Pamuk,
Alman Der Spiegel dergisine verdiği demeçte, ''Bana layık görülen
ödül Türkiye'de kabul görmeli ve coşkuya vesile olmalı. Biz bunu, olağanüstü bir geçmişi ve büyük önemi olan Türk edebiyatı için bir şeref vesilesi olarak kutlamalıyız. Ben
Türkçe yazıyorum, bu edebiyatın bir parçasıyım ve ödüle layık görülen bir kişi olarak da bunun bir temsilcisiyim'' dedi.
Bir yazarın görevinin sadece güzel eserler yazmak olmadığını, bazı tartışmaları da başlatması gerektiğini ifade eden Pamuk, kitaplarında Batı ile Doğu'nun bir araya gelmesi isteminin işlendiğini kaydederek, ''Barışta olsun, anarşi de olsun, kesişme noktaları vardır. Doğu ile Batı,
İslamiyet ile
Avrupa arasında çatışma olmak zorunda değil.
Eserlerim bunun içindir'' şeklinde konuştu.
Yeni bir eser hazırlamak istediğini belirten, ancak içeriği hakkında şimdilik bir şey söylemek istemeyen Pamuk, ödülü almaya kızı Rüya ile birlikte gitmek istediğini ve bunun çok eğlenceli olacağını söyledi.
Tüm arkadaşlarının ve bazı gazetecilerin bu ödülü almasını istediklerini, ancak bu konunun daha önce de sürekli gündeme getirilmesinin kendisini bir süre rahatsız ettiğini ifade eden Pamuk, ''Artık hiç kimsenin bana '
Nobel Ödülünü ne zaman alacaksın?' diye sormaması benim için büyük bir rahatlama'' diye konuştu.
Dergide ''Hak Edilen
Mutluluk'' başlığıyla yer alan bir yazıda da, Nobel Ödül Komitesinin bu kez ''güvenli'' hareket ettiği ve Pamuk hakkındaki tercihiyle, dünyada sesi duyulan ve kendisinden daha çok şey beklenen bir yazarı ödüllendirdiği görüşüne yer verildi.
Welt am Sonntag gazetesi de, ''Modernliğe nereden gidilir?'' başlığıyla verdiği bir haberde, 10 Aralıkta ödülünü
İsveç Kralı Gustav'ın elinden alacak olan Pamuk'un Türkiye'de ''
Ermeni soykırımını'' gündeme getirmesi nedeniyle birçok kişi tarafından sevilmediği, hakkındaki davanın düşmesinin de, dünya çapındaki protestolardan ve Türkiye'nin AB'ye girme çabalarından kaynaklandığı görüşüne yer verildi.
Ralph Giordano imzasıyla yayımlanan haberde, Pamuk'un Doğu ile Batı arasındaki ihtilafların büyüdüğü bir dönemde en iyi arabulucu olduğu yorumu yapıldı. Pamuk'un Batıda büyük takdir gördüğü, Doğuda ise özellikle radikal çevrelerin nefretini kazandığı ifade edilen haberde, Pamuk'un bir arkadaşının ''İslam dünyası artık neyi seçeceğine karar vermeli.
Orhan Pamuk'u mu, yoksa Bin Ladin'i mi?'' şeklinde konuştuğu belirtildi.
Haberde, ''Müslümanların büyük düşmanı Batı değil, Müslümanların kendisidir. Bu, çoktandır dile getirilmesi gereken bir görüş.
Allah adına işlenen terörizmin ana kaynağı,
İslamiyetin modernleşme alanında yaşadığı krizdir'' görüşü savunuldu.