Bakan
Günay, turizm sezonu açılışı dolayısıyla
Mersin Kültür Merkezinde düzenlenen törende,
Türkiye'nin, tarihi ve
doğa güzelliklerini en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, bu konuda yoğun çaba gösterdiklerini, ancak bunun bilerek veya bilgi eksikliğinden kaynaklanan yaklaşımlar sonucu yeterince anlaşılamadığını bildirdi.
Turizmde
marka olmuş birçok ülkenin orman varlıkları dahil doğayı tahrip etmeden tüm güzelliklerini
sektörün hizmetine sunduğuna dikkati çeken Bakan Günay, ''Türkiye'de de bunu yapma gayretinde olduklarını'' belirtti.
Daha önce Mersin'de Kazanlı-
Tarsus arasında gerçekleştirilen turizm tahsisiyle ilgili çalışmaların
Anayasa Mahkemesince durdurulduğunu hatırlatan Günay, anayasaya uygun yaptıkları yeni çalışmalarla sadece Mersin'in değil Türkiye'nin dört bir tarafının tarihi ve
doğal güzelliklerinden istifade edileceğini, bunu yanlış yorumlamanın hiç kimseye fayda getirmeyeceğini ifade etti.
-ORMANLIK ALANLARDAKİ TURİZM TAHSİSLERİ-
Ormanlık alanlarda yapılacak turizm tahsisiyle ilgili çalışmalarının
TBMM Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonu'ndan geçtiğini, ancak bunun bazı çevrelerce ''parayı veren ağacı kesecek'' diye yorumlandığını vurgulayan Günay, şunları söyledi:
''Bir yörenin orman varlığında turizm yatırımı gerçekleştirilecekse o yatırım o ilin orman varlığının yüzde birini geçmeyecek. Bugün
Antalya'da orman alanlarında doğayı bozmadan kurulmuş turistik tesislerin oranı, bu ilin orman varlığının yüzde yarımının bile altında.
Bu yasal
düzenlemeyle ayrıca bu alanlardaki yapılaşma yüzde 30'u geçemeyecek. Tesis kurulurken bir ağacı bile kesmek gerekiyorsa yatırımcı oraya yakın bir bölgede iki misli
ağaç dikecek. O bölgede ağaç dikimine uygun alan yoksa kesilen bir ağacın beş misli bedelini ödeyecek. Bu bedel,
ağaçlandırma dışında hiçbir faaliyette kullanılmayacak.
Yatırımcı bu ağacın 3 yıllık
bakım bedelini peşin ödeyecek. Bunu yapmadığı takdirde tahsis alamayacak.''
Yani yaptıkları yasal düzenlemelerle ''parayı verenin ormanı kesmeyeceğini'' kaydeden Günay, şunları söyledi:
''Bizim çabamız Allah'ın verdiği güzellikleri yok etmek değil bunları ülkemizin hizmetine sunmaktır. Ben zaten karakter olarak, bırakın Türkiye Cumhuriyetinin Kültür ve
Turizm Bakanı olmayı, kişi olarak doğayı çok seviyorum. Çünkü bu güzellikler atalarımızdan bize kalan, yarın çocuklarımıza bırakacağımız emanettir. Bu nedenle, yaptığımız yasal düzenleme çalışmalarının yanlış yorumlanmasına karşı kamuoyunun gerçekleri bilmesini arzu ediyorum.''
-''MERSİN'İN GÜZELLİKLERİNİN TAHRİP EDİLMESİNE KARŞIYIM''-
Turizmde marka olmuş ülkelerden
İspanya'nın 50 milyon nüfusuna karşın 60 milyon turist ağırladığını ifade eden Günay, şöyle devam etti:
''Türkiye, nüfusuna yakın turist ağırlayabilecek kapasitede. Bunu söylediğimde inanmayanlar oluyor. Bugün İspanya bunu başarıyorsa biz neden başarmayalım. Daha 4-5 yıl öncesine kadar Türkiye 13 milyon turist ağırlarken hükümetimizin yaptığı çalışmalarla bu yaklaşık 2 katına çıkarıldı. Bu yıl, geçen yılki 23 milyon
turist sayısını geçeceğiz. Yılın ilk 3 ayındaki rakamlar bunu gösteriyor. Ağırladığımız turist sayısı illere göre yüzde 12-20 oranında artış gösterdi. Sadece Antalya'nın ilk 3 ayda ağırladığı turist sayısı geçen yıla göre yüzde 20 oranında arttı. İddia ediyorum, Türkiye'nin nüfusuna yakın turist ağırlaması hayal değil.''
-BALIK ÇİFTLİKLERİ-
Konuşmasında, Mersin'de
balık çiftlikleri kurulması konusuna da değinen Bakan Günay, ''
Tarihi ve doğal güzellikleriyle bir
Belek ve Antalya gibi marka olmaya
aday Mersin'in güzelliklerinin tahrip edilmesine karşıyım. Elbette ki su ürünlerine ihtiyacımız var, ancak bu doğaya zarar verecek şekilde olamaz. Bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz'' dedi.
Bir yörenin hedeflediği turist sayısına ulaşması için
ulaşım kolaylığının öncelikli koşul olduğunu belirten Günay, '' Mersin,
Adana Havalimanına mahkum bırakılamaz. Mersin'in bir havaalanına ihtiyacı var. Bununla ilgili çalışmalar zaten yapılıyor. Ben de gerekli desteği vermeye hazırım. Bu konuda Mersinlilerin taleplerine içtenlikle katılıyorum'' diye konuştu.
Türkiye'nin turizm envanterini çıkardıklarını, kısıtlı imkanlara rağmen karış karış gezildiğini ifade eden Günay, ''Türkiye, gelecekte daha sınırdan giriş yapılırken açık hava müzesi ücreti ödenebilecek kadar önemli tarih hazinelerine sahip'' dedi.
-MERSİN'İN POTANSİYELİ-
Mersin Valisi
Hüseyin Aksoy ise Doğu Akdeniz'in en güzel kenti olarak gösterilen Mersin'in bugüne kadar turizm yatırımları yönünden son derece yetersiz kaldığını, ancak son dönemlerde yapılan çalışmalarla potansiyelin harekete geçirileceğini bildirdi.
Mersin'in 321 kilometrelik sahil şeridine sahip olduğunu belirten Aksoy, ''Yatırımcıları buraya davet ediyoruz'' dedi.
-SEKTÖR TEMSİLCİLERİ-
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (
TÜRSAB) Başkanı Başaran
Ulusoy da bir yörenin turizmden pay alabilmesi için tarihi ve doğal güzelliklerine sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Ulusoy, ''Mersin'in balığı bol, ancak balık çiftlikleri olmasın. Balık çiftlikleri kurulsun ama buraya değil'' diye konuştu.
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Ahmet
Barut da turizmin Türkiye'nin bacasız sanayisi olduğunu ifade ederek, ''Önümüzdeki 10 yılda 50 milyon turist, 50 milyon dolar gelir hedefimiz var. Ancak bu sadece Antalya ile olmaz. Doğu Akdeniz'de bunun için çok uygun yerler var. Mersin'i bir Belek yapabiliriz'' dedi.
Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Murat Dedeman ise turizm sezonu açılışı için geldikleri Mersin'de son 2 gündür yatırım olanaklarını incelediklerini, yöreyi Antalya'dan sonra en güzel sahile sahip turizm merkezi olarak değerlendirdiklerini vurguladı.
''Yöredeki ikinci konutların çokluğunu'' eleştiren Dedeman, bunlara artık izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Dedeman, yörede balık çiftliği kurulmaması gerektiğini de belirtti.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan ise Mersin'in merkez nüfusunun 830 bin, toplam nüfusunun bir milyon 600 bin civarında olduğunu, Türkiye'nin 8. büyük şehri olduğunu, en fazla
vergi veren iller arasında 5. sırada yer aldığını belirterek, ''Mersin'in geleceği çok parlak. 20 dakikada yaylaya çıkıyor, aynı sürede sahile inip denize giriyorsunuz. Bu nimetleri ekonomiye kazandırmalıyız'' dedi.
Törene
KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanı Hüseyin Şanlıdağ, KKTC
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa
Gökmen, TBMM
İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, TUROB Başkanı Timur Bayındır, Antalya Rehberler Odası Başkanı Osman Özbuldu da katıldı.
Adının Gülümser Okyay olduğunu söyleyen, ''
Nükleer Santrale
Hayır'' yazılı
pankart taşıyan kişi, ''Çevrecilik sadece 'balık çiftliklerine hayır' demekle olmaz. Nükleer santrale de izin vermeyin'' diye bağırdı.