Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu (
TAEK) tarafından düzenlenen, ''
Nükleer Enerjinin Türk Enerji Sistemine Girişi'' konferansı TAEK'de yapıldı. Burada konuşan Bakan Yıldız, hızla büyüyen Türkiye'nin enerji arz güvenliği konusunda yapılanmasının çok önemli olduğunu, bu çerçevede
nükleer santral yapılanmasına da çok önem verdiklerini söyledi.
Enerji
sektörünün liberalleşmesinde önemli mesafeler alındığını dile getiren Yıldız, enerjide
özel sektör payının yüzde 52'ler civarına ulaştığını, bu payın
özelleştirme ve yeni kurulan
üretim santralleriyle birlikte daha da artacağını söyledi. Yıldız, ''Yakın bir zamanda özel sektör temsilcisi bize gelip, 'Ne alım, ne hazine garantisi istiyorum, bu yatırımı yapacağım ve serbest piyasada satacağım'
derse buna şaşırmamak lazım' dedi.
Her enerji kaynağının birbirine göre avantajı ve dezavantajı bulunduğuna işaret eden Yıldız, nükleer santrallerde
yakıt olarak kullanılan
uranyumun ancak binde 6'sının kullanıldığını, o yüzden atık yakıtların kullanılmasının önümüzdeki süreçte çok önemli olacağını kaydetti.
-RUSYA İLE YAPILAN NÜKLEER SANTRAL ANLAŞMASI-
Türkiye'nin
Rusya Federasyonu'yla
işbirliği ile yapmayı planladığı nükleer santral konusunda önemli bir noktayı yakaladığını belirten Yıldız, ''
Proje şirketi kurulmuştur, yerle ilgili çalışmalara başlanmıştır ve bir şantiyeye doğru gidilmektedir'' dedi.
Karadeniz'de
Sinop'ta kurulması planlanan nükleer santral konusunda da
Japonya ile görüşme halinde bulunduklarını kaydeden Yıldız, Japonya ile iyi bir ivme yakalandığını söyledi.
Her reaktörün bir nükleer santral anlamına geldiğini, buna göre 4'ü
Mersin Akkuyu, 4'ü de Sinop İnceburun olmak üzere 8 nükleer santral yapıldığını ifade eden Yıldız, ''
2023 yılında inşallah 3 temel blok ve 12 reaktörün devreye alındığı bir Türkiye'yi görmeyi
ümit ediyoruz'' dedi.
Karbondioksit emisyonları bakımından düşünüldüğü zaman da nükleer santralin önem taşıdığını belirten Yıldız, şunları söyledi:
''Türkiye nükleer santrali
tercih etmekle doğru bir iş yapmıştır, nükleer santral konusunda kararlılığımız artan dozlarla devam edecektir. Biz Türkiye'deki kamunun ve genel finansman yapısının,
faiz hadlerinin hiçbir zaman olumsuz yönde tahrip edilmeyeceği bir yapı kuruyoruz. Yani enerji sektörünün ulusal siyasete yük olmadan sürdürülmesinden yanayız.''
-''TÜRKİYE'NİN KARARI ÇOK ÖNEMLİ''-
Konferansta konuşan
OECD Nükleer Enerji Ajansı Genel Direktörü Luis Echavarri de Türkiye'nin nükleer konusunda aldığı kararın çok önemli olduğunu ve Türk milletinin bundan son derece faydalanacağını düşündüğünü bildirdi.
Türkiye'nin nükleer santral yapımında gerçekleştirdiği modelin dünyada bir ilk olduğunu da belirten Echavarri, bugün birçok ülkenin nükleer santrale geçmek istediğini, ancak karşılaştıkları temel zorluğun finansman sağlamak olduğunu söyledi. Echavarri, ''
Yatırımcıları bulmak ve uzun yatırım sürecinde riski göze almalarını sağlamak oldukça zor. Bu konuda Türkiye çok şanslı'' dedi.
Nükleer santral kararı alan Türkiye'nin kimsenin yapmadığı bir şeyi yapıyor olmadığını da ifade eden Echavarri, fakat sürecin halka çok iyi anlatılması, halkın da olurunun alınması gerektiğini söyledi. Echavarri, ''Halkın,
sivil toplumun desteği olmadan nükleer programı gerçekleştiremezsiniz. Topluma neden
nükleer enerjiye geçildiğini, dünyadaki diğer ülkelerin bu konuda neler yaptığını anlatmak çok önemli'' diye konuştu.
