İstanbul Maden ve
Mücevherat İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Can Özkök, çıplak taş ve ham
elmas ithalatında uygulanan yüzde 20'lik ÖTV'nin
Hindistan ve Çin'de olduğu gibi kaldırılmasının, bu iş için jeopolitik ve coğrafi olarak ''en uygun'' olan
Türkiye'ye büyük katkılar sağlayacağını belirtti. Özkök, bu sayede büyük pırlanta toptancılarının gözlerinin Türkiye'ye çevrileceğini, Anadolu'da
ucuz işçilik avantajıyla binlerce kişinin istihdam edileceği fabrikalar kurulabileceğini bildirdi.
Özkök, Türk
Ekonomi Bankası'nın (TEB) ''Türkiye Altın, Takı ve Mücevherat Sektörü Gelecek Stratejileri Konferansı'nda yaptığı konuşmada,
sektörü
kayıt dışılıktan kurtarmanın,
üretimi ve ihracatı artırmanın, sektör üzerindeki vergisel sorunların çözülmesine bağlı olduğunu vurguladı.
Sektörün
altının emtia artışında ve düşüşünde vergisel anlamda cezalandırıldığını belirten Özkök,
kayıt dışı çalışmaya yönelmiş bir sektörün yaptığı işlemlerin bilançolarına yeterince yansıyamadığını ve bunun sektörde
kredilendirme açısından negatif durumlar yarattığını ifade etti.
Dünyada yüzbinlerce insanın istihdam edildiği taş kesim işlemi için Türkiye'deki istihdam sayısının sıfır olduğunu kaydeden Özkök, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu işlem büyük taş üretici ve toptancı firmaların vergisel avantajlarından dolayı Hindistan, yakın zamana kadar
İsrail,
Belçika ve
Hollanda, şimdi ise Çin'de yapılmaktadır. Sadece bir firmanın Çin'deki bir firmasında 30 bin kişiyi istihdam etmesi ve ülkemizin bu
pazardan pay alamaması düşündürücüdür.
Pırlanta sanayinin dünyadaki işlem hacmi 70-80 milyar dolar seviyelerindedir. Maalesef bu sanayiden ülkemiz yüzde 1 seviyesinde pay almaktadır ve bu yüzde 1'lik oran bile dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan yüzde 20'lik ÖTV yüzünden resmiyete yansıyamamaktadır. Çıplak taş ve ham elmas ithalatında uygulanan yüzde 20'lik ÖTV'nin Hindistan ve Çin'de olduğu gibi kaldırılması, bu iş için jeopolitik ve coğrafi olarak en uygun olan ülkemize büyük katkılar sağlayacaktır. Bu sayede büyük pırlanta toptancılarının gözleri Türkiye'ye çevrilecek, Anadolu'da ucuz işçilik avantajıyla binlerce kişinin istihdam edileceği fabrikalar kurulabilecek, zaman içerisinde ülkemiz
Avrupa, mücevhere düşkün
Rusya ile Türk devletler ve çok önemli bir pazar olan Ortadoğu'nun mücevher üretim merkezi olabilecektir.''
-''İTHALAT RAKAMLARI BİR HAREKETLİLİK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR''-
İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç da tünelden çıkış için 2011'i bir başlangıç olarak gördüğünü, bu yılın Ocak ayından bugüne kadar altın ithalat rakamlarının 13,5 ton olduğunu, bunun bir hareketlilik olduğunu gösterdiğini, işlem hacminin ise 20,5 ton olarak gerçekleştiğini söyledi.
Saraç, 2011 için altın madencileri ile ilgili bir araştırmada, yüzde 75'inin
fiyat seviyesinin 1.400 doların altına inmeyeceğini düşündüğünü belirterek, şöyle konuştu:
''Enflasyonla ilgili bekleyişler yukarı yönlü olacak diye gösteriyor. Kıymetli madenden üretim yapan sektör için bu yılın da çok verimli geçmeyeceğini gösteriyor. Altın yatırımı olacaktır mutlaka ve artacaktır. Fonlarda artış olacaktır. Ancak takı sektörü için ciddi bir veri ortaya çıkmayacak. Sadece bir başlangıç olacağını tahmin ediyorum.''
Pırlanta
Piyasasının bu yıl İAB bünyesinde faaliyete geçebileceğini, ÖTV'de
düzenleme yapılması gerektiğini ifade eden Saraç, ilk aşamada bu piyasada çok büyük bir hacim beklemediklerini bildirdi.
-''BELÇİKA TAŞ BORSASI'NDAN DOĞAN BOŞLUĞU İSTANBUL KAPATABİLİR''-
TEB Genel Müdürü Varol Civil ise bugün 250 bin kişinin çalıştığı, 40 bin civarında firmanın faaliyette bulunduğu ve yıllık 10 milyar dolarlık hacmi olan, büyük bir pazara dönüşen Türk kuyumculuk sektörünün yıllık 1,5 milyar dolara yaklaşan ihracatıyla İtalya'dan sonra dünyanın ikincisi olduğunu, toplam piyasa büyüklüğüyle de dünya altın ticaretinin yüzde 10'unu gerçekleştirdiğini söyledi.
Civil, mücevherat sektörü için Taş Borsası'nın fiilen hayata geçmesi gerektiğini ifade ederek, ''Belçika Taş Borsası'nın zayıflaması sonucunda Avrupa'da ortaya çıkan boşluğu Türkiye'nin doldurması gündeme gelmektedir. Sektörün önde gelen işletmeleri, İstanbul'un bu konuda gerek sektör gerekse coğrafik açıdan birçok artısının olduğunu dile getirmektedir. Ancak bu konu sadece işletmelerin çabasıyla gerçekleşmeyecek düzeyde stratejik bir öneme sahiptir'' dedi.
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, ÖTV meselesinin sektörün önününü tıkadığını savunarak, sektörün ve ülkenin geleceğine zarar verdiğine inandıkları bu konunun bir an önce giderilmesi gerektiğini belirtti.
-ALTIN KKEDİLERİNDE 2010'DA YÜZDE 15 ARTIŞ-
TEB Altın Bankacılığı Direktörü Selami Erten de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, altın fiyatlarında yaşanan dalgalanmadan dolayı geçen yıl sektörde altın kredilerinde yüzde 15 artış yaşandığını, kuyumculuk sektörünün bu kredilere yoğun ilgi gösterdiğini, talebin devam ettiğini bildirdi.
Erten, kredilerde bu yıl da yüzde 15-20
büyüme beklediklerini belirterek, TEB'in altın kredilerinde en büyük paya sahip olduğunu ve 2011'de sektöre paralel bir büyüme beklediğini kaydetti.
Erten, kredi bakiyelerinin 5 ton civarında olduğunu kaydetti.
AA