Yıl içerisinde
Türkiye'ye konuk olacak
Japon sanatçıların gerçekleştireceği etkinliklerin çok olumlu izler bırakacağına inandığını dile getiren
Günay, "Çünkü her şeyin en iyisini yapmaya çalışan bir millet.
Sanatta da böyle olacağını tahmin ediyorum" diye konuştu.
Japonya'nın
Ankara Büyükelçisi Nobuaki Tanaka ile
İstanbul'da düzenledikleri ortak basın toplantısıyla "Türkiye'de Japonya Yılı" konusunda bilgi verdiklerini anımsatan Günay, etkinliklerin açılışının da 4 Ocakta Japonya
Dışişleri Bakanı Katsuya Okada'nın katılımıyla gerçekleştirildiğ ini söyledi.
Japon imparatoru ya da üst düzey bir temsilcinin katılımıyla yılın büyük açılışının da
Mayıs ayında yapılacağını aktaran Bakan Günay, Japon
Arkeoloji Enstitüsü Kaman'da yaptıkları Arkeoloji Müzesinin Temmuzda açılacağını bildirdi.
Günay, yıl içerisinde de Ankara, İstanbul,
İzmir,
Antalya,
Mersin ve Safranbolu'da çeşitli kültür ve sanat etkinliklerinin yapılacağını dile getirerek, "Hem Türklerin Japonya'yı öğrenmesi, hem de Japonların bu vesileyle Türkiye'ye daha fazla gelmesi açısından çok iyi bir iz bırakacağını tahmin ediyorum. Ama keşke biraz daha yakın komşu olsaydık. Çünkü çok büy ük bir potansiyel ve gerçekten ve çok ilgiye değer bir
halk v
e devlet" değerlendirmesini yaptı. Japon turistin Türkiye'ye gelmesine de büyük önem verdiklerini belirten Günay, şunları söyledi:
"Yani ben işi gücü bırakıp bütün turizm tanıt ımımızı Japonya'ya yönlendirebilirim. Çünkü Japonlar, hem geldikleri yere ilgili ve saygılı, hem de
alışveriş ediyorlar, yüksek gelir grubunda yer alıyorlar. İnsan ilişkilerinde de fevkalade mükemmel olduklarını biliyorum.
Japonlar, aynı zamanda turizmde gelişen
ülkelerin aradıkları en önemli turist profili. Ancak iki ülke birbirine uzak. Bir de
ulaşım sınırlılığı var. Türk
Hava Yolları,
Mart ayından itibaren Tokyo seferlerini artıracak ve 4'ten 6'ya çıkaracak. Osaka'ya da seferler, 3'ten 4'e çıkacak. Ama bu da yeterli değil. Daha fazla uçuşa, Japon Havayollarının Türkiye'ye direkt uçuşlarına ihtiyac ımız var.
Ben çok önemsiyorum, yüksek bir potansiyelin bulunduğunu, Japonlar'dan Türkiye'yi iyi tanıyanların Türkiye'ye karşı ilgili olduklarını ve sevgi duyduklarını gözlemledim. Ama henüz yeteri kadar biliniyor muyuz, hayır bilinmiyoruz. Daha büyük bir
tanıtım çalışmasına ihtiyacımız var. Ayrıca, bize gelmek isteyenleri taşımak için de ulaşım kolaylığına ihtiyacımız var."
2010
Avrupa Kültür Başkenti'nin de "İstanbul'a bir takvim içinde davranmayı öğretmeye çalışan" bir proje olduğunu belirten Günay, "
Takvime çok kendimizi sığdıramadığımız bir ölçüde görüldü. Ben bunu bir öz
eleştiri olarak hep söylüyorum. Ama bu arada haksızlık etmeyelim. Önemli bazı
restorasyon projelerine İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Ajansı kaynak ayırdı" dedi.
Ajansın bir çok kültür ve sanat etkinliğine de
destek vererek kaynak ayırdığını da dile getiren Günay, "Göreceksiniz ki 2010 yılında İstanbul, dünyanın öteki kültür başkenti sıfatını taşıyan şehirlerinden eksiği olmayan fazlası olan bir etkinlik yılı düzenleyecek, ortaya koyabilecek" diye konuştu.
Günay, yaklaşık bir ay önce
İran sanatının en önemli örneklerinin yer aldığı bir serginin Topkapı Sarayında izlenime sunulduğunu, Martta da Rusya'da
Kremlin Sarayı'ndan önemli bir serginin Türkiye'ye geleceğini ifade ederek,
Osmanlı padişahlarının Rus çarlarına armağan ettiği objelerin bazı parçalarının da burada sergileneceğini söyledi.
Daha sonra Mayıs ve Haziran aylarında da Japon imparatorluğuna bazı çok önemli parçaların Topkapı Sarayında sergileneceğini anlatan Günay, böylece Topkapı Sarayı'nın İstanbul'da ardı ardına 3 büyük sergiye ev sahipliği yapacağını kaydetti. Günay, "İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti" kapsamı ndaki etkinliklerle ilgili şu bilgileri verdi: "
Eylül ayında tamamen Türkiye topraklarından, imparatorluk kültürüyle ilgili elimizdeki önemli ürünleri sergileyeceğiz. Bu serginin adı 'İmparatorlar İstanbul'da' olacak. Biraz benim fikrimdir.
Anadolu topraklarını gezerken ne kadar çok sayıda Roma imparatoru veya başka imparatorluk objeleri olduğunu gözlemleyince bunları sergileyelim istedik. '2010 tam da zamanıdır ve yeridir' diye düşünmüştük.
Anadolu topraklarındaki imparatorluk kültürünü sergileyeceğiz. Bunun da dünya çapında olacağını düşünüyorum. Çünkü geçen yıl Londra'da 'Hadrian Sergisi' yapıldı. British Museum'daki o serginin en önemli objesi Türkiye'den giden Hadrian büstüydü. Bizde Hadrian var, Marcus Aurelius var, Nero var. Daha yeni bu sene Augustus bulduk. Laodikya'da Septimus Severus var. Sayısız Roma İmparatoru var. Ayrıca Anadolu toprakları bir
Osmanlı İmparatorluğu toprağıdır. Geriye giderseniz Hitit ve
Komagene Krallığı var. Yani burası inanılmaz bir şölene Eylül ve
Ekim aylarında
tanık olacak. Bunlar bizim alanımızda, yani kültür sergileri alanından verebileceğim örneklerdir."
Günay, çok önemli kültür ve sanat etkinliklerine de İstanbul'un ev sahipliği yapacağını dile getirerek, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi ile gör üşme yaptıklarını, Kızılordu Korosunun da konserler vereceğini ifade etti.
İstanbul'un hem merkezinin, hem de çevresinin haberdar olacağı etkinliklere
imza atılacağını belirten
Ertuğrul Günay, "Daha fazlası olabilir miydi? Kuşkusuz olabilirdi, iyinin sınırı yoktur ama güzel bir kültür sanat y ılı yaşayacağımızı tahmin ediyorum. Ajans biraz daha sivri bir performans sergilese ve bunları biz muhatap olmadan
topluma aktarmakta daha öne çıkarabilmiş olsaydı sanıyorum ki toplum da nefes alacaktı" dedi.
Müzelere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Günay, Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde önemli bir restorasyon projesini başlatacaklarını kaydetti.
Müzenin bakımsız olduğunu dile getiren Günay, "Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne baktığınız zaman birçok şey dökülüyor. İçinde müthiş bir bakımsızlık da var. Aynı şey
Ayasofya'da da vardı, Topkapı'da hala var. Bütün müzelerimiz arasında bir ayırım yapmadan
arkeolojik eser olsun veya Türk-
İslam sanatı olsun niteliklerini yükseltmeye çalışıyoruz" dedi.
Müzelerin Türkiye'nin tarih ve kültür zenginliğinin aynaları olduğunu ifade eden Günay, İstanbul Arkeoloji Müzesinde birkaç yıl sürebilecek köklü bir yenileşme gerçekleştireceklerini söyledi. Bu müzenin dünyanın en önemli müzeleri arasında yer aldığını, vurgulayan Günay, "Hem mekan, hem de içindeki sunum tarzı eskimiş. Arkeoloji Müzesini birkaç yıl içinde ayağa kaldırdığımız takdirde Ayasofya ve Topkapı ile yarışacak hale gelecek. Çünkü içindeki zenginlikler iddia ile söylüyorum ki dünyanın hiçbir müzesinde belki yok. Ama başka müzelerde bir binaya konulan objeler orada bir salona sokuşturulmuş vaziyette" diye konuştu.
Günay, Ayasofya Müzesinde iskelenin yerini değiştirdiklerini ve böylece yeni bir mekanın doğduğunu dile getirerek, müzedeki melek tasvirinin yüzünün açılmasının da müzeye ilgiyi artırdığını belirtti. Günay, Topkapı ve Ayasofya müzelerinin büyük ilgi gördüğünü ifade ederek, "Ama Ayasofya ve Topkapı önümüzdeki yıllarda kendi aralarında yarışacaklar. Topkapı'da da köklü iyileştirmeler yapıyoruz" sözleriyle iki müzenin ziyaretçi sayısı konusunda yarıştıklarını sözlerine ekledi.
AA