Avukatı
Hacı Orhan ile birlikte
Bakırköy Adliyesi'ne gelen Şükrü Orak, şikâyet dilekçesini
Cumhuriyet Savcısına verdi. Adliye çıkışında bir açıklama yapan
avukat Hacı Orhan, "Kendilerinden büyük yorumlarla reklâmlarını yapan bu insanlara hak ettikleri yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Kendi bedenlerini teşhir ile geçimlerini sağlayan bu insanlar, ya
pamuk tarlasından ya kaysı bahçesinde çalışarak geçinmeye çalışan aziz milletimizi kullanarak
gündem olma çabalarını bıraksınlar. Yine alışkın oldukları magazinel sevgili haberleriyle gündeme gelmeye devam etsinler. Bu şekilde haberlerini aşmamış olacaklardır." dedi.
Adıyaman halkının ülkesine karşı üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini belirten avukat Orhan, "Adıyaman'da insanlar mağarada yada gecekonduda yaşamamakta, kaçak elektrik kullanmamaktadır." ifadelerini kullandı.
Avukat Hacı Orhan,
Aysun Kayacı ve Müjde Ar'ın halkın sosyal
sınıf, ırk, din, mezhep veya
bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen
tahrik ederek TCK'nın 301. maddesini, Adıyamanlılara
hakaret ederek TCK'nın 125/4 maddesini,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini alenen aşağılayarak TCK'nın 301. maddesini ihlal etiğini savundu.
Manken Aysun Kayacı'nın, "Dağdaki çobanla benim oyum aynı olmamalı" sözüne tepki gösteren Şükrü Orak ise,
kanun önünde herkesin eşit olduğunu hatırlatarak, "Çobanında bir oyu vardır mankeninde bir oyu vardır. Bu tür düşünceler kölelik zamanında kaldı" şeklinde konuştu.