Uzmanlar,
ağız kokusunun sosyo -
psikolojik sıkıntılara neden olabileceğinden, bu tür rahatsızlıkları bulunan kişilerin mutlaka
tedavi yoluna gitmeleri gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.
Eskişehir Anadolu Hastanesi
Diş Hekimi Dr. Didem Süsler Dülger, ağız kokusunun giderilmemesi halinde kişilerin kendilerine olan güvenin zedelendiğini söyledi.
Ağız kokusunun insanları sosyal yaşamlarında sıkıntıya sokan hoş olmayan bir olgu olduğunu belirten Dr. Dülger, "Ağız kokusu, kişilerin kendine olan güvenlerini zedelemekte, arkadaşlık, iş yaşamı ve evlilik gibi sosyal ilişkilerinde sorunlara neden olabilmektedir. Günümüzde, sosyo-psikolojik sonuçları biyolojik sonuçlarının önüne geçmiş olup, nedenlerinin araştırılıp tedavi edilmesi önemlidir" diye konuştu. Dr. Dülger, kişinin ağız kokusu problemine sahip olup olmadığını, ağzını ve burnunu el ile kapatarak verdiği nefesi koklayarak basitçe
test edebileceğini kaydetti.
Ağız kokusunun patolojik, fizyolojik, hijyenik sebepleri olduğu gibi tüketilen gıdalara bağlı olarak da görülebileceğine işaret eden Dr. Dülger, şöyle devam etti: "Alınan gıdalardan dolayı sindirim kanalında biriken gazların sebep olduğu ağız kokusu, fizyolojik bir koku olup, tedavi edilmesi gerekmez. Ayrıca; soğan,
sarımsak veya çeşitli baharatların sahip olduğu uçucu hoş kokulu gazlar sindirim sistemi vasıtasıyla kana geçmekte ve bu gazlar akciğerler vasıtasıyla dışarı atılmaktadır, bu durum da ağız kokusuna sebep olmaktadır."
Diyet,
açlık ve yeterli sıvı alınamadığı durumlarda vücuttaki protein ve yağın çözülmesi sonucuyla da ağız kokusu görülebileceğine dikkat çeken Dr. Dülger, "Çürük dişler,
diş eti problemleri, tam ya da yarım gömülü yirmi yaş dişleri, iyi oturmayan restorasyonlar, kırık ya da pürüzlenmiş dolgu veya diş protezleri üzerlerinde bakteri üremesine uygun ortamlar olup, ağız kokusu oluşumuna sebep olmaktadırlar. Bununla birlikte, dil sırtı da bakteri üremesine uygun bir zemin olmaktadır" şeklinde konuştu.
Ağız kokusunun önüne geçmek için öncelikle ağız sağlığına önem verilmesi gerektiğini ifade eden Dülger, "Dişlerle birlikte dil sırtı da yemeklerden sonra ve gece yatmadan önce mutlaka fırçalanmalı, diş ipi ve ağız gargaraları kullanılmalıdır. Düzenli olarak diş hekimine gidilmeli, gerekli tedaviler yaptırılarak yitirilen diş ve diş eti sağlığı yeniden kazanılmalıdır. Ayrıca, bol sıvı alımı ve xylitol içeren
sakız çiğnenmesi de faydalı olacaktır" açıklamasını yaptı.
Ağız kokusunun, bu sayılanların dışında
şeker hastalığı,
karaciğer rahatsızlıkları,
böbrek yetmezliği ile sinüs ve
boğaz enfeksiyonları gibi patolojik sebeplerinin de olabileceğini vurgulayan Dülger, "Diş ve diş eti hastalıklarının bulunmaması ve ağız hijyenine dikkat edilmesine rağmen geçmeyen ağız kokusu durumunda bir iç hastalıkları uzmanına başvurarak, problemin sayılan hastalıkların bir belirtisi olup olmadığı araştırılmalıdır" ifadesini kullandı.
(CİHAN)