Prof. Dr. Ersöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı göz ameliyatlarda hastanın ağrı duymaması için uyuşturucu özelliği olan damlaları hekimlerin kullandığını ancak, bunların hekim olmayanlar tarafından eczanelerden temin edilebilip kullanılmasının son derece yanlış olduğunu belirtti.
Bu damlaların eczanelerde bile bulunmaması gerektiğini ifade eden Ersöz, ''Çünkü herhangi bir hastalığı
tedavi edici özelliği bulunmadığından göz hekimleri tarafından hastalara da verilmiyor. Oysa, bu damlalar özellikle tamirhaneler gibi yerlerde bulundurulup kaynak ışığına maruz kalan veya göze
demir çapağı kaçanlarda geçici rahatlatma amacıyla bilinçsizce kullanılıyor'' dedi.
Prof. Dr. Ersöz,
halk arasında ''Kaynakçı damlası'' olarak bilinen ve eczanelerde 5-6 TL karşılığında reçetesiz olarak satılan göz damlalarının
bağımlılık da yaptığını belirterek, şunları söyledi:
''
Uyuşturucu etki yaparak göze kaçan cismin rahat çıkarılmasını sağlayan göz damlaları, gözün iyileşmesine engel olduğu gibi yaraların büyümesine yol açıyor. Bu damlaların birkaç gün kullanılması bile gözün kaybına kadar giden olumsuz sonuçlara neden olabiliyor. Buna rağmen, özellikle
küçük sanayide çalışan kesimde bu damlaların çok sık kullanıldığına
tanık oluyoruz.
Son yıllarda polikliniklere başvurup üniversite ve eğitim hastanelerinin
kornea kliniklerine sevk edilen hastalarda büyük artış oldu. Bunların bir kısmı görme yeteneğini kaybetti, bir kısmına kornea nakli yapıldı. İyileşebilen şanslı hastalar ise haftalarca hastanelerde tedavi görmek durumunda kaldılar ve büyük acılar çektiler. Bu sorun son dönemlerde adeta çığı gibi büyüyor.''
Ersöz, korneanın gözün ön duvarını oluşturan saydam bir tabaka olduğunu, tırnak,
ağaç dalı, kağıt kenarı,
oyuncak gibi cisimlerle kornea sıyrıklarının gelişebildiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Matkap, taşlama, çekiçleme gibi
atölye işleri yaparken sıçrayan
yabancı cisimlerle de kornea yaralanmaları görülebiliyor. Şiddetli batma hissi yaratan bu cisimleri gözden çıkarabilmek için kullandığımız ve korneayı uyuşturan damlalara
ulaşım kolay olduğundan vatandaşlar doktora başvurmadan bu damlaları kullanıp gözlerine kaçan parçacığı çıkartmaya çalışıyor. Artık hemen her atölye köşesinde kirli ortamlarda önüne gelenin gidip damlattığı bu damlalara rastlıyoruz.''
-GÖZ ÜLSERİ DE GELİŞİYOR-
Prof. Dr. Ersöz, ''Birkaç
sokak ötede ulaşabileceği bir göz hekimi varken insanlarımızın kendi imkanları ile bu zor ve tehlikeli işi yapmaya devam etmelerine insanın aklı almıyor. Steril olmayan koşullarda bunun yapılması yara yerinin kolayca mikrop kapmasına yol açıyor'' dedi.
Yabancı cismi çıkarmaya çalışanların göz hekimi gibi mikroskop altında çalışmadıkları için yabancı cismin tüm parçalarını ya da demirin pasını tam temizleyemediklerini vurgulayan Ersöz, şöyle devam etti:
''Temizlenemeyen bu kalıntılar gözde derin yaralara neden oluyor. Gözleri iyileşmeyen hastalar ellerinin altında olan bu damlaların ağrı alıcı etkisinden yararlanmak için kullanmaya devam ettiklerinden kısa zamanda göz duyu sinirlerinde bu damlalara bağımlılık meydana geliyor.
Sinir uçları devamlı uyarıldığından yarım saat ya da en fazla bir saat içinde etkisi geçince tekrar damlatma ihtiyacı duyuluyor. Sonunda ülserler oluşuyor ve hastanın korneası tüm uğraşlara rağmen iyileşmeyip eriyip delinmeye kadar gidiyor.''
AA