Çorap Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı Ümit Özüren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çorap
üretiminde Türkiye'nin, Çin ve ABD'den sonra dünyanın 3'üncü büyük üretici
ülkesi olduğunu, ihracatta da ABD'nin iç piyasaya yönelik üretim yapması nedeniyle Çin'in ardından 2'nci sırada bulunduğunu söyledi.
Özüren, çorabın
tekstil ihracatı içinde ciddi bir yere sahip olduğunu ve geçen yıl 1 milyar 400 milyon çift ile 800 milyon dolar çorap ihracatı gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Bu yıl, 2005'de elde ettiğimiz rakamları koruyabileceğiz.
İhracat artış hızımız düşmekle beraber, yine 1 milyar 450 bin çifti ihracat olmak üzere 2 milyar çift üretim yapacağız'' dedi.
Sektörün 33 ülkeye bir milyon çiftin üzerinde ihracat yaptığını anlatan Özüren, her İngilize 5 çift, 3 milyon nüfusu olan
Bosna Hersek'e 3 milyon çift çorap sattıklarını, çorap tüketiminin coğrafi özellikler ve iklim ile bağlantılı olduğunu, İskandinavya ülkelerinde 20 çift olan yıllık kişi başı çorap tüketiminin Türkiye'de 5 çift seviyesinde bulunduğunu bildirdi.
Yurt içi çorap tüketiminin yıllık 400 milyon çift olduğunu belirten Özüren, Türkiye'nin çorapta önde gelen bir ülke olduğunu, Çin'e uygulanan
kotaların kalkmasına rağmen yenilmediklerini,
İstanbul Deklarasyonu sayesinde AB'nin 10 kategoride Çin'e karşı kota uygulaması başlattığını, çorabın bu kategoride yer almadığını anlattı.
Özüren, sektörün geçen yılın başından beri Çin'e karşı herhangi bir korumayla karşı karşıya olmadığını ifade ederek, en büyük
pazarları olan AB'ye yaptıkları ihracatta Çin ile hemen hemen aynı şartlara sahip olduklarını, ilk beklentilerinin çok olumsuz olduğunu, ancak düşündükleri pazar kaybının gerçekleşmediğini söyledi.
''ÇİN, BİZİM PAZARIMIZDAN PAY ALAMADI''
Ümit Özüren, şunları kaydetti:
''Çorap ihracatımız, 2000-2004 yılları arasında yıllık yüzde 20'lik bir artışa sahipken geçen yıl Çin faktörü nedeniyle bu artış sadece yüzde 9'da kaldı. Bu yıl da geçen yılın rakamlarını koruyabileceğiz.
Sektörümüz, Çin tehdidini aşmaya başladı, Çin'e karşı Türk tekstilinin verdiği ilk başarılı sınavdır. Kota korumasında değiliz, buna rağmen Çin ile bire bir rekabete girebiliyoruz. Yüzde 5-6 olan AB'nin ithalatı içindeki Çin'in payı, kotalar kalktıktan sonra yüzde 25-30'lara çıktı. Türkiye'nin payı yüzde 48'di, hala yüzde 47-46'lar civarında. Yani Çin, bizim pazarımızdan pay alamadı, AB'ye ihracat yapan diğer ülkeler ve AB'nin üreticilerinden pay aldı. Çin'e karşı kendimizi çok iyi savunduk. Yüzde 30-40 pazar kaybedeceğimizi düşünürken sadece ihracat artış hızımız yavaşladı.''
Özüren, Çin'e karşı verimlilik artışı, Avrupai bir bakış açısına sahip bulunmaları, sağlam altyapı, daha iyi bir
estetik anlayışı ve teslimat sürelerinin kısa olması avantajlarına sahip olduklarını söyledi.
Çorap firmalarının iç çamaşırı yanında başka sektörlere de girmeye başladığını anlatan Özüren, ''Firmalar, yeni yatırımlarını değişik sektörlere yapmaya başladı. Karlılık azalması, insanların yumurtaları değişik sektörlere böldürmesini gerektiriyor. Bunun yanında dışarıdan çorap üretimine yeni yatırım yapanlar da oldu'' diye konuştu.
Türkiye'de çorap üretiminin İstanbul dışında daha hızlı büyüdüğünü anlatan Özüren, Avrupa'daki
spor markaları, büyük
mağaza zincirlerinin çorap üretimini Türkiye'de yaptırdığını da kaydetti.