Edinilen bilgiye göre, 1877-1878
Osmanlı-Rus savaşında (93 Harbi)
Bulgaristan ve
Romanya topraklarından göç eden Türk vatandaşlarının yerleştiği Karacakılavuz
beldesinde, bütün
aileler lakaplarıyla anılıyor.
Belde sakinlerinden Özkan Akman (63), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 bin 500 nüfuslu bel
dede, bütün ailelerin ve kişilerin birer lakabı olduğunu söyledi.
Yeni doğan çocuklara, dede ve ninelerinin isimlerinin verilmeye devam ettiği ve bu nedenle Osman, Ahmet, İsmail, Mustafa, Cemile, Nefise, Ayşe, Fatma, Zehra ve Hatice gibi isimlerin oldukça fazla olduğunu ifade eden Akman, ailelere de geçmişteki yaşantıları, yaşadıkları bir olay veya fiziksel özelliklerine bakılarak lakap takıldığını belirtti.
Bir kişi veya aileye takılan lakabın beldede, hatta yakın köylerde de kısa sürede yayıldığını, kişilerin adlarından çok lakaplarıyla anıldığını kaydeden Akman, ''Geçmişteki yaşantıları kıstas alınarak insanlara çeşitli lakaplar verilmiş. Bunlar, yaklaşık 130 yıldır aynı ailenin soyuyla devam etmiş. Çok eski olması nedeniyle bazı lakapların hangi nedenlerle verildiğini, lakap sahibi aileler bile bilmiyor'' dedi.
Özkan Akman, beldede yaşayan ailelerden bazılarının, ''Kancabaşlar'', ''Evliya'', ''Körbollar'', ''
Topal Osmanlar'' ve ''Pehlivanlar'' lakabıyla anıldığını belirterek, şunları söyledi:
''Bir ailenin üyesi Çanakkale'de savaşırken gazi olunca, bu ailenin soyu da ''Topal Osmanlar'' diye anılmaya başlamış. Aile üyeleri güreşle uğraştığı için 'Pehlivanlar' lakabı takılmış. Bunun gibi çok var. Ancak bilinenler kadar, eski olduğundan lakabın neden takıldığı bilinmeyenler de var.''
Beldede, bazı kişilerin fiziksel ve karakteristik özelliklerine bakılarak da lakaplar takıldığını anlatan Akman, şunları ifade etti:
''Kötü lakapları kimse beğenmiyor. İyiler arasında en çok bilinenler, 'Tatar Osman', 'Foçalı', 'Kırmızı Osman', 'Vanlı', 'Gavaz' ve 'Minik' yer alıyor. Bunlar da kişilerin özelliklerine göre takılmış lakaplar. Kısa boylu adama 'Minik', Van'da askerlik yapmış olana 'Vanlı', ten rengi kırmızı olana 'Kırmızı' denmiş. Beldede herkes lakabıyla anılıyor. Biz beldeye gelen bir
yabancı ''Osman'ı arıyoruz'' diye sorduğunda ''Kaç numaralı Osman'ı diye soruyoruz. Başta şaşırıyorlar, ancak bütün ailelerin lakabıyla anıldığını anlatınca anlayış gösteriyorlar. Bazen gelen bir yabancının, kimi aradığını anlatabilmek için biz de zorlanıyoruz. Lakaplar o kadar yaygınlaşmış ki komşularımızın soyadlarını bile hatırlamakta zorluk çekiyoruz.''
Özkan Akman, köyde biri
vefat ettiğinde de minareden salasının verilmesinden sonra ölen kişinin kimliğinin 'lakabıyla birlikte'
anons edilerek, duyurulduğunu kaydetti.
Akman, beldede 130 yıldır süren lakap geleneğini sürdürmek için, beldeye kısa süreli gelen yabancılara bile çeşitli lakapların takıldığını sözlerine ekledi.