Göksu, bunun ''hem
teknik, hem hukuksal, hem de insanı olarak yanlış olduğunu'' öne sürdü.
Göksu,
Petrol-İş Sendikası
Ankara Şubesi'nde, Silikozis
hastası bazı kot kumlama
işçileriyle birlikte
basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Türkiye'de kot kumlama işçisi olarak çalıştıkları için
genç yaşta Silikozis hastalığına yakalanan bin 300 civarında işçi olduğunu söyleyen Göksu, bunlardan 46'sının hayatını kaybettiğini belirtti.
Sözcü Göksu, silikozis hastalığına yakalanan işçilerin, çocuk yaştan itibaren çalışmalarına rağmen sigortaları yapılmadığı için hiçbir sosyal güvenceleri olmadığını, bu nedenle çalışamaz duruma gelen işçilerin ve ailelerinin hastalık ve yoksullukla baş başa kaldıklarını anlattı.
Kamuoyunun, kot kumlama işçilerinin dramından haberdar olmasının ardından,
Sağlık Bakanlığı'nın kot kumlamayı
yasakladığını ve Silikozis hastalarına ücretsiz sağlık hizmeti vermeye başladığını anlatan Yasemin Göksu, ayrıca TBMM'de Torba Yasa Tasarısı'na eklenen bir maddeyle, kot kumlama işçilerinin
özürlü kapsamına alınmasının öngörüldüğünü söyledi.
''Torba Yasa Tasarısı'nın bizleri özürlü kapsamına alması hem teknik, hem hukuksal, hem de insani olarak yanlıştır'' diyen Göksu, şunları kaydetti:
''Biz özürlü değiliz. Tıpkı, sigortasız olduğu halde
iş kazası geçirdiğinde malulen
emekli edilen işçiler gibi malulen emekli olma hakkımızı istiyoruz. Bu tasarı, bize 100-300 TL özürlü aylığı bağlıyor. Üstelik bu
maaş, kişinin ölümüyle birlikte kesiliyor. Bu sosyal güvenlik şemsiyesi değildir. Bunu kabul etmiyoruz. Biz, ailelerimiz, eşlerimiz ve çocuklarımızla birlikte sosyal güvenlik kapsamına girmek istiyoruz. Çünkü biz öldükten sonra ailelerimizin sigortası olsun istiyoruz. Bu maddenin düzeltilmesini talep etmek için bir haftadır Ankara'dayız. Bize tasarının yıl sonuna kadar yasalaşacağını söylemişlerdi. Biz de
oksijen tüplerimizi, yorganlarımızı, döşeklerimizi alıp geldik.
Bütçe görüşmeleri nedeniyle tasarı Ocak ayına ertelendi. Bir haftadır,
iktidar ve muhalefet partilerinin temsilcileriyle görüşüyoruz. Nefesimiz yettiğince bu yanlışı ve taleplerimizi anlatıyoruz. Şimdi gidiyoruz. Tasarı, Genel Kurul'a gelmeden biz yine Ankara'ya geleceğiz. Nefesimiz yettiğince de anlatmaya devam edeceğiz.''
-''MÜCADELEMİZ GERİDE KALANLAR İÇİN''-
Silikozis Hastası Yılmaz
Kartal, hasta olmasına rağmen hak aramak üzere defalarca Ankara'ya geldiğini ve hala sonuç alamadıkları için üzüntü içinde olduğunu belirtti.
Ağır sağlık sorunlarının yanı sıra geçim sıkıntısı da çektiklerini dile getiren Kartal, ''Sayın Başbakanımıza sesleniyoruz; Bu çığlığı duyun. Kimse duymasa da Sayın Başbakanımız sesimizi duyacak ve sorunumuzu çözecektir. Eşlerimiz ve çocuklarımızın hiçbir sosyal güvenceleri yok. Mücadelemiz geride kalanlar için, ölen arkadaşlarımızın yetimleri için. Artık Ankara'ya gelmek istemiyoruz'' diye konuştu.
Bir diğer Silikozis hastası
Fethullah Şahin de solunum cihazına bağlık
yaşam mücadelesi verdiğine dikkati çekerek, ''Ciğerlerimiz zaten paramparça. Geçim derdi çilemizi daha da büyütüyor. Elinizi vicdanınıza
koyun, derdimize derman olun. Devlet büyüklerimize sesleniyorum; Bize umut, ışık verin. Geride kalan çocuklarımız perişan olmasın'' dedi.
AA