Taşra Karaarslan Mahallesi'nde kirada oturan
Hacı Mehmet Darılmaz,
ailesinin geçimini tarım işçisi olarak sağlamaya çalıştığını, sosyal güvence olarak ise yeşil kartlarının bulunduğunu söyledi.
Darılmaz, yaklaşık 1 ay önce 8 yaşındaki kızı
Rabia Darılmaz'a
Selçuk Üniversitesi Meram
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, bir çeşit
felç olan Guillan Bare sendromu
hastalığı teşhisi konulduğunu bildirdi.
Çocuk Hastalıkları Nöroloji Bölümünde yatan kızının doktorlarının kendilerinden bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için immunglobulin adlı bir ilaç istediğini anlatan Darılmaz, şunları kaydetti: "İlacı almak için yazılı reçeteyle bir eczaneye gittim. Bu ilacın ellerinde olmadığını çok zor bulunduğunu belirttiler. Normalde
Sağlık Bakanlığı sosyal güvencesi olan hastaların bu ilacını karşılıyormuş, ama
Konya ve çevresinde bulamadım.
Adana,
Ankara ve İstanbul'da bu ilaçtan aramaya başladım. Sonunda İstanbul'da karaborsada bu ilaçtan bulabildim. 130 gramını 13 bin YTL'ye aldım.
Tarım işçisi ve yeşil kartlı bir aile için bu para çok büyük. Çevremde borçlanmadığım tanıdığım kalmadı. Tek isteğim kızımın yaşaması." Bir tanıdığının çocuğunun da aynı bölümde yattığını ve onun için de aynı ilaçtan istendiğini ifade eden Darılmaz, tanıdığının ise 100 gram ilaca 10 bin YTL verdiğini söyledi.
Rabia Darılmaz'ın doktoru Doç. Dr. Kürşat Aydın, yoğun bakımdaki hastalar için kullanılan immunglobulinin Rabia için gerekli olduğunu en azından yaşama ihtimalini artırabileceğini söyledi.
Bu ilacın hastaya, kilogram başına 2 gram şeklinde uygulandığını belirten Aydın, "Hasta 30 kilo, iki
uygulama için 120 gram gerekti. Bir çeşit felç olan bu hastalık, yüzde 90 oranında iyileşebiliyor. Şu ana kadar tedavilere
cevap vermedi. Rabia'yı hayata döndürmeye çalışıyoruz" dedi.
SAĞLIK BAKANLIĞI HAREKETE GEÇMELİ
Konya Eczacılar Odası Başkanı
Harun Kızılay ise prematüre bebekler ile
kanser, nörolojik hastalıklar, kansızlık gibi bağışıklık sistemini çökerten rahatsızlıklarda acil ihtiyaç duyulan, bir çeşit kan ürünü olan "immunglobulin" ihtiva eden ilaçların artık piyasada çok zor bulunduğunu söyledi.
Özellikle eczanelerde bulunmasının adeta imkansız olduğunu vurgulayan Kızılay, "Önceden fazla miktarda
firma ithal ediyordu, şimdilerde ise ithal eden firma sayısı azaldı. İthal edilen ilaç talebi karşılayamayınca binlerce hasta
mağdur oluyor. Ülkeye giren ilaç sayısı, talep edilen miktarın çok altında.
Birçok kişi tanıdığı milletvekili ya da belediye başkanlarını araya sokarak hatır gönül işiyle bu ilaçtan edinmeye çalışıyor" dedi.
Sıkıntının 2006 yılının ortalarından bu yana ciddi anlamda sürdüğünü, ancak çözümü yolunda bir adım atılmadığını dile getiren Kızılay, "Birçok yoğun bakımda yatan hasta, bu ilaç bulunamadığı için ölüyor. Bazıları imkanları ölçüsünde güçlükle bulabiliyor. Bir ilacın
Türkiye gibi bir yerde karaborsaya düşmesi çok üzücü.
Sağlık Bakanlığı, bu konuda daha fazla duyarsız kalamaz. Bu ilacın talepleri karşılayacak şekilde
bakanlık tarafından
stok yapılacak ölçüde getirilmesi gerekiyor" diye konuştu.