Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Türkiye'ye davet edilen Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'ye de mesaj gönderen Zana, "Eğer mam Celal (Celal amca) Türkiye'ye başı dik ve kendi Kürt kimliği ile gelip Kürt sorununun çözümü için 1993'te üstlendiği rolü üstlenirse gelmesinden büyük mutluluk ve memnuniyet duyarız." dedi. Demotratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır il binasında "Demokratik Toplum 1. Olağanüstü Kongresi" yapıldı. Kongreye DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, DTP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Hamit Geylani, Sabahat Tuncel, Sevahir Bayındır, kapatılan DEP eski milletvekilleri Leyla Zana, Selim Sadak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP'li il ve ilçe belediye başkanları, DTP il başkanları ve çok sayıda delege katıldı. Ayrıca parti görevlileri, tanımadığı kişileri, üst aramasından geçirerek kongrenin yapılacağı salona alması dikkat çekti. Toplantı salonuna, 15 Şubat'ta Şırnak'ın Cizre ilçesinde meydana gelen olaylarda yaşamını yitiren Yahya Menekşe'nin üzerinde, "Şehit namırın" (Şehitler ölmez) yazılı bir fotoğrafı da asıldı. Demokrasi ve özgürlük şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşundan sonra DTP Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek kısa bir konuşma yaptı. Yüksek, ilk kongre toplantısını yaptıkları sırada savaş uçaklarının sınır ötesi operasyon yaptığını, bu günkü toplantıda ise bu kez kara operasyonunun yapıldığını hatırlatarak, siyasi anlamda tarihi bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Kongrenin açılış konuşmasını Kürtçe yapan kapatılan DEP eski Milletvekili Zana'nın geçen toplantının aksine bu kez konuşmasında, PKK terör örgütü ve Abdullah Öcalan'dan söz etmemesi dikkat çekti. Kürtlerin 200 yıldan beri baskı ve zulüm altında yaşadıklarını öne süren Zana, "Güney Afrika'daki kabileler bile yaptıkları kongrelerle birlik olmuş siyasi iradelerini ortaya koymuşlardır. Bizim mücadelemizde ve çalışmalarımızda başarıya ulaşacaktır. Ben bundan çok umutluyum. Bu kongre çözüm getirecektir. Şu anda Kürtler üzerinde sadece yaşadıkları 4 ülkede değil bütün dünyada bir baskı ve zulüm vardır. Ben 46 yaşındayım. Gözümü açtığımdan beri bu baskı ve zulüm devam ediyor. 21. yüzyılın insan hakları, özgürlükler ve demokrasi'nin yılları olarak söyleniyor. Ama ne zaman Kürtlerin hakları gündeme gelirse bu değerler ayaklar altına alınıyor. Kürtlerin üzerine tank, top tüfek ile gidiyorlar ve diyorlar ki, 'Silahlı mücadele dönemi bitmiştir' bende silahlı mücadele döneminin bittiğini söylüyorum. Ama öncelikle Kürtlerin haklarını verin, topları ve tankları üzerlerinden çekin diyorum. Kimse Kürtleri artık boynunu eğsin boynunu keseyim diye görmesin. Kürt kardeşliğinden ve İslamiyet