Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi Gerontoloji (
Yaşlılık Bilimi) Bölümünce 5 yıldır sürdürülen ''
Türkiye'nin Yaşlılık Haritası'' çalışmalarında sona yaklaşıldı. 2010 yılında 10 cilt halinde bilim dünyasına açıklanacak Gerontoloji Atlası'nda, 2050'de 101 milyon olarak hesaplanan Türkiye'deki nüfusun 30 milyonunun 60'ın üzerinde olacağı, şimdiden önlem alınmazsa bunların yarısına yakınının kronik ve bakıma muhtaç halde olacağı bildirildi.
AÜ Gerontoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. İsmail
Tufan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yıldan bu yana TÜBİTAK'ın desteğiyle Türkiye'nin
yaşlılık haritasını çıkarmak üzere çalıştıklarını, çalışma sonuçlarının 2010 yılında 10 cilt halinde bilim dünyasına açıklanacağını kaydetti.
7 bölgeden 35 bin örneklemeyle gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında her bölgeden
kontrol gruplarının seçildiğini, yılda 2 kez bu kişilerin
yaşam kalitelerinin ölçüldüğünü bildiren Doç. Dr. Tufan, elde edilen bulgular kapsamında Ege ve
Karadeniz bölgelerinde uzun yaşamın daha fazla olduğunu gördüklerini kaydetti.
Doç. Dr. Tufan, ''Ama bu denizin kıyısında değil. Denize yakın iç bölgelerde. Kıyı şeridine yakın iç bölgelerde ileri yaş populasyonuyla karşılaşıyoruz. İç Anadolu'daysa daha
erken ölümler görülüyor'' dedi.
-''YAŞLILIKLA İLGİLİ SORUN VAR''-
Türkiye'nin dünyanın en
genç emekli insanlarına sahip ülkelerden biri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tufan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Güney Kore'den sonra en hızla yaşlanan topluluklardan biriyiz. Sessiz ama hızla yaşlanan bir ülkeyiz. Ülkemizde
doğum oranları düşerken, tıbbın da ilerlemesiyle ömür uzuyor, nüfus yaşlanıyor. 60 yaşın üzerinde 9.8 milyonluk yaşlı populasyonu var. Sosyal güvencesi bulunmayan 2.5 milyonun üzerinde yaşlıdan söz ediyoruz.
2020 yılında 18 milyonu bulacağını belirttiğimiz yaşlıların 13 milyonunun sosyal güvencesi olmayacak. 2050 yılında 101 milyon nüfusun 30 milyonunu 60 yaş üzeri insanlar oluşturacak. Şimdiden önlem almazsak bunların 14 milyonu kronik
hasta ve bakıma muhtaç olacak. Peki bunlara kim bakacak? Bu durum Türkiye'nin yaşlılıkla ilgili sorunu olduğunu gösteriyor. Biz konuya ilişkin görüşlerimizi
Başbakanlık ve TBMM'ye gönderdik.''
-''UZUN YAŞAMIN SIRRI ARAŞTIRILIYOR''-
Yaşlılık haritasına yönelik çalışmalar sürerken, Türkiye'nin en uzun ömürlü ama en sağlıklı insanlarının büyük çoğunlukta yaşadığı ilin Aydın, ilçenin ise
Nazilli olduğunu gördüklerini bildiren Doç. Dr. Tufan,
TÜİK verilerine göre, ülkede 48 bin kişinin 100 yaşın üzerinde bulunduğunu, bunun en çoğunun ise Nazilli ve çevresinde yaşadığını kaydetti.
Doç. Dr. Tufan, burada çok önemli bir konunun ise bu kişilerin büyük çoğunluğunun sağlıklı yaşamaları olduğunu belirterek, olguyu fark ettikten sonra Nazilli Kaymakamlığı ile bir
protokol oluşturarak, ilçede
uzun yaşamın sırrını çözmek amacıyla merkez kurduklarını söyledi.
AÜ 100 Yaş Üzeri
Araştırma ve Koordinasyon
Merkezi adıyla oluşturdukları birimde mart ayından bu yana çalışmalara resmi olarak başladıklarını ifade eden Doç. Dr. Tufan, Nazilli'de uzun yaşamın sebeplerinin henüz bilinmediğini, sonuçların 5 yıl içinde net olarak görülebileceğini kaydetti.
Doç. Dr. Tufan, şöyle konuştu:
''Araştırma kapsamında 60-100 yaş üzeri insanların genel durumlarına en ince detaylarına kadar bakılacak, kanları alınacak, beslenme modelleri incelenecek, psiko sosyal boyutu ele alınacak. Burada nüfustan elde ettiğimiz veriler var. Buna göre, her 100 kişiden 23'ünün 60 yaşın üzerinde olduğu Nazilli, Türkiye'nin yaşlılık şampiyonu. Türkiye'de 2020 yılında 60 yaş üzeri 18 milyon kişinin olması öngörülüyor. Yani Nazilli, Türkiye'den 15 yıl önce yaşlandı'' dedi.
-''KİŞİLİK KIRILMASI YOK''-
Nazilli Kaymakamı Caner Yıldız ise ilçede uzun yaşamın nüfusa oranlandığında Türkiye ve
Avrupa ortalamasının üzerinde olunduğunu belirterek, buradaki uzun yaşama beslenmeden çevre faktörlerine kadar çok faktörün etki ettiğini söyledi.
Yıldız, ''Ancak burada beslenmeden de önemli konu, yaşlılarımız kişilik kırılması olmayan insanlar. Hala çevresi, ailesi tarafından saygı görüyor ve onlar da bunun farkında.
Bilim adamları da bu görüşe katılıyorlar'' dedi.
Nazilli'de sağlıklı ömür süren yaşlıların genelde çok az yediklerini, uykularına dikkat ettiklerini ve kötü alışkanlıklarının bulunmadığını bildiren Yıldız, Herodot'un ''Ve Tanrı insanları uzun ömürlü olsunlar diye Nazilli'yi yarattı' sözünün sloganları olduğunu kaydetti.
-100 YAŞINDA, ''EŞEĞİMİ KAYBEDERİM NEŞEMİ KAYBETMEM'' DİYOR-
Nazilli'de yaşayan 100 yaşındaki Kübra Girgin, oğlunun yanında yaşadığını, binanın karşısında 2. katta bulunan kızının evine rahatlıkla merdivenleri çıkarak gidebildiğini belirtti.
Girgin, daha çok
sebze yediğini, ailesinin kendisine çok iyi baktığını belirterek, şunları anlattı:
''Zamanında çok çektim. Babamı hiç görmedik. Annemiz
Karasu ilçesinde öldü. Bir gün biz üç kardeş oynadıktan sonra anamıza gidip 'karnımız aç' dedik. Anam yemek vermiyor diye komşuya gittik. Gelip baktıklarında ananız ölmüş dediler, onu gömdüler. Dayımın yanına geldik. 3 kardeşin ikisini evlatlık verdi, bana 'bu benim yanımda kalsın' dedi.''
16 yaşında tanıştığı eşiyle ailenin rıza göstermemesi üzerine kaçtıklarını belirten Girgin, ''Saçımdan tuttu, sürüyerek götürdü. Buraya geldik. Onu iki ay
hapis ettiler, görümcemin yanında oturdum, sonra evlendik. Düğünümde kendi dümbeleğimi kendim çaldım. Sonra eşim
vefat etti. 3'ü hayatta 5 çocuğum oldu. Torunumun torununu gördüm ben. Yaşam felsefem, eşeğimi kaybederim, neşemi kaybetmem. Hiç kaybetmem, canımı sıkmam. Yalan malan söylemem, söyledim mi yüzüne söylerim. Sevmedik kimse yoktur beni, neşem çok iyidir.''
AA