Halen dünyada faal olarak 441 adet reaktörün bulunduğunu belirten Luis Echavarri, OECD ülkelerinin de enerjilerinin yaklaşık yüzde 20'sini nükleer enerjiden karşıladığına dikkat çekti.
-NÜKLEER SANTRAL YAKITI URANYUM-
Nükleer santrallerin yakıtı olan uranyum kaynakları hakkında da bilgi veren Echavarri, bugün dünyada
Avusturya ve
Kanada başta olmak üzere 300 yıl yetecek kadar uranyum bulunduğunu, yani uranyum kıtlığı bulunmadığını söyledi. Echavarri, ''Yeni teknolojiler ve reaktörler de devreye girerse mevcut yakıt kaynaklarının 30-40 kat daha uzun yıllar kullanılabileceği bir yapı da öngörülüyor'' dedi.
Nükleer santral çalıştırmak için çok fazla yakıta ihtiyaç duyulmadığını, bir termik santralde yakılan şeyin kömür ve doğalgaz olurken, nükleer de bir anlamda bilim adamlarının beyninin yakıldığını söyleyen Echavarri, ''Nükleer enerjinin temeli teknolojidir. Yakıtın yani uranyumun rolü çok
küçük'' diye konuştu.
Nükleer enerjide bir diğer önemli unsurun da atıkların bertaraf edilmesi konusu olduğunu anlatan Echavarri, bugün atık bertarafı konusunda
Almanya, Japonya, Çin,
Belçika,
Fransa gibi ülkelerin önemli çalışmalar yaptığını söyledi.
-65 REAKTÖR İNŞA HALİNDE-
Nükleer santral sayısının dünyada giderek arttığına da dikkat çeken Luis Echavarri, halen 65 reaktörün inşa aşamasında olduğunu, bu sayının içinde Türkiye,
İtalya, Birleşik Krallık,
Vietnam gibi ülkelerin aldığı nükleer santral yapma kararlarının dahil olmadığını söyledi.
Echavarri, ''Çin 27 reaktör, Rusya 11 reaktör,
Hindistan ve
Kore 5'er reaktör inşasına başladı. Bu dünyada büyük bir durum değişikliği yaşandığını gösteriyor'' dedi.
Echavarri, ABD'den 2-3 yıl önce 13 yeni reaktör için
lisans verdiğini ve şeyl gaz çalışmaları nedeniyle bazı reaktörlerin yapımını durdurduğunu da kaydetti.
Echavarri dünyadaki reaktör sayısının 2050 yılına kadar 1400-1500'e kadar ulaşacağının tahmin edildiğini ifade etti.
-ÇERNOBİL VE METSAMOR SANTRALLERİ-
Echavarri, bir soru üzerine,
Çernobil kazası tekrar etseydi bugün bu konferansta konuşamayacağını belirterek, şunları kaydetti:
''Çernobil gibi bir felaketi toplumların kabul etmesi mümkün değil. Çernobil teknolojisi OECD ülkelerinin hiçbirinde lisans alamazdı. Çernobil'in ne teknolojik, ne güvenlik kriterleri bakımından referans olduğunu düşünmüyorum. Fakat bu kazadan çok ders çıkartıldı. Çernobil teknolojinin gelişmesine çok katkı sağlamıştır. Çernobil'i değil ABD'deki Üç mil kazasını aslında bugünün teknolojisiyle kıyaslamak lazım. Nükleer santral sızıntılarında muhafaza binasının rolü çok önemlidir. Üç mil adasında muhafaza binasının başarılı gerçekleştirildiğini görme fırsatı yakaladık.
Sızıntı sadece bina içinde kalmış, dışarıya tek bir madde çıkmamıştır. Bugün inşa edilen tüm reaktörlerde muhafaza binası bulunmaktadır.''
Metsamor Nükleer
Santralinde sızıntı iddialarının olduğunun sorulması üzerine de Echavarri,
Ermenistan ile doğrudan bir ilişkileri bulunmadığını, bu nedenle söz konusu reaktörü çok yakından tanımadıklarını söyledi.
AA