Diyarbakır 4. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya
Baydemir katılmazken, avukatları
Muharrem Erbey ve Ömer Halefoğlu hazır bulundu.
Duruşmada okunan bilirkişi raporuna
itiraz eden müdafi avukatları, raporu kabul etmediklerini belirterek, "Müvekkilimiz konuşmasında
Avrupa Birliği sürecine ilişkin konuşmasında suç teşkil edecek herhangi bir cümle söz konusu değildir" dedi.
Bilirkişi raporuna bir diyeceklerini olmadığını belirten iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını
mahkemeye sundu. Mütalaada Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir'in İngiltere'de
PKK terör örgütü adına faaliyet gösteren
Londra Halkevi'nde bir toplantıya katıldığı, toplantıda
teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın çiçeklerle süslenmiş portresi ile çatışmada ölen teröristlerin portresinin bulunduğu salonda konuşma yaptığı hatırlatıldı. İddia makamı mütalaasında sanığın konuşma yapmış olduğu yer ve kapalı mekanın fiziksel özellikleri de göz önüne alındığında yasadışı PKK
terör örgütünün amaç ve faaliyetlerine
hizmet eden bir açıklama niteliğinde bulunduğu, bu şekilde sanığın "Yasadışı terör örgütü propagandası yapmak" suçunu işlediğini vurgulayarak, Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasını talep etti.
Sanık avukatları esas hakkında savunmaları hazırlamak için süre istedi.
Mahkeme heyeti,
sanık müdafilerinin esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı 6
Mayıs 2008 tarihine erteledi.
İddianamede, Baydemir'in, PKK terör örgütü
elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterinin önünde konuşma yaparak "Yasadışı terör örgütü propagandası yapmak" suçunu düzenleyen Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2 maddesi uyarınca 1 yıldan 5 yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılması istenmişti.
Bilindiği Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir, 7
Aralık 2006 tarihinde Londra Belediye Başkanı Ken Livingstone'un davetlisi olarak İngiltere'ye gitmişti. Ziyareti sırasında teröristbaşı Öcalan'ın portresinin de asılı olduğu Londra Halkevi'nde "Aslında Türkiye'nin
Kürt sorunu, Türkiye'nin Türk sorunudur. Bu realite Kürt yurttaşlarımızdan daha çok Türk yurttaşlarımızın sahip çıkması gereken bir konudur. Ve aslında bu Türklerin bir nevi kimlik sorunudur." demişti.
CİHAN