Karın ağrısı şikayetiyle 25
Şubat 2004 tarihinde Fomara
Çocuk Hastanesi'ne götürülen Kübra Civelek, teşhisin ardından
ameliyata alındı. Ameliyata anestezi uzmanı izinde olduğu için anestezi teknisyenlerinin girdiği iddia edildi. Kas gevşetici verilip, anestezi uygulanarak çocuğa rahat nefes alması için tüp takıldı. Ama ameliyat sürerken, bu işlemin doğru yapılmadığı öne sürüldü. Hemen yan ameliyathaneden
yardım alındı. Yakındaki özel
hastaneden anestezi uzmanı çağırıldı. Ancak hasta takılan tüpü tolore edemeyince ameliyatı gerçekleştiren doktorun önerisiyle Kübra
ambulans ve anestezist refakatinde
Uludağ Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınsa da artık çok geçti ve
tedavilerin ardından Kübra
felç oldu.
Sadece
apandisiti alınması için yattığı
hastaneden
zeka düzeyi düşük, vücudu tutmayan ve sadece hazır mamalarla beslenebilen birisi olarak çıkan Kübra'nın ailesinin ameliyata giren
sağlık ekibi hakkında açtığı 'görevi
ihmal davası' halen sürüyor.
Yüksek
Sağlık Şurası, ameliyata giren ekipten sadece bir kişiyi 8/4 oranında kusurlu buldu.
Tüm bu gelişmeler aileyi perişan ederken, polis
baba Murat Civelek (44), hayatlarını karartan olaya tepki gösteriyor.
Murat Civelek, "Kızım ameliyathaneye alınınca anestezi uzmanı olmayınca hemşirenin görev yaptığını öğrendik. Kızım Kübra'ya narkoz verilmiş. Ameliyat sırasında kızım ayılınca ikinci kez narkoz verilmiş. Bu defa cıvıl cıvıl olan çocuğumuz birden bize adeta bebek gibi teslim edildi. Kızımın her şeyi ile artık biz ilgileniyoruz." dedi.
Sorumlular hakkında şikayetçi olduğunu ifade eden Murat Civelek, yapılan yazışmalar sonucunda doktor Neşe
Güney, anestezi teknisyenleri Ayşe
Biber ve Sevim Yaldız hakkında dava açıldığını belirtti.
Daha sonra toplanan bilgilerin Yüksek Sağlık Şurası'na gönderildiğini ifade eden Murat Civelek, "Gelen raporda ilk entübasyonu yapan Ayşe Biber 4/8 oranında kusurlu bulundu. Diğer anestezist ile doktor ise kusursuz bulundu. Peki kusur, çaresizce ameliyat masasında yatan kızımım mıydı? Bir bebek gibi 60 kiloluk kızımı kucağıma alıp 6 kilometre uzakta bulunan rehabilitasyon merkezine fizik tedavi için götürüyorum. Memur maaşımla ancak geçiniyorum. Evim kira. Kübra'dan büyük bir oğlum ve
küçük kızım var. Bizlere bir şey olursa kızım nasıl hayatta kalacak, ona kim bakacak? Kızımın özel tedaviye ihtiyacı var ama bizim gücümüz yok. Kızımı bu hale getiren sorumluların cezalandırılmasını istiyorum. Yüksek Sağlık Şuarası kararına
itiraz ettik. Yargılama devam ediyor." diye konuştu.
Kızının bir apandisit ameliyatından sonra felçli hale geldiğini belirten anne Hatice Civelek de (38) şunları söyledi: "İlköğretim 2. sınıfında okuyordu. Cıvıl cıvıldı. Bir ameliyat hayatını alt üst etti. Anaokulunda
okuma bayramı görüntüleri ile müsamere görüntülerini izlerken kendini görünce gözyaşlarını tutamıyor. Ameliyat günü de hep
karpuz, çilek, muz gibi meyveler istedi. Bende sana verilecek ilacın içinde var dedim. Şimdi bunların hiç birini yiyemiyor. Karnından özel olarak besleniyor. Kızım Kübra'nın rahatsızlığı nedeniyle evden ayrılamıyoruz. Kızımı bu hale gelmesine sebep olanların cezalandırılmasını istiyoruz."
Kübra Civelek ise okuma bayramı sırasında çekilen görüntüleri videoyla gösterilince gözlerinden iki damla yaş akıtarak tepki veriyor.
Civelek ailesi,
Bursa 5. Sulh
Ceza Mahkemesi'ndeki görülen davanın sonucunu bekliyor.
(CİHAN)