Davutoğlu, "Buradaki işadamlarımızı dış
politika vizyonumuzun en önemli öncüleri olarak görüyoruz" dedi. Davutoğlu,
Türkiye'nin Batum Başkonsolosluğu'nda Türk işadamları ile bir araya geldi. Toplantıya Türkiye'nin
Gürcistan Büyükelçisi Levent Murat Burhan, Batum Başkonsolosu
Tuğrul Ercan Özten, Artvin'in
Hopa ilçesi
Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Engin Koyuncu ile Batum'daki yaklaşık 30 Türk
işadamı katıldı.
Toplantı öncesi konuşan Davutoğlu, Türkiye'nin komşuları ile ilişkilerini derinleştirerek tam anlamıyla bir entegrasyon yaşamak istediğini söyledi. Bu anlamda
Suriye,
Yunanistan,
Bulgaristan,
Irak,
Rusya,
İran ve
Gürcistan gibi
ülkelerle ciddi mesafeler aldıklarını kaydeden
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Komşu ülkelerle sınır kavramını da değiştirerek, sınırları birbirimizden ayıran bir engel gibi değil aksine akraba topluluklarımızı, kardeş ve dost komşu ülkelerimizi birbirine bağlayan kapılar olarak görüyoruz. Mutlak anlamda kültürel ve
ekonomik açıdan bir entegrasyon, bir iç içe geçme ve insan hareketliliğinin arttığı bir ilişki istiyoruz. Bu noktada Gürcistan ile çok ciddi mesafeler aldık. Siyasi düzeyde ilişkilerimiz en üst düzeyde. Ekonomik ilişkilerde Gürcistan'ın ihracat ve ithalatta ticari ortağıyız. Ülkede ciddi yatırımlarımız var. Uzun dönem sadece Türkiye ile Gürcistan arasında, Türkiye ile
Sovyetler Birliği arasında değil, NATO ile Sovyetler Birliği arasında
Berlin Duvarı gibi olan Sarp Kapısı, Türk ve Gürcü halklarının kardeşliği, dostluğu ve komşuluğu üzerinden yerle bir edildi."
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu anda Sarp kapısı bir geçiş kapısı. Batum'da tarihi, demokratik ve coğrafya açısından Artvin'in, Rize'nin, Trabzon'un kardeş şehri. Biz bu kapıları en etkin şekilde kullanarak geçişleri daha da kolaylaştırmak istiyoruz. Gürcistan ile geliştirdiğimiz iyi ilişkiler sayesinde Batum hava
limanı da ortak kullanılan liman haline geldi. Vatandaşlarımız Türkiye'deki bir şehre
seyahat eder gibi gidiyor. Bundan sonraki aşamalarda bu ilişkileri daha da kolaylaştırmayı düşünüyoruz. Gürcistan'ın istikrarı ve refahını kendi istikrar ve refahımız olarak görüyoruz. Batum'un refahını da yine bizim
Karadeniz vilayetlerinin refahı olarak değerlendiriyoruz. Bu
bölge zaten beraber gelişirse, gelişebilir. Biri diğerini
ihmal ederek gelişemez.
Doğu Karadeniz havzasını Karadeniz'in en işlek liman ve
kavşak noktası haline getirmek için çaba göstereceğiz. Bu bizim hem Karadeniz, hem Kafkaslar stratejimizin en önemli unsurlarındandır. Bu ziyaretlerle ilişkileri geliştirmeyi düşünüyoruz. Bu ilişkilerin en önemli ayağı işadamlarımızın kurduğu irtibatlardır. Siyasi ilişkiler ne kadar iyi seyrederse etsin bu ilişki ekonomik ve kültürel ilişkilerle desteklenmezlerse çok iyi siyasi ilişkiler halinde kalırlar ama kalıcı ve uzun dönemli sonuç
doğurmazlar. Halbuki iyi siyasi ilişkilerin özellikle kültürel ve ekonomik ilişkilerle desteklenmesi ise her iki ülke içinde büyük kazanımlar sağlar. Onun için buradaki işadamlarımızın
dış politika vizyonumuzun en önemli öncüleri olarak görüyoruz. Burada ne kadar çok yatırım yaparlarsa hem Gürcistan ekonomisine katkıda bulunurlar hem de Gürcistan ile Türkiye et ve tırnak gibi tarihi ilişkilerini daha da güçlendirirler."
DHA