Alınan bilgiye göre, DSİ Baraj Çamlığı'nda 2
Mart 2002'de yürüyüşe çıkan
Rüştü Turaçcılar (58)
bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulundu.
Esrar bulundurmak suçundan sabıkalı Turaççılar'ın
katil zanlısı yakalanamadığı için dosyası
faili meçhul cinayetler arasına kaldırıldı.
Aradan 6,5 yıl geçtikten sonra, öldürdüğü Turaççılar'ı sürekli rüyasında gördüğünü ve vicdan azabı çektiğini belirten Emrah Ahrasoğlu (24), 31
Mayıs 2008 tarihinde polis karakoluna teslim oldu.
Cumhuriyet Savcısı tarafından ''kasten adam öldürme'' suçlamasıyla Emrah Ahrasoğlu hakkında
Adana 3. Ağır
Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşması yapıldı.
Ahrasoğlu, cinsel
tacizden korunmak için bıçağını kullanmak zorunda kaldığını savunarak, şunları söyledi:
''Evden kaçmıştım. Bir haftadır sokaklardaydım. Galleria
Alışveriş Merkezi civarında maktul yanıma geldi. Biraz sohbet ettik. Evden kaçtığımı ve kalacak yerimin olmadığını söyledim. Bana kalacak yer temin edeceğini söyledi. Otobüse bindik. DSİ'ye ait çamlığa gittik, bir ağacın altına oturduk. Daha sonra, cebinden bıçak, sigara ve porno
dergi çıkardı. Taciz etmeye başladı. Kalça ve bacaklarımı okşadı. İkaz ettim, beni dinlemedi. Kolumu tuttuğu için kaçamadım. Yanımda taşıdığım bıçağı birkaç kez vücuduna sapladım ve kaçtım. Bıçağı da
göle attım. Öldüğünü de
gazete ve televizyonlardan öğrendim.''
Ahrasoğlu,
Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığındaki ifadelerini de kabul ettiğini belirtti ve pişman olduğunu söyledi.
Duruşmaya katılan Turaçcılar'ın eşi Ayten Turaçcılar ise sanığın savunmasına katılmadığını ve cinayeti para almak için işlediğini ileri sürdü.
Savunmaların dinlenmesinin ardından
mahkeme heyeti, ömür boyu hapse çarptırdığı sanığın cinayeti ağır
tahrik altında işlediği ve duruşmadaki iyi halini göz önünde bulundurarak cezasını 15 yıla indirdi.