rezervlerin düşük birim fiyattan
ihraç edilerek tüketilmesinin gelecekte dezavantaja dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Doğaltaş sektörünün maden işletmecilikleri içinde en zor ve riskli olanların başında geldiğini ifade eden Yağız, "Bir doğaltaş ocağının işletmeye açılabilmesi için yeterli rezerve olacak. Taşlar kesilebilir ve işlenebilir olacak. Renk ve doku homojenliği olacak, cila alacak. Blok verecek ve piyasada alıcısı bulunacak. Türkiye'de farklı renk ve doku özelliklerine sahip doğaltaş rezervleri sayesinde
ihracat rakamları her geçen gün artıyor." dedi.
TSE Doğaltaş Deney Standartları Düzenleme ve Yenileme Komitesi üyesi de olan Saffet Yağız, "Doğal taşlarımızın kıymetini bilmiyoruz.
Pazarlama stratejimizde hatalar var. Dünyada doğaltaş satan ülkelerin yıllık ihracatına baktığımızda, birim fiyatta en düşük kârı Türk firmaları elde ediyor. Traverten ve ocak işletmelerinde geleneksel olarak çalışan kimselerin büyük bir çoğunluğu taşların bastırma, bükülme ve çekme dayanımını, homojenlik derecesini, ne kadar su emdiğini, nerelerde kullanılması gerektiğini tam olarak bilmiyor. Sadece gözle seçme sonucu elde edilen bloklar ya da işlenen plaka ve değişik boyutlardaki tabakalar yurtdışına gönderiliyor. Bu da kaliteli taşın ucuza satılmasına sebep olabildiği gibi taşlar arasındaki farklılıklarda, piyasada kalite güvenilirliğini sıkıntıya sokabilir." şeklinde konuştu.
Denizli ve çevresinde ekonomiye küçümsenmeyecek katkısı olan bu sektörün canlanabilmesi için doğaltaş ocağı işleten ve ihracat yapan firmaların üniversitelerle işbirliğine girmesi gerektiğini anlatan Yağız, "Doğaltaşlar standart bir katalog ve özellikleri ortaya koyularak ihraç edilmesi halinde, pazarlamada kalite şartı ve profesyonellik oluşturulabilir. Böylece hem taşların kalitesinde ortak bir yerel standart olur hem de kaliteye göre fiyatlandırmada bilimsel ve profesyonel bir yol takip edilir. Taşların blok olarak ihraç edilmesinden ziyade Türkiye'de işlenerek satılması, ekonomiye ve istihdama daha fazla katkı sağlar." dedi.
Türkiye'deki toplam travertenin yüzde 15'i, Denizli'nin Honaz ilçesine bağlı Kocabaş beldesinin kuzeyinde yer alan Ballık Boğazı mevkisindeki 52 taş ocağından çıkarılıyor. Denizli Mermerciler ve
Madenciler Derneği eski Başkanı Samet Gündüz, Türkiye'deki ocakların ucuz doğaltaş satmasının en önemli sebebinin, sektörde çalışan işletmelerin yurtdışındaki büyük iş ve ihalelerde ortak hareket edememesi olduğu söylüyor.
CİHAN