Deloitte, özelleştirmeler ve yeni yatırımlar ışığında elektrik enerjisi piyasasında yaşanan değişimi ''
Türkiye Elektrik Enerjisi Piyasası 2010 - 2011'' başlıklı
raporunda ele aldı.
Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Grubu tarafından hazırlanan yeni rapor, 2007 yılına kadar olan gelişmeleri yansıtan bir önceki rapordan sonra yaşanan yeni olguları bütünsel bir bakış açısıyla inceliyor.
Rapora göre, elektrik enerjisi
sektörü, bugün Türkiye ekonomisinin yüzde 2,5'ini oluşturuyor. 2008 ve 2009 yıllarında etkisi hissedilen global
ekonomik krizin yansımalarıyla birlikte kısa vadede ivme kaybına uğrayan Türkiye elektrik enerjisi sektörünün, bugün önemli bir
büyüme ve serbestleşme sürecinde yol aldığı ifade edildi.
Rapora göre, 2005-2009 yılları arasında yüzde 4,7 bileşik büyüme oranıyla yükselen elektrik talebinin, 2009-
2018 yılları arasında yüzde 6,3 ile yüzde 7 bandında artması öngörülüyor.
Bu yüksek talep artışını karşılamak üzere 2009 yılında
özel sektör tarafından elektrik
üretim sektörüne yaklaşık olarak 3 milyar dolarlık yatırım yapıldığı hatırlatılan raporda, 2010 itibarıyla ise yeni yatırım miktarının 4 milyar dolar düzeyinde olmasının beklendiği bildirildi.
Raporda, Türkiye'de elektrik enerjisi tüketiminin GSYİH'nın artışıyla da paralellik gösterdiği, 1980'lerde ortalama kişi başına 2 bin 100 dolar olan GSYİH'e karşın yine kişi başına 750 kWh elektrik enerjisi tüketilirken; 1990'larda hem kişi başına düşen GSYİH, hem de kişi başına düşen elektrik enerjisi tüketimi ikiye katlandığı belirtildi.
2000'lerde kişi başına ortalama 6 bin 350 dolar olan GSYİH'ya karşın kişi başına 2 bin 300 kWh elektrik enerjisi tüketilmeye başlanırken, etkileri giderek azalan global ekonomik krizin ardından ekonomik büyümenin tekrar ivme kazanması ile birlikte artan nüfus ve şehirleşme nedeniyle bu rakamların daha da yükselmesine yönelik beklentinin, elektrik enerjisi talebi açısından büyük bir potansiyelin varlığını gösterdiğine işaret edildi. Raporda, ''Bir başka deyişle, kriz sonrası orta ve uzun vadede elektrik enerjisi talebinin katlanarak artması öngörülüyor'' denildi.
Rapora göre,
Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşletmecileri Birliği (ENTSO-E) şebekesine üye
ülkeler ve Türkiye için 2010-
2020 yılları arasında beklenen talep büyüme oranları karşılaştırıldığında, Türkiye'nin yüksek büyüme potansiyeli açık bir şekilde görülebiliyor.
Özellikle komşu ülkelerdeki yüksek talep artış beklentisi de dikkate alındığında, Türkiye'nin sadece kendi talep artışını karşılamakla kalmayıp, komşu ülkelerle
sınır ötesi ticaret fırsatlarından faydalanması olasılık dahilinde görünüyor.
ENTSO-E'ye üye ülkeler ve Türkiye için 2010-2020 yılları arasında beklenen talep büyüme oranları karşılaştırıldığında
Türkiye'nin Avrupa ortalamasının üzerindeki yüksek büyüme potansiyeli açık bir şekilde görülebilirken, aynı dönemde Avrupa'daki talep artışı bir iki ülke hariç yüzde 1,26 seviyelerinde gerçekleşecek.
Deloitte Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi Sorumlu Ortağı Sibel Çetinkaya, rapora ilişkin şunları kaydetti:
''Dünyada ve Türkiye'de yaşanan ekonomik ve politik olaylarla doğrudan etkileşim içinde olan Türkiye elektrik piyasası; global krizin kısa vadede etkilediği ancak 2010 yılı ile toparlanma trendine giren yüksek potansiyele sahip talep artışının tetiklediği yatırım ihtiyacı, yeni ihtiyaçlar ışığında gelişmekte olan mevzuat altyapısı ve giderek daha sofistike bir hal alan son derece dinamik bir süreçten geçmektedir. Hazırladığımız son rapor ile mevcut gelişmelerin eksiksiz bir resmini çeken Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Grubu olarak, sektöre ilişkin rapor ve çalışmalarla piyasada faaliyet gösteren oyuncuların yanı sıra sektörle bağlantısı bulunan tüm çevreleri bilgilendirmeyi, ayrıca gelişen ve değişen oyunun getirdiği yeni risk ve fırsatlara ilişkin yeni ufuklar açmayı görev edindik.''
AA