TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Aloğlu, toplantının daha önce kararlaştırılan Bodrum yerine İstanbul'a alınmasına ilişkin, TÜSİAD yöneticilerinin çok doğru karar verdiğini söyledi. Aloğlu, terör olaylarıyla ilgili olarak şunları kaydetti: ''Cumhurbaşkanının bu konudaki girişimlerini fevkalade önemli buluyorum. Parlamentoda beraber çalışma şansına da sahip oldum. Sağduyulu, sabırlı yapısı bu dönemde hepimizin ihtiyacı olan bir tavırdır. Partiler arasındaki siyasi rekabetin üzerine çıkması lazım gelen bir konu. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu günler için vardır zaten. Kişiliği de buna çok müsait. Siyasetten gelmesi de çok büyük bir avantaj. Bürokrasiden gelmiş olan bir Cumhurbaşkanı siyasileri bir araya getirmekte güçlük çekerdi ama çok büyük siyaset tecrübesi olan Cumhurbaşkanımız var. Kişiliği de çok uzlaşmacı, sağduyulu. Onun başkanlığında bu şeylerin devam etmesi, en azından birinci etapta siyasi tansiyonu azaltmak, ondan sonra sağduyu içerisinde hoşumuza gitmeyecek dahi olsa, kabul edilmeyecek dahi olsa her türlü fikrin tartışmaya açılması lazım. Çünkü terörün bir amacı da yapılmış olan kazanımları geri götürmek.'' Türkiye'de çok şey yapıldığını, artık devlet televizyonlarında Kürtçe yayın olduğunu anlatan Aloğlu, ''15 sene evvel bir Kürt araştırma derneği kurulması ceza konusu olabiliyordu, nereden nereye geldik?'' diye konuştu. Bu konuları toplantının basına kapalı bölümünde kendi kişisel fikirleri olarak dile getirdiğini ifade eden Aloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Cumhurbaşkanları zaten böyle dönemler için, ülkeyi temsil açısından var. 3 legal erkin, artı 4. kuvvet medya, artı benim 5. kuvvet diye adlandırdığım sivil toplum örgütlerinin çok yakın çalışmasıyla, sabır, sebat, sağduyu içerisinde, 3 'S' diyorum, çalışmasıyla bu belayı atlatacağız. Bir günde kaldırmak mümkün değil, çünkü kendi başına büyük bir örgüt haline gelmiş. Ama biz burada kazanımlarımızdan kayba uğramayalım, demokrasimizi geri götürmeyelim. Bütün herşeyi demokratik standartlar içerisinde tartışalım, kabul etsek de etmesek de.'' -GÖZYAŞLARINI TUTAMADI- Terörün neyi amaçladığını iyi tespit etmek gerektiğini vurgulayan Aloğlu, ''Terör bugün ne için yapılıyor diye düşündüğümüzde, herhalde 'İmralı'yı da içeren affı hedefliyor değil mi? Türkiye'nin bunu kabul etmesi mümkün değil ama bunu bilerek hareket etmek lazım. Konuşurken bunu bilmek lazım, masanın üstüne koymak lazım, göz kapatarak veya bunu dışlayarak çare arayamazsınız. Hastalığı ve nedenleri ortaya koymak, ondan sonra çare arayışlarına geçmek lazım'' dedi. Sedat Aloğlu, son 6 ay içinde o bölgeye 2 kez gittiğini, yapılmaya çalışılan yatırımların örgüt tarafından sabote edildiğini, ''İş adamları gitsin, orada yatırım yapsın, ekonomiyi kalkındırsın'' demenin yeterli olmadığını söyledi. Aloğlu, ''İnsanın içi yanıyor. Ben hayatımın en kötü babalar gününü yaşadım. Pazar sabahı çocuklarım gelmiş, onlar bana ne söyleyeceklerini şaşırmışlar. Ağlayan babaların fotoğraflarına baktık'' dedi. Bu sırada göz yaşlarını tutamayan ve konuşmasına daha fazla devam edemeyen Aloğlu, ''İyi günler'' diyerek gazetecilerin yanından ayrıldı. -''AÇILIMIN KATILIMCI YAPILMASI LAZIM''- TÜSİAD Üyesi Aynur Bektaş da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in toplantıda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sivil toplum temsilcileriyle bir toplantısının olduğundan bahsettiğini, TÜSİAD'ın da bu toplantıya katılacağını belirtiğini ve bu konudaki önerileri dinlediğini söyledi. Kendisinin de bu bölgede kesinlikle bölge halkı ile terörün karıştırılması gerektiğinin altını çizdiğini ifade eden Bektaş, burada işverenlerin baştan beri belirttiği gibi bu bölgeye yönelik tamamen yeni bir teşvik sisteminin devreye girmesi gerektiğini söylediğini kaydetti. Bu bölgeye sadece hükümetin değil, özellikle işverenlerin destek vermesi gerektiği görüşünü dile getirdiğini belirten Bektaş, şunları söyledi: ''Eğer benim 200 işçim varsa biraz daha işçi almam gerekir. Eğer orada bir firma mal satıyorsa daha ucuza satması gerekir. Yani bizim bölgeye destek vermemiz gerekir. Terörün çok boyutu var ama ekonomik boyutunun olduğu da bir gerçek. Çünkü son açıklanan TÜİK rakamlarına göre bu bölgenin sürekli sınıfta kaldığını görüyoruz. TOBB Kadın Girişimci Kurulu bölgede de 500-600 iş kadınıyla hizmet veriyor. Onlarla da konuşuyorum birkaç gündür. En az benim kadar rahatsız olduklarını görüyorum. Çünkü hiç kimse kepengini kapatmak istemiyor. Bu bölgedeki kadın yoksulluğu çok büyük boyutta. Bununla ilgili de bir proje geliştirilmesi gerekir. Bunu da konuşmamda belirttim.'' O bölgede daha ziyade sivil inisiyatifin olması gerektiğini, olayın bu şekilde daha rahat çözülebileceğine inandığını dile getiren Bektaş, ''Açılımın katılımcı yapılması lazım. Yani oradaki halkın seçtiğinin, yerelin, atananların ve sivil toplumun bir bütün halinde ve siyasi partilerin tümünün hep beraber artık bir yuvarlak masanın etrafında oturmaları gerekir'' diye konuştu. -JACQUES ATTALI, EKİM AYINDAKİ TOPLANTIYA KATILACAK- Bu arada, daha önce toplantıda onur konuğu olarak yer alacağı duyurulan Fransız akademisyen, yazar ve Devlet Onursal Danışmanı Prof. Jacques Attali toplantıya katılmadı. TÜSİAD'tan alınan bilgiye göre Attali, YİK tarihinin değişmesi yüzünden toplantıda yer alamadı. Attali, ekim ayında gerçekleştirilecek toplantıya katılacak. Yaklaşık 2 saat süren TÜSİAD YİK toplantısına, TÜSİAD Başkan Yardımcıları Haluk Dinçer ve Tayfun Bayazıt ile yönetimden Cansen Başaran, Ali Kibar, Muharrem Yılmaz ile üyelerden Güler Sabancı, Bülent Eczacıbaşı, Aynur Bektaş, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Suzan Sabancı Dinçer, Erdal Karamercan, Bülent Bulgurlu, Turgay Durak, Aclan Acar, Halis Komili, Cem Boyner, Erkut Yücaoğlu, Metin Yurdagül, Nurdan Tümbek gibi isimler katıldı. AA