Tahılda kırmızı alarm yok

Dünyadaki tahıl arzı, önceki yıla oranla düşerken, Türkiye'de buğday ve mısır üretiminin bir miktar azalsa da ihtiyacı karşılayacağı, pirinç üretimininse bu yıl da artacağı bildirildi.


Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) verilerine göre, bu yıl tüm dünyada tahıl arzında bir azalma meydana geldi. Buğday ve arpaya yönelik ürün beklentilerinde büyük değişiklikler olmazken, mısırda ABD ve Çin'deki düşük rekolte, toplam tahıl arzının gerilemesine neden oldu ve tahminlere göre tahıl rekoltesi, önceki yıla oranla yüzde 3 azaldı. IGC raporunda tahıl üretiminde en büyük düşüşü, kuraklık nedeniyle başta Rusya olmak üzere, Bağımsız Devletler Topluluğu'na üye olan ülkelerin yaşadığı, önceki yıllara oranla daha küçük taneli tahıl elde edildiği, hava şartlarının da etkisiyle tarım ürünleri bakımından Kuzey yarım kürenin, Güney yarım küreden daha istikrarsız görüntü çizdiği bildirildi. Üretimdeki düşüşlere karşın, ilgili tüm sektörlerde artış olması nedeniyle, bu yıl tahıl kullanımının 2009-2010 dönemine oranla yüzde 1,5 artmasının beklendiği, bunun da stokların 54 milyon ton kadar gerilemesine neden olacağı kaydedildi. Uzmanlar, dünya genelinde 4 yıldan sonra ilk kez, elde edilen ürünün, talebin altında kalacağını belirtiyor. Dünyadaki tahıl üretimi bu tabloyu çizerken, Türkiye'deki üretimin tüketimi karşılayacağı bildirildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de de tahıl üretiminin, önceki yıla oranla yüzde 3,4 azalarak yaklaşık 32,4 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edildi. 2009 yılında, tahıl ürünleri üretim miktarları, bir önceki yıla göre yüzde 14,6 oranında artarak yaklaşık 33,6 milyon ton olarak gerçekleşmişti. Buğday üretiminin geçen yıla göre yüzde 5,3 oranında azalarak yaklaşık 19,5 milyon ton, dane mısır üretiminin yüzde 3,5 oranında azalarak yaklaşık 4,1 milyon ton olması beklenirken, çeltik üretiminin yüzde 16,7 oranında artarak yaklaşık 875 bin ton olması öngörüldü. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkan Vekili Nuri Sorman, konuya ilişkin AA muhabirine bilgi verirken, Türkiye'de tarımın hiçbir zaman hiçbir dönemde ''ölmeyecek'' bir sektör olduğunu, Türk tarım sektörü olarak tarımda mutlaka gelişmiş ülkelerin uyguladığı altyapı argümanlarının uygulanmasını istediklerini ifade etti. Sorman, ''Her ülkenin bunun kıymetini bilmesi gerekiyor. Tarım geleceğin yıldızıdır. Özellikle gıda ve beslenmenin yanı sıra enerji açığı nedeniyle tarım ürünlerinden biyoyakıt elde edilmesiyle de tarım daha da önem kazandı'' dedi. -''PAMUKTAN KAÇAN MISIRA YÖNELDİ''- Son yıllarda hem dünyada, hem de Türkiye'de üretimi sürekli artış gösteren mısırda bu yıl çok az miktarda bir düşüş olmasına rağmen ihtiyacı rahatlıkla karşılayacağını kaydeden Sorman, ''Tavukçuluk geliştiği ve yem sanayinin kullanmasından dolayı satış imkanları rahat seviyede gerçekleşiyor. Aynı zamanda TMO da bu sene açıkladığı fiyatlar üreticimizi desteklemiştir. Bu yüzden Tarım Bakanımıza teşekkür ediyoruz'' diye konuştu. Sorman, çiftçi için bu dönemde maliyet açısından en elverişli şartların mısır üretiminde bulunduğunu, bu yüzden de pamuktan ''kaçan'' çiftçinin son yıllarda mısıra yöneldiğini, Ege Bölgesinde daha evvel hiç mısır ekilmezken şimdi büyük oranda mısır ekimi yapıldığını bildirdi. Dünyada önemli bölümünün yem sanayinde değerlendirilen mısırın kullanım alanının oldukça geniş olduğunu belirten Sorman, mısırın nişasta ve nişasta bazlı şekerler sanayi, bitkisel yağ sanayi, biyoyakıt sanayi, mısır ekmeği yapımı, taze tüketim, cips ve çerez olarak kullanıldığını, ayrıca mısırın sap ve yapraklarının endüstride kağıt, karton, dolgu maddesi, ambalaj olarak değerlendirildiğini ifade etti. Kamuoyunda mısırla ilgili GDO kaygılarının bulunduğunun hatırlatılması üzerine Sorman, Türkiye'de GDO'lu tohumun kullanılmadığını, ama GDO'lu ürün ithalatının yapıldığını söyledi. -BUĞDAYDA TÜKETİCİ AÇISINDAN ENDİŞE EDECEK DURUM YOK''- Bu sene kuraklık nedeniyle buğday rekoltesinin bir miktar düşük gerçekleştiğini aktaran Sorman, ''Bu yıl geçen seneden aşağıda, yaklaşık 19 milyon ton civarında buğday elde edildi. Devletin stoklarında da 2-2,5 milyon ton civarında buğday vardı. Tüketici açısından endişe duyulacak hiçbir durum yoktur. Bu, ihtiyacı karşılar'' dedi. Bir süre önce ekmeğe zam konusunun gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine Sorman, şöyle konuştu: ''Stok müessesesi ve müdahil kurumların olmaması nedeniyle hasat döneminde buğday tüccarın eline geçiyor, bu yüzden fiyatlarda oynamalar oluyor. Aracılar nedeniyle fiyatlar yükseliyor, bu da tüketiciye ekmek fiyatlarının yükselmesi olarak yansıyor. Yoksa ekmek fiyatlarının yükselmesi çiftçinin buğdayı pahalıya satmasından kaynaklanmıyor. Zaten fiyat hareketlerinin olduğu dönemler üretici borcundan dolayı buğdayını elinden çıkarmış oluyor. Aracı kuruluşlara gitmiş oluyor. Tarımsal ürünlerde üreticinin sattığı fiyatla, marketlerdeki fiyat arasında yüzde 400 fark vardır. Üretici maalesef borcundan dolayı ürününü satmak durumunda olduğu için mağdurdur. Bu mağduriyetin önlenmesi için üretici birlikleri, müdahil kurum ve stok müessesesinin oluşturulması gerekiyor.'' -PİRİNÇ- İki yıl önce yüzde 100'lere varan fiyat artışıyla bazı gelişmekte olan ülkelerde sosyal çalkantılara bile neden olan pirinç üretiminde son 5 yılda yaşanan artışın bu yıl da devam etmesi bekleniyor. TÜİK verilerine göre bu sene çeltik üretiminin yüzde 16,7 artışla 875 bin ton olarak gerçekleşmesi öngörüldü. Bu arada, çeltik pirince işlendiğinde, 100 kilo çeltikten 48 kilo sağlam pirinç, 16 kilo kırık pirinç, 13 kilo pirinç kepeği, 3 kilo pirinç cila unu ve 20 kilo kavuz elde edilirken, sağlam ve kırık pirinç toplamına ise pirinç yada çeltik randımanı deniyor. Nuri Sorman, çeltiğin zor ve masrafı yüksek bir tarım kolu olduğunu, çeltik tarımında gübre ve yabancı ot ilaçlarının geniş çapta kullanıldığını, dolayısıyla üretici maiyetinin arttığını bildirdi. Çeltik ekim alanlarının ve üretimin artırılması için çiftçilerin teşvik edilmelerini sağlayacak en önemli faktörün, çeltik alım fiyatlarıyla, girdi fiyatları arasında gerekli dengenin kurulması, çiftçilerin üretim maliyetinin altında ürün satmak durumunda bırakılmaması olduğunu ifade eden Sorman, bu amaçla müdahale fiyatı ve hedef fiyat belirlenerek, aradaki farkın üreticilere prim olarak verilmesi gerektiğini bildirdi. -DÜNYADAKİ DURUM- Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) verilerine göre ise, dünya buğday rekoltesinin bir önceki dönemle kıyaslandığında 33 milyon tonluk düşüşle 644 milyon ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Buğdayda yıldan yıla yaşanan farklılıklar büyük ölçüde Rusya ve çevresindeki ülkelerdeki koşulların değişmesine bağlanıyor. IGC raporunda küresel tüketimde beklenen yüzde 1'lik artışa karşılık, 658 milyon ton olarak hesaplanan toplam tüketim ihtiyacının eksik bölümü, 2009-2010 sezonundaki 181 milyonluk stoktan rahatça karşılanabileceği bildirildi. Önceki yıllarda bazı ülkelerde toplumsal çalkantılara neden olan pirinç sıkıntısının bir süre önce aşıldığı, IGC'nin bu yıl dünya genelindeki pirinç rekolte tahmininin 449 milyon ton olduğu, bunun da pirinç için bir rekor sayıldığı kaydedildi. Pirinç stoklarının bu yıl 3 milyon ton artması beklenirken, pirinç üretiminde ilk beş sırada yer alan ülkelerdeki stokların yüzde 9 civarında artması ve bu ülkelerin elindeki stoğun 30,6 milyon tona çıkmasının beklendiği ifade edildi. Bu yıl el değiştirecek pirinç miktarının ise 30,8 milyon ton olarak hesaplandığı bildirildi. Mısırda ise ABD ve Çin'de bu yıl gözlemlenen verim sorunlarına karşın, 811 milyon tonluk rekoltenin, yine de bir rekor olma özelliği taşıdığı, rekora en büyük katkıyı ise Arjantin'de çok ciddi oranda artan mısır üretiminin sağladığı kaydedildi. Fiyatlardaki artışa rağmen, hayvancılıktan gıda sektörüne kadar birçok alanda kullanılan mısır tüketiminin bir önceki döneme göre yüzde 3 artacağı ve mısır stoklarının 125 milyon ton ile son dört yılın en düşük seviyesine ineceği tahmininin yapıldığı belirtildi. AA
<< Önceki Haber Tahılda kırmızı alarm yok Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER