-''TÜRKİYE'DE SEDEF HASTALARI DIŞLANIYOR''
-İÜ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİNDEN PROF. DR. ÖZARMAĞAN:
-''TÜRKİYE'DE NÜFUSUN YÜZDE 2'SİNDE SEDEF HASTALIĞI GÖRÜLÜYOR''
-''SEDEF BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİL, AMA SEDEF HASTALARI TOPLUMDAN
DIŞLANIYORLAR''
-''TOPLUMUN BU HASTALIĞA KARŞI BİLİNÇLENMESİ GEREKİYOR''
Özarmağan, Türkiye'de nüfusun yüzde 2'sinde sedef
hastalığı görüldüğüne dikkati çekerek, ''Sedef, bulaşıcı bir hastalık değil, ama sedef hastaları
toplumdan dışlanıyorlar'' dedi.
Özarmağan, ''29
Ekim Dünya Psoriasis (Sedef Hastalığı) Günü'' dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sedefin sadece bir
deri hastalığı değil, bağışıklık sistemini etkileyen bir hastalık olduğunu dile getirdi.
Sedefte, hastalığın bulunduğu bölgede kızarıklık ve üzerinde de pullanma meydana geldiğini ifade eden Özarmağan, hastalığın beraberinde eklem tutulumu da (psöriatik artrit) getirebildiğini söyledi.
Prof. Dr. Özarmağan, sedefin, her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalık olduğunu belirterek, dünya nüfusunun yüzde 1-2'sinde bulunan hastalığın, en çok İskandinav ülkelerinde görüldüğünü belirtti.
''Türkiye'de nüfusun yüzde 2'sinde sedef hastalığı görülüyor'' diyen Özarmağan, poligenetik (birden çok gen) bir hastalık olan sedefi, ailenin bir ferdinde varsa yakınlarında yüzde 25 oranında görülebildiğini ifade etti.
Özarmağan, sedefi tetikleyen faktörlerin, çocukluk yaşlarında geçirilen enfeksiyonlar, aşılanmalar ve stres faktörünün olabildiğini belirterek, hastalığın kadın ve erkeklerde aynı sıklıkta görülmesine rağmen kadınlarda daha
erken yaşta başladığını dile getirdi.
Sedefin, kronik bir hastalık olduğunu ve hastaların yüzde 75'inde ılımlı seyrettiğini ifade eden Özarmağan, hastalığın şiddetine göre ilaç ve merhem
tedavisinin yanı sıra sistemik ve fototerapi tedavisi de uygulandığını anlattı.
-SEDEF BULAŞICI DEĞİL-
Özarmağan, tedavi ile belirtilerin silindiğini, ama hastalığın çıkışının engellenemediğini belirterek, sedefin tekrarlayan bir hastalık olduğunu söyledi.
Sedef hastalarının, sosyal hayatta çektiği sorunlara da işaret eden Özarmağan, ellerinde, kafa derilerinde kızarıklıklar ve pul pul dökülen kepeklenmeler nedeniyle işlerinden olan sedef hastalarının bulunduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Güzin Özarmağan, hastalığın kişilerin işini, ailesini hatta tatillerini bile etkilediğini anlatarak, ''
Güneş iyi gelsin diye
deniz kenarına gitmesini söylediğimiz hastalar, 'Ben gidemiyorum ki beni görünce herkes uzaklaşıyor' diyorlar. Sedef bulaşıcı bir hastalık değil, ama sedef hastaları toplumdan dışlanıyorlar. Toplum bu hastalığı bilmiyor. Toplumun bu hastalığa karşı bilinçlenmesi gerekiyor'' dedi.
Hastaları bilgilendirmek amacıyla zaman zaman hasta okulu programları hazırladıklarını da ifade eden Özarmağan, ayrıca hastalık konusunda toplumun da bilgilenmesinin önemine değindi.
İÜ
İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nergis Erdoğan da, sedef hastalığında eklem tutulumu hakkında bilgi vererek, sedef hastalarının yüzde 5-7'sinde eklem tutulumu (psöriatik artrit) görüldüğünü söyledi.
Erdoğan, hastalığın el eklemleri, diz, ayak bileği, kalça ve omurgada da görülebildiğini ifade ederek, ağrı, hareket kısıtlılığı ve tutukluk olarak kendini gösteren hastalığın tırnaklarda da görülebildiğini belirtti. Erdoğan, hastalığın ilaçla tedavisinin var olduğunu da dile getirerek, tedavide başarılı sonuçlar alındığını kaydetti.
Sedef hastası Serdal Güvenç de sedef hastalığına 15 yaşında yakalandığını ve şimdi 32 yaşında olduğunu ifade ederek, saç diplerinde ve tüm vücudunda var olduğunu söyledi.
Tedavide pek çok seçeneği denediğini de belirten Güvenç, hastalığının yazın özellikle tatile gittiği dönemlerde azaldığını ve sedefle yaşamayı öğrendiğini de dile getirdi.
AA