Kıbrıs Rum tarafının Tasos Papadopulos dönemi politikalarına döndüğünü ifade eden Erçakıca, "Umarım bu tutum, 1 Temmuz buluşmasının verimsiz geçmesine neden olmaz" dedi.
Erçakıca, "Kıbrıs Rum tarafının yeni kurallar ve ön şartlar dikte etmeye hakkı yok. Yakın geçmişte vardığımız mutabakatları bile çiğnemeye başlarsak bu süreçte ilerlemek gerçekten zor olur. Eğer bu mutabakatlara sadakat göstermeyeceksek görüşme sürecinin ilerlemesi için esas olan güven unsurunu da kaybedeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, haftalık basın brifinginde, iki liderin 21
Mart mutabakatı uyarınca, Çalışma Grupları ile Teknik Komite çalışmalarının değerlendirilmesi ve kapsamlı çözüm müzakerelerini başlatma gündemiyle bir araya geleceğini kaydetti.
21 Mart anlaşmasının, tam teşekküllü çözüm müzakerelerinin, bu tarihten 3 ay sonra, Çalışma Grupları ile Teknik Komite çalışmalarının sonuçlarının da ele alınmasıyla başlatılmasını öngördüğünü anımsatan Erçakıca, Kıbrıs Türk tarafının bu anlaşmaya sadakatinin devam ettiğini kaydetti.
Erçakıca, "Haziran ayının ikinci yarısında yapılması öngörülen bu toplantı, Hristofyas'ın
yurt dışı programları gibi nedenlerle gerçekleşememiş ve iki liderin temsilcileri olarak Özdil Nami ile Yorgos Yakovu, toplantı tarihi olarak 1 Temmuz Salı gününü tespit etmişlerdir" dedi.
Erçakıca, iki liderin bu toplantısında, kapsamlı çözüm müzakerelerinin başlayacağının karar altına alınıp ilan edilmesi beklentisinde olduklarını söyledi.
HRİSTOFYAS'A ELEŞTİRİ
Hasan Erçakıca,
Türkiye ile ilgili demeçleri yeniden yoğunluk kazanan Rum lider Hristofyas'ın, "Türkiye'deki politik gelişmelerin, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözüm müzakerelerinin ele alınmasına olanak sağlamadığı" görüşünü dile getirmeye başladığını söyledi. Türkiye'nin, çözüm sürecine
destek vererek Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasını desteklediğini defalarca ifade ettiğini kaydeden Erçakıca, Hristofyas'ın, Türkiye'deki politik gelişmelerin Kıbrıs sorununun çözümünü engellediği veya engelleyeceğine ilişkin görüşlerinin de dayanaksız olduğunu vurguladı.
Erçakıca, "Türkiye'deki bütün kurumlar ve güçler, çözüm çabalarını desteklemektedirler. Nitekim Cumhurbaşkanımız Mehmet Ali
Talat ile Dimitris Hristofyas'ın başlatmış oldukları bu yeni süreç de Türkiye'den sadece destek görmüştür" dedi.
AYAK SÜRÜYOR
Hasan Erçakıca, Hristofyas'ın, Türkiye iç politikasındaki gelişmeleri veya bu konudaki beklentilerini görüşme sürecine dahil etmeye ve bütün dış temaslarında bu konuyu "en önemli sorun" gibi ele almaya kalkıştığına işaret etti. Hristofyas'ın Kıbrıs sorununun çözümünde Türkiye'yi muhatabı olarak göstermeye çalışmasının çözüm sürecinde ayak sürümekten başka bir anlam ifade etmediğini kaydeden Erçakıca, şöyle devam etti:
"Dimitris Hristofyas'ın muhatabı Cumhurbaşkanımız
Mehmet Ali Talat'tır ve daha önce de açıklandığı gibi Türkiye'nin tam desteğine sahiptir. Hristofyas'ın yapması gereken tek şey, kapsamlı çözüm müzakerelerinin başlamasına olanak vermek ve Kıbrıs sorununun adil ve
erken bir çözüme ulaşabilmesi için çalışmaktır."
Hasan Erçakıca, bir soru üzerine Türk tarafının tam teşekkülü müzakerelerle ilgili tavrının gayet açık olduğunu, bu konuda herhangi bir hazırlığa ihtiyaç duyulmadığını ve Cumhurbaşkanı Talat'ın da müzakerelere her zaman hazır olduğunu söyledi. Erçakıca, "İki liderin kapsamlı müzakerelerine hemen başlayabileceğine inanıyoruz" dedi.
PAPADOPULOS DÖNEMİ POLİTİKASINA DÖNÜLDÜ
Erçakıca, Yorgos Yakovu'nun, "ortak zemin belirlenmeden doğrudan müzakerelere başlanamaz" yönündeki açıklamalarıyla ilgili soruya, "Papadopulos döneminde bu tür demeçleri her gün okuyorduk. Öyle görünüyor ki Rum tarafı o politikasına dönmüş bulunuyor" yanıtını verdi. Hasan Erçakıca, "Umarım bu tutum, 1 Temmuz buluşmasının verimsiz geçmesine neden olmaz" dedi.