Cumhurbaşkanı Gül, Crowne Plaza Oteli'nde İzmir'deki gazete ve ajans temsilcileriyle bir araya gelerek, sohbet etti, sorularını yanıtladı. Gezi programından ve temaslarından bahseden Cumhurbaşkanı Gül, Agora Ören yerini çocukluğundan itibaren bildiğini, o dönemde Agora'ya gittiğini anlattı. Agora'nın İstanbul'daki Yerebatan Sarayı'ndan daha büyük olduğunu ifade eden Gül, ''İnanılmaz bir yer gerçekten, muhteşem bir yer. Orası süratli bir şekilde ortaya çıkarılsa, etrafı temizlense, kentsel dönüşüm çerçevesinde ayıklansa. Orada bilimsel çalışmalar, belgeseller, televizyon programları yapılabilir'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Agora'nın etrafının düzenlenmesi konusunda da Türk firmalarının kapasitesinin yeterli olduğunu kaydederek, ''Yeter ki organize olunabilsin, hukuki durumlar, mevzuatlar düzenlensin. İzmir'in küllenmiş cevherleri ortaya çıkarılabilir'' diye konuştu. Ege Bölgesi Sanayi Odasını da ziyaret ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, İzmir'in bir metropolitan olduğunu, Napoli, Selanik gibi Avrupa şehirleriyle baş etmesi gerektiğini kaydetti. Bu konularda özellikle basın mensuplarına büyük iş düştüğünü ifade eden Gül, şunları söyledi: ''İzmir'in, İstanbul'da olamayan, kendine has avantajları var. İzmir'e böyle bakmak lazım. İzmir'in siyasetini de böyle yapmak lazım, yazarken, çizerken, İzmir'in sorunlarını dile getirirken. İzmir sorunsuz demiyorum, büyük şehir tabi ki büyük sorunları olacak. Ama onu büyük kelimelerle konuşmak lazım. Herhangi bir şehir terminolojisiyle konuşulursa, o zaman kaybetmiş oluruz. Bu havayı vermek lazım, bu kadar engel varken, böyle yapmak lazım.'' -İZMİR'İN CAZİBESİ- Otobanların, hızlı trenlerin İzmir'e getirilmesi, ondan sonra yabancı büyük yatırımcıların İzmir'in ilgi alanına girmesinin gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye'ye dışarıdan bir yatırımcı gelse, biz ona 5 tane yer sunsak, İzmir'e gelip, cazibesine kapılmamak mümkün mü? İzmir'in kendini yeniden keşfetmesi gerekir. İzmir kadar dışa açık başka neresi var? Her şeyden önce bu bir kültür meselesi. İzmir kadar sanayisi, ticareti gelişmiş olan, Osmanlı'da, Türkiye Cumhuriyetinde neresi var? Basın hayatının canlılığı açısından, demokrasinin en canlı, en temel, en güçlü demokrasi, neyle ifade edersek edelim, demokrasinin, en büyük sesi olmuş neresi var? Onun için burayı bu ölçekte konuşmamız lazım. Bunu el birliğiyle yapmamız lazım.'' İzmir'de İktisat Kongresi'nin bu sene sonunda toplanmasını istediğini, ancak hazırlıklar tamamlandığı taktirde 2011'de bunun planlandığını ifade eden Gül, kongrenin devlet eliyle yapılacağını belirtti. Çocukluğunu İzmir'de geçirdiğinden de bahseden Cumhurbaşkanı Gül, evlerinin bulunduğu Halil Rıfatpaşa semtinden savaş gemilerini dürbünle izlediğini, varyanttan otobüsle inerken güneşin batışının mükemmel olduğunu anlattı. Türkiye'ye gelen yabancı cumhurbaşkanlarına İzmir'e mutlaka gitmeleri konusunda öneride bulunduğunu bildiren Gül, bazı konuklarını kendisinin İzmir'e getireceğini, bunların hep aklında olduğunu söyledi. -YUNANİSTAN İLE DOSTLUK- Yunanistan ile dostluğa önem verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, düşmanlıkların kimseye faydası olmadığını, Yunanistan ile Türkiye'nin aynı coğrafyada bulunduğunu kaydetti. Yapılması gerekenin, karşılıklı güveni artırmak olduğunu, bu sayede sorunların çözümleneceği görüşünü aktaran Gül, şöyle devam etti: ''Sorunlar var tabi ki ortada. Bu sorunların çözümü kolaylaşır, aslında ben Dışişleri Bakanıyken 38'e yakın güven artırıcı tedbir almıştık, imzalamıştık. Sonra kesildi. Tekrar bu konuda Başbakanla mektuplaşma yapıldı. Yunanistan'ın ekonomik sıkıntısı var. Hatta eğer Türkiye'nin yapabileceği katkılar varsa, bunların yapılması lazım. Ekonomik işbirliği, onlar banka alabilirler, biz banka alabiliriz veya başka yatırımlar yapabiliriz. Bütün bunlar, herkesin birbirinin çıkarını koruması yönünde, başka güven artırıcı şeyler. O açıdan İzmir, Türkiye'nin batıya açılan bir kapısıdır. Yunanistan söz konusu olduğunda, Türkiye-Yunanistan ilişkileri önemlidir. Buradan bir takım problemlerin çözümü konusunda ne kadar işbirliği yapılırsa, ortak ekonomik faaliyetlere girilirse, karşılıklı çıkar sağlanır.'' Yunanistan ile Türkiye arasında bazı sorunlar bulunduğunu, güven artırıcı tedbirler alındığını, Genelkurmay Başkanlığı kapsamında hatlar, kırmızı telefonların kurulduğunu, aradaki sorunların konuşularak, diyalogla, güven artırıcı tedbirler çoğaldıkça, sorunların ortadan kalkmasının daha kolay olacağını bildiren Gül, İzmir'de otel ihtiyacı bulunduğunu, hatta Hindistan'daki büyük bir otel zincirinin sahibinin kendisine geldiğini ve ona İzmir'e gidip otel yapmasını önerdiğini, İzmir'e otel yapanın kazanacağını söyledi.