İstanbul Vergi Dairesi Başkanı Şükrü Dilaver, 2008 yılı
Şubat ayı sonu itibariyle İstanbul genelinde
vergi gelirlerinde yüzde 28, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığında vergi gelirlerinde de geçen seneki beyana göre yüzde 17 artış olduğunu belirtti.
İstanbul
Ticaret Odasında (İTO) düzenlenen İstanbul vergi
rekortmenlerinin açıklandığı toplantıda konuşan Dilaver, 2007 yılında sicil kaydı olan
mükellef sayısının önceki yıla göre yüzde 5 artışla 3 milyon 724 bin 260'a yükseldiğini bildirdi.
2008 Şubat ayı itibariyle
elektronik ortamda 2 milyon 459 bin 788 adet
beyanname verildiğini söyleyen Dilaver, mükelleflerin yüzde 92'sinin beyannamelerini internet ortamında gönderdiğini kaydetti.
Dilaver, büyük mükellefler ve saymanlıklar hariç, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığında vergi gelirlerinde tahsilat artış oranının yüzde 12 olduğunu, insanların bu ay sonuna kadar daha vergi ödeyeceği göz önüne alındığında, gelir vergisinde geçen seneki beyana göre artışın yüzde 17 olduğunu kaydetti.
Motorlu taşıtlar vergisinde ise bir önceki yıla göre tahakkukta yüzde 12, tahsilatta da yüzde 19 oranında bir artış gerçekleştiğini vurgulayan Dilaver, İstanbul olarak vergi gelirleri tahakkuk ve tahsilatında
Türkiye ortalamasının 2 puan üzerinde bir artış sağladıklarını, İstanbul'da tahsilat oranının yüzde 92,06 olduğunu ve İstanbul'un tahsilat oranında Türkiye genelinde 3. sırada yer aldığını belirtti.
Dilaver, İstanbul'un Türkiye vergi gelirleri tahsilatı içindeki payının da yüzde 44 olduğunu söyledi.
-"BİLGİLENDİRME ESASINA DAYALI DENETİM ANLAYIŞINI GETİRDİK"-
Denetimle ilgili çalışmalara ilişkin olarak da Dilaver, yapılan incelemelerin sektörel bazda planladığını ve devam ettiğini, özellikle bir önceki yıl incelemelerine ağırlık verdiklerini anlattı.
Bunun yanı sıra ilk defa yapılan
uygulama ile, mükelleflere haber vermek suretiyle, iş hacmine göre kayda değer tutarda katma değer vergisi ödemeyen mükelleflere yönelik olmak üzere
stok sayımı yapıldığını ifade eden Dilaver, kırıcı olmadan, mümkün olduğu kadar bilgilendirme esasına dayalı denetim yapma anlayışını getirdik" dedi.
Dilaver, 2007 yılında vergi denetmenlerince yapılan incelemeler sonucunda, incelenen mükellef sayısının yüzde 50, bulunan matrah farkının da yüzde 22 arttığını vurguladı.
-"TOPLUMSAL KATKIYI MUTLAKA YARATMAK GEREK"-
Projelerle ilgili olarak da Dilaver, öncelikle bütün dairelerde İSO 9001
belgesi almak için mücadele ettiklerini, mükellef memnuniyetini artıracak faaliyetlerde bulunmaya çalıştıklarını anlattı.
Vergideki toplumsal katkıyı mutlaka yaratmak gerektiğini, onun için vatandaşlara yaptıkları alışverişlerde belge isteme ve alma konusunda ısrarlı olmalarını
tavsiye ettiklerini söyleyen Dilaver, vergi oranlarını düşürmede öncelikle
kayıt dışını kayda almaları gerektiğini, onu başarabildiklerinde zaten kendiliğinden vergi oranlarındaki indirimlerin söz konusu olacağını belirtti.
-KAYIT DIŞI...-
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dilaver, gelir vergisindeki artışın birinci nedeni olarak Türkiye'nin ''
kayıt dışından kayıt içine kayıyor olması''nı göstererek, şunları kaydetti:
"Biz beyaz eşyayı icabında kayıt dışı veya düşük
fatura ile alabiliyorduk ama şimdi gidiyoruz garantisi olsun, hizmeti daha iyi olsun diye faturalı kayıt içi mal alıyoruz. İkinci olarak da kayıt dışı ile mücadele konusunda envanter çalışması yaptık, oradan ciddi bir getiri oldu doktorlara, avukatlara, onlara birer yazı yazdık. Biz envanteri şişik olan, sonraki döneme devreden KDV'si yüksek olan firmalara gidip, yalnız
baskı yapmıyoruz, yazı gönderiyoruz (geleceğiz envanterinizi
kontrol edeceğiz, doğru mu yanlış mı?) diye. Onlar da ister istemez envanterlerini sayıyor, varsa düzenlemelerini yapıyor. Avukatlardaki artış yüzde 21, doktorlarda keza öyle."
-"BÜYÜK TÜRKİYE İSTİYORSAK DAHA ÇOK VERGİ VERMEMİZ LAZIM"-
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Yalçıntaş da konuşmasında, Sümerlilere kadar giden verginin tarihinde bir arada toplu bir şekilde yaşıyor olmanın yattığını söyledi.
Yalçıntaş, "Bizim kültürümüzde vergi kelimesinin son derece önemli bir yeri var. Vergi sadece devlete ödemek sorunda olduğunuz bir para değil. Aynı zamanda bizim kültürümüzde vergi '
bağış, ihsan' anlamına gelir. Bana göre vergi kazanan insanımızın bu kazancından devlete bağışladığı paranın adıdır. Bu bağışta gönüllülük vardır, rıza vardır, zorlama yoktur" dedi.
Ne kadar fazla ticaret yapılırsa o kadar fazla vergi verileceğini ifade eden Yalçıntaş, "Büyük Türkiye istiyorsak daha çok vergi vermemiz lazım" diye konuştu.
-"MÜKELLEF OLDUĞUMDAN BERİ BİRİNCİLİK İLK DEFA OLUYOR"-
Konuşmaların ardından ödüllere geçildi.
İstanbul Vergi rekortmeni Aydın Doğan'ın ödülünü
Doğan Holding Yönetim Kurulu
Başkanvekili İmre Barmenbek, İstanbul Vergi Dairesi Başkanı Şükrü Dilaver'in elinden aldı.
İkincilik ödülünü Hüsnü Mustafa Özyeğin alırken, üçüncülük ödülünü
Semahat Sevim Arsel adına ödülü
Koç Holding Denetim Grubu Başkanı Ali Tarık Uzun, Dilaver'den aldı.
İlk üç sanatçıya ise ödülünü İTO Başkanı Murat Yalçıntaş verdi. Ödülünü Yalçıntaş'ın elinden alan
Cem Yılmaz, "Sümerliler'de vergi oranı neydi?" diye espri yaptı.
Yılmaz, "Gurur verici bir şey, çalışmalarımızın karşılığı. Sağ olsunlar takdir ettiler, çok mutlu oldum" dedi.
Bunun bir özellik değil, bir vazife olduğunu söyleyen Cem Yılmaz, bir soru üzerine de reklam gelirlerinin bütçelerinde önemli bir yer tuttuğunu, aktif bir yılı geride bıraktığını kaydetti.
Cem Yılmaz, "Vergi mükellefi olduğumdan beri birincilik ilk defa oluyor ama ben 12-13 senedir mükellefim ve ilk 10'dayım" dedi.
Dünyadaki global dalgalanmanın kendi işlerini nasıl etkilediği yönündeki bir soruya karşılık da Yılmaz şöyle dedi:
"Benim işlerimin çok para hareketleri ile ilgisi yok ve ben para kazanma amacı güden bir iş yapmıyorum. Çok çalıştığım için ve işlerim para getirdiği için bir gelirim var. Ben vergi mükellefi olmaktan çıkıp, bedava güldürmek isterim ama iş oraya gelmiyor bir türlü. O
refah düzeyine ulaştığımız zaman inşallah gerçekten para kazananlar vergi verecek, komedyenler de sizlerle beraber neşe içinde işimizi yapacağız. Çok bir para insanı, para ile uğraşan insan değilim. Para ile oynayan herkese bizim memleketimizde bazı zorluklar var.
Allah kolaylık versin."
Sanatçılar arasında üçüncü olan Mehmet Ali
Erbil de, duygularını ifade ederken, "Maliyecilerin üç sloganı olmalı
teşvik edin, korkutmayın, kaçırmayın" dedi.
Erbil, "Ben ileride çocuklarıma filmlerden, tiyatrolardan aldığım ödüllerin yanı sıra bu ödülü de gururla
miras bırakacağıma inanıyorum" diye konuştu.