Akranları bu güne kadar birçok kez
karne sevincini yaşarken o geç gelen karne sevincini ilk kez tadıyor.
Zorunlu eğitime rağmen okul çağına gelen çocuğunu 5 yıldır çevreye güvenmediği için okula göndermeyen Hataylı bir anne oğlunun ısrarı üzerine sonunda pes etti.
Annesine inat edip okula 11 yaşında başlayan Mehmet
Avcı, akranları defalarca karne sevinci yaşarken o karne sevincini 11 yaşında tattı.
11 yaşında
Atatürk İlk
öğretim Okulu birinci sınıfında eğitim öğretime başlayan Mehmet Avcı'nın karne notlarının tamamı yıldızlı pekiyi. Akranları beşinci sınıfa giderken o annesinin engeline takıldığı için bugün 11 yaşında olmasına rağmen birinci sınıfta okuyan Avcı, "Okula gittiğim için çok mutluyum. Annem bana evdeyken
okuma-yazma öğrettiği için birinci sınıfta hiç zorluk çekmedim. İlk dönem karnem iyi ancak kendi yaşıtlarımla aynı sıralarda olmak beni üzüyor." dedi
2009-2010 Eğitim-Öğretim yılının başında oğlu Mehmet Avcı'yı okula kaydettiren anne Sündüz Fatma Avcı (47) halen çocuğunu okula gönderdiği için pişman olduğunu söylüyor.
Sürekli aldatılmaktan yaşadığı güven bunalımı dolayısıyla hiç kimseye güvenemeyen anne Sündüz Fatma Avcı, çocuğuna sürekli zarar verilecek korkusu ile yaşadığı için onu 11 yaşına gelmesine ve zorunlu eğitime rağmen okula göndermediğini anlatıyor.
Fatma Avcı, oğlunun bir televizyon kanalında yayınlanan Rüzgargülü isimli çocuk yarışmasından ve çekimleri Hatay'da devam eden "Kasaba" dizisinde okula gitmek isteyen çocukların sonunda isteklerini yerine getirmesinden etkilenerek okula gitmek için kendisine rest çektiğini belirtti.
Avcı, bu güne kadar zorunlu eğitime rağmen oğlunu okula göndermeyerek kendi çabası ile oğluna okuma yazma öğrettiğini anlattı.
Panik atak hastası olan anne Fatma Avcı şöyle konuştu;"Benim çevreye güvenim yok. Hayatımda hep sevdiklerimi kaybettim. Oğlum Mehmet'i de okul yollarından kaybetmekten korktuğum için bugüne kadar okula göndermiyordum. Biliyorum zorunlu eğitime rağmen okula çocuğumu göndermeyerek suç işledim. İl
Milli Eğitim Müdürlüğü oğlumu okula göndermem için çok çabaladı ancak ben direndim. İl
Sağlık Müdürlüğü de çocuğumu okula göndermem için tedavimi üstlendi. Ama ben yine bunlara da karşı çıktım. Ama sonunda oğlumun okuma inadı beni yendi. Yani oğlumun yaşı ilerledikçe evin önünden önlükleriyle okula giden gelen çocukları gördükçe okula gitme isteği arttı.
Televizyon kanallarındaki dizilerde okula gönderilmeyen çocukların büyük azimle okula gönderilme hikâyelerini izledikçe bana karşı çıktı. Sürekli onu okula göndermem için yalvarmaya başladı. Sonun da dayanamadım onu okula gönderdim. Ama halen pişmanım."
Okulda oğlunun başına bir şey gelmesinden korktuğu için şimdi her gün oğlu ile okula gidip gelen anne Avcı "Oğlum sınıftayken ben de okul bahçesinde oturup onu gözetliyorum. Son derse kadar bu böyle. Son derste oğlumu bahçede alıp eve getiriyorum. Yani her gün de bende onunla okuldayım. Panik atak hastası olduğum için çevreye güvenemiyorum ve çocuğumu parka oynamaya bile yalnız göndermiyorum. Evimin önünde oynamasına izin veriyorum. Benim hayattaki tek varlığım o. Hayta hiç kimsem yok. Hepsi
vefat etti." ifadelerini kullandı
(CİHAN)