Bakan
Ergün, "
Ceza kesilen reklamları incelediğimizde, çok açık ihlaller olduğunu görebiliyoruz. Bir reklam, bir ilacın bir haftada bilmem kaç kilo zayıflatacağını söylüyorsa, bunun bilimsel bir karşılığının olması gerekir" dedi.
AK Parti Sivas Milletvekili Mustafa Açıkalın başkanlığında toplanan
TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu,
Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı ile Rekabet Kurumu'nun 2011
bütçelerinin görüşmelerine başladı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada
krizin yoğun bir şekilde hissedildiği 2009 yılında
üretim, ihracat ve istihdamda bir miktar kayıp yaşansa da, krize son giren, krizden ilk çıkan ülkelerden birinin
Türkiye olduğunu söyledi. Türkiye'nin krizden kalıcı bir
hasar almadan çıkmayı başardığını belirten Ergün, "2009 yılı boyunca, bazı çevrelerden gelen yoğun kriz
propagandasının altında, Türkiye ekonomisinin yaşadığı sıkıntıların yapısal değil konjonktürel sıkıntılar olduğunu ifade ettik. 2009'un son çeyreğinden itibaren de, bu tespitlerimizde ne kadar haklı olduğumuzu görmüş olduk. Eğer birtakım karamsar propaganda üretilmiş olmasaydı, bir kriz edebiyatı oluşturulmasaydı, krizin etkileri hiç şüphesiz daha sınırlı olacaktı. Her şeye rağmen, bu yılın ilk yarısında yüzde 11 gibi çok önemli bir
büyüme yakalayarak dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduk" diye konuştu.
KOSGEB desteklerinde, yenilikçi faaliyetler için ayrı bir program oluşturduklarını ifade eden Ergün, önümüzdeki dönemde, Teknolojik Ürün Patent Destek
Programı, Teknolojik Ürün
Yatırım Destek Programı ile Teknolojik Ürün Tanıtım ve
Pazarlama Destek Programı gibi programları da devreye almayı planladıklarını söyledi. Üzerinde çalıştıkları Türk Tasarım
Strateji Belgesi'nin,
tasarımcı ve sanayici işbirliğinin sağlanmasına ve 'Türk tasarımı' imajının yerleşmesine yönelik boşluğu büyük oranda dolduracağını ifade eden Ergün, "Türkiye, son yıllarda
marka ve
patent alanlarında da önemli bir ivme yakalamış, son birkaç yılda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında, Avrupa'nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girmiştir" diye konuştu. Reel ekonomiyi, birkaç büyük firmanın başarısına endekslemenin doğru olmadığını vurgulayan Ergün, KOBİ'ler ile esnaf ve sanatkarları, bu ülkenin can damarı ve ekonominin lokomotifi olarak gördüklerini dile getirdi. Türkiye'deki işletmelerin yüzde 99'undan fazlasının KOBİ niteliğine sahip olduğunu, esnaf ve sanatkarların sayılarının ise 2 milyona yaklaştığını kaydeden Ergün, bu işletmelerin, gelir dağılımının iyileşmesi,
sermaye ve refahın tabana yayılması ve sosyal dengelerin korunmasında,
ekonomik ve sosyal hayatın güçlenmesinde büyük rol oynadıklarını vurguladı.
Hükümet olarak, KOBİ'ler ile esnaf ve sanatkarları destekleyecek ve onların
rekabet güçlerini artıracak projelere, her zaman büyük önem verdiklerini kaydeden Ergün, bu yıl,
Esnaf ve Sanatkarlar Strateji Belgesi'ni hazırlayarak, esnafın zayıf yanlarını güçlendirecek, güçlü yanlarını ise daha da kuvvetlendirecek bir
eylem planı hazırladıklarını anlattı. Belgede yer alan 30 farklı eylemi, program takvimine göre hayata geçirmeye de başladıklarını anlatan Ergün, küresel krizden çıkışın anahtarı olan KOBİ'lere yönelik desteklerinin de artarak devam ettiğini söyledi. Bu yıl, yaz aylarında uygulamaya başladıkları 6 yeni destek programı ile, KOSGEB'i sadece
kredi sağlayan bir kurum olmaktan çıkardıklarını, eğitici ve yönlendirici bir kimliğe kavuşturduklarını ifade eden Ergün, kümelenme, büyüme, yenilikçilik, girişimcilik gibi alanlara yoğunlaşan bu programların, ekonominin ihtiyaçları ile birebir örtüştüğünü dile getirdi. Son olarak, Ölçek Endeksli Büyüme Kredisi Destek Programı ile büyüme hedefi olan KOBİ'lere,
İhracat Kredisi Destek Programı ile de ihracat yapmak isteyen KOBİ'lere yönelik 2 yeni program oluşturduklarını hatırlatan Ergün, "Bu iki programdan 50 bine yakın işletmeyi yararlandırmayı ve 3 milyar lira kredi hacmi oluşturmayı hedefliyoruz. Dün itibariyle, bu iki yeni destek programına başvuruları da almaya başladık. İşletmelerimizin yoğun ilgi gösterdiği bu programlar için sadece ilk gün 40 bine yakın başvuru aldığımızı da burada açıklamak istiyorum" şeklinde konuştu.
Organize Sanayi Bölgeleri'nin (OSB), Türk sanayisinin dünya ile entegre olmasını ve rekabet gücünün artmasını sağlayacak bir vizyona kavuştuğunu anlatan Ergün, bugüne kadar altyapısı tamamlanan 131 OSB'nin 66 tanesini AK Parti iktidarlarının tamamladığını ifade etti. Üstyapı ve altyapı inşaatı tamamlanan 438 Küçük Sanayi Sitesinin de 89 tanesinin AK Parti hükümetleri döneminde tamamlandığını söyleyen Ergün, 2010 yılının yatırım programında yer alan 13 OSB ile 2
küçük sanayi sitesini tamamlamak üzere olduklarını açıkları. Ergün, "Bu projeler tamamlandığında ise, 35 bin vatandaşımıza daha ekmek kapısı açılacaktır. Ancak şunu da ifade etmek isterim, çok sayıda OSB kurmak yerine, bölgesel ihtiyaçları dikkate alarak doğru yerlere OSB'ler kurmaya çalışıyoruz. Gelinen noktada rahatlıkla söyleyebilirim ki, Organize Sanayi Bölgelerinin kurulmasında artık siyasi kaygılar değil, ekonomik gerçekler belirleyici olmaktadır" dedi.
MEVZUATA AYKIRI REKLAMLARA 14 MİLYON LİRA CEZA
Bakanlık olarak, üreticilerde olduğu gibi,
tüketicilerle ilgili de önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ergün, bu çalışmaların, piyasa ekonomisinin iyi ve sağlıklı işlemesi açısından da büyük önem taşıdığını söyledi. "Bakanlık olarak, kimseye ceza vermek niyetinde değiliz ancak tüketicileri yanıltan, standartlara uygun üretim yapmayan, haksız rekabete yol açanlara da asla taviz vermeyiz" diye konuşan Ergün, bu gibi durumlara göz yummanın, temel insan haklarından olan tüketici haklarını ihlal ettiği gibi haksız rekabete de neden olduğunu söyledi. Gerek Bakanlık, gerekse 81 il ve 892 ilçede oluşturulan 975 Tüketici Sorunları
Hakem Heyeti ile tüketici haklarının korunması ve uyuşmazlıkların çözümüne yönelik çalışmalarının aralıksız olarak devam ettiğini belirten Ergün, 15
Eylül 2010 tarihi itibariyle 26 bin 765'i Sanayi Bakanlığı'na, 105 bin 838'i Hakem Heyetlerine olmak üzere, toplam 132 bin 603 adet şikaket başvurusu yapıldığını, bunlardan 95 bin150'sinin tüketiciler lehine sonuçlandığını açıkladı. 2010 yılının ilk sekiz ayında
Reklam Kurulu Başkanlığına da toplam bin 688 başvuru yapıldığını söyleyen Ergün, kurulun karara bağladığı 482 adet rekam dosyasının 454 tanesinin, ilgili mevzuata aykırı bulunduğunu ve ihlalde bulunanlara toplam 14 milyon lira ceza kesildiğini bildirdi. Ergün şöyle konuştu: "Ceza kesilen reklamları incelediğimizde, çok açık ihlaller olduğunu görebiliyoruz. Bir reklam, bir ilacın bir haftada bilmem kaç kilo zayıflatacağını söylüyorsa, bunun bilimsel bir karşılığının olması gerekir. Yine bir
kampanya, ortalama bir tüketiciyi yanıltacak bilgiler içermemelidir. Kampanya reklamında 'bütün
ürünler' dediğiniz halde, altyazıda bazı ürünleri istisna sayarsanız, bu gibi durumlara elbette hoşgörüyle yaklaşamayız. Çünkü bunlar tüketiciyi yanıltan reklamlardır."
"DÜDÜKLÜ TENCERE DE TOPLATILAN ÜRÜNLER ARASINDA"
Piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerini de 81 il müdürlüğü aracılığıyla yönettiklerini dile getiren Ergün, 2010 yılının ilk 8 ayında toplam 24 bin 955 ürünün denetlendiğini, bu ürünlerden 2 bin 260 adedinin aykırı bulunduğunu, bu ürünlere 348 bin lira
para cezası verildiğini bildirdi. Bazı ürünlere eksiklerini gidermek için süre tanınırken, 14 ürün için de toplama kararı alındığını kaydeden Ergün, "Düdüklü tencere, saç kurutma makinesi, mini
kahve pişirici gibi küçük ev aletleri, elektrik kabloları, kaynak makineleri gibi sanayide kullanılan ürünler de toplatılan ürünler arasında. Denetim sayısının bir önceki yıla göre yüzde 137 oranında arttığını da hatırlatmak isterim" diye konuştu.
İHA