Raporda, 2010 yılının ikinci çeyreği şaşırtıcı
büyüme rakamları ortaya koyduğu, ancak bu durumun fazla uzun sürmeyeceği ve sorunların daha yeni başladığı belirtildi.
Bölgenin
büyüme oranının yüzde 1,5 olduğu kaydedilen
raporda, işsizliğin 2011 ortalarına kadar 16,3 milyonun üzerine çıkarak pik yapacağı vurgulandı. Büyümede 2011 beklentisinin ise yüzde 1,4 ile genel eğilimin altında kaldığı kaydedildi.
Ernst&Young
Eurozone Forecast (EEF) raporunda,
Euro Bölgesi için tahminlerin revize edildiği ve 2010 yılı için
bölgenin büyüme oranı tahmininin yüzde 1,5 olarak açıklandığı dile getirilen açıklamada, ''Bu sonuca özellikle
Alman ekonomisinin ikinci çeyrekteki performansı ile gelindiği, 2011 için büyümenin genel eğilimin altında yani yüzde 1,4 olacağı ifade ediliyor. Rapor, Euro Bölgesi'nde işsizliğin 2011 yılı ortalarına kadar süreceği ve 16,3 milyonun üzerine çıkarak pik yapacağını ortaya koyuyor'' denildi.
Bölgenin ikinci çeyrekteki büyümesini bir süre daha sürdüreceğine değinen EEF ekonomi danışmanları, açıklanmış harcama kesintileri ve
vergi artışlarının olumsuz etkilerinin net bir şekilde görüleceğini söylediği ifade edilen raporda, ABD'nin
kriz sonrası toparlanmasının hala yavaş seyretmesinin, bölgede ihracatın da öngörüldüğü gibi hızlanmasının önünde engel teşkil ettiği belirtildi.
Güçlü ve sağlam ekonomiye sahip Almanya'nın bile bölgeyi negatif faktörlerden koruyamayacağı öngörülen raporda, ''Bölgede bulunan şirketlerin endişeli yaklaşımları sürecektir'' ifadesine yer verildiği, özellikle
Güney Avrupa ülkelerinin ihtiyati tasarruf tedbirlerini yüksek düzeyde tutmaya devam edeceklerine dikkatin çekildiği bildirildi.
Raporda, temmuz ayı son döneminde yapılan stres testlerinden çıkan sonucun
bankacılık sektörü için olumlu sinyaller verdiği anımsatılarak, kötü dönemi atlatamayan az sayıda bankanın olduğu ve Avrupa bankalarının artırması gereken ek sermayenin, beklenene oranla daha az seviyede gerçekleştiği vurgulandı.
-''BÖLGENİN DURGUNLUK ÖNCESİ DÖNEME ULAŞMASI 2015 YILINI BULACAK''-
Tüm bu gelişmelere rağmen, Euro Bölgesi bankalarının
kredi standartlarını daha geriye çektiklerini ortaya koyan rapora göre, bu durum kısmen fonlara ulaşmada zorlanmalarına, kısmen de süregelen belirsizliklere neden oldu.
Bankacılık sektöründeki tutum, bölgedeki banka borçlarına bağlı yaşayan firmaların iyiye gidişine engel oldu. EEF raporu, bu gerilimin bir müddet daha devam edeceğine işaret ediyor. Raporda şöyle denildi:
''Bölge hükümetleri hala harcama kesintileri ve bazı durumlarda vergi artışı politikalarına devam ediyor. EEF raporu tahmini, bu mali ölçütlerin gayrisafi yurtiçi hasıla büyümesine engel oluşturacağı ve gelecek yıl yüzde 1 düşüşe neden olacağı yönünde. 2010 yılının nötr bir seyir izlediği belirtilen raporda, 2009'a göre ise yüzde 1'lik bir olumlu artışı ortaya koyuluyor.
Euro bölge ekonomisi aynı zamanda
ürün kaynaklı bir enflasyon ile boğuşuyor.
Enflasyon oranlarının görece şekilde daha düşük olmasına rağmen, özellikle zayıf
ekonomik koşullar için öngörülenin üzerinde olması sebebiyle, bölgedeki hane ve şirketlerin alım gücünü düşürüyor.
Avrupa
Merkez Bankası para politikasını normalize etmek üzere zorlu görevle yine karşı karşıya kalacak. EEF raporu tahminine göre, banka 2011 yılı ortasına kadar
faiz oranlarını aynı düzeyde tutacak ve aynı zamanda daha fazla likidite sağlamaya devam edecek.''
Ernst&Young Avrupa,
Ortadoğu,
Hindistan ve
Afrika Bölgesi Başkanı Mark Otty, rapor sonuçlarını şöyle yorumladı:
''2010'un ikinci çeyreğindeki nispeten daha olumlu tahminlere rağmen Avrupa şirketleri hala kısa ve orta vade görünümleri konusunda karamsar yaklaşım içindeler. Çoğunun kısa ve orta dönem planları içinde yatırımlar ve işe alımlar görünmüyor. Öyle ki bölgenin iş etkinliğinde durgunluk öncesi döneme ulaşması dahi 2015 yılını bulacaktır.''
AA