Samsun Su ve
Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü
Coşkun Öncel, çöp atılması,
döner yağı boşaltılması ve poşetlerin gelişi güzel kaldırımlar üzerine bırakılması sebebiyle yağmurlu havalarda alt yapıyı kullanamadıklarını söyledi. Her yıl tıkalı kanal ve ızgaraları açtırmak için milyonlar harcadıklarını ifade eden Öncel, vatandaşları duyarlı olmaya davet etti.
Şehir merkezinin altyapıdaki son durumu, kanal temizleme, yağmur suyu ve dere yataklarını
ıslahı çalışmaları ile köylerdeki içme suyu yatırımlarını anlatan SASKİ Genel Müdürü Coşkun Öncel, son 4 yılda köylerdeki içme suyu yatırımları için 21 milyar TL harcamalarının köylere verdikleri önemi gösterdiğini belirtti. Bunu da öncelikle köyden şehre göçü önlemek için yaptıklarının altını çizen Öncel, yıl sonuna kadar 12 köyün haricindeki bu köylere de içme suyunu götürmüş olacaklarını kaydetti.
Köylerde rahat
yaşamaya alışan insanların şehirlere yerleştiğinde zorlandığını ifade eden SASKİ Genel Müdürü Coşkun Öncel, "Amacımız köyden şehre göçü önlemek. İnsanlarımız köyde geçinimi bir şekilde sağlıyor. Onları orada tutmamız lazım. Tutmazsak vatandaş bağını bahçesini satıp şehre gelecek. İş ayarlayıp gelirse hane içinde çalışarak kişi sayısı ise maksimum iki olacak. Bunların işten atıldığını düşünün, ev kira, geçim zor. Ne yapacak
hırsızlık veya tetikçilik. Herkesin başına bela olacak. Aldığını ödeyemeyecek, bankadan
kredi çekecek ödemelerini aksatacak ve sonunda da tıkanacak. Aile heder olacak. Bu nedenle bu insanları orada tutmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de suyu köylere mutlaka götürmeye onların yaşam şartlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz." dedi.
Taflan'dan Dikbıyık
beldesine, merkezden Başalan köyüne kadar olan bir coğrafya içinde 77 köy ile çok sayıda belde ve ilçede içme suyu, kanalizasyon, yağmur suyu ve dere ıslah çalışmalarının sürdürüldüğünü bildiren Coşkun Öncel, şehrin riskli bölgelerinde sele karşı alınabilecek tüm önlemleri de aldıklarını vurguladı. Şehrin alt yapısını daha önceki sel felaketlerindeki tecrübeler ekseninde yeniden yaptıklarını hatırlattı.
"Herkesin de bildiği gibi küresel
ısınma var. Bu nedenle 3 -5 senedir bütün dünyada çok büyük sel olayları yaşanıyor. Bunda hiç kimseye altyapı yetersiz diyemezsiniz. Kısa sürede çok büyük miktarda yağmur yağıyor. Bu tip olaylarda yaptığınız en iyi altyapıya rağmen taşıyabileceğinden fazla su gelirse bir şey yapamazsınız." diyen Öncel, "Ağabali Caddesi'nde selden dolayı büyük çaplı zararımız olmuştu. Önlem için yolun altını tamamen betonlayıp bir
taksi girebilecek büyüklükte baksladık. Kaldırımları da cadde açık kanal olarak da çalışsın diye yükselttik. Yani
sokak genişliğinde bile olmayan bu caddede yapılabilecek maksimum yatırımı yaptık. Bunun dışında yağmur sularını en kısa yoldan
denize ulaştırmaya çalıştık. Havzayı küçülttük, yağmur sularını değişik havzalara yönelterek daha az yağmur suyu gelmesini sağladık. Tabi, sadece bunlar yetmiyor. Rögarlarda
temizlik çalışması devam ediyor. Bunun yüzde 80'ini hallettik. Sel kapanı yapma çalışmalarımız sürüyor. İnşallah bunlar büyük ölçüde seli engelleyecek." değerlendirmesini yaptı.
Kaldırımlara gelişi güzel poşetler atılması, ızgaraların çöple doldurulması ve döner yağları boşaltılmasının şiddetli yağmurlarda sele davetiye çıkaracağının altını çizen Öncel, "Bizi en çok bu hadise bunaltıyor. Altyapımız var ama bu tür nedenlerden dolayı maalesef suyu içeri alamıyoruz. Sonuç ise sel oluyor. Bunları temizletmek için
ihale yapıp tonla para veriyoruz. Bu yıl 2 milyon TL para harcadık. Yazık değil mi. O parayı temizliğe vermesek halkımıza başka hizmetler götürürüz. Mesela bazı caddelerde kanal kokusu var. Bunun en büyük sebebi pazarcılar. Artıklarını olduğunu gibi caddeye bırakıyor. Bunun yanı sıra vatandaş kaçak bina yapıyor,
çatı suyunu bilerek veya bilmeyerek getirip kanalizasyon hattına bağlıyor. Aşırı yağmur yağınca üstte oturana bir şey olmuyor ama altta yaşayanın canı çıkıyor. Tuvaletlerinden su geri basıyor. Bir diğer sel mağduriyeti de yerel belediyelerin su basman kodunu düşük vermelerinden kaynaklanıyor. Deniz seviyesinin altına bina yapılmış. Yukarıdan gelen su nereye gidecek düşünülmüyor. En kötü ihtimalle su pompayla geri basılacak. Peki ya elektrik yoksa ne olacak. Sonuç felaket. Halkımızı daha bilinçli ve çevreci olmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.
(CİHAN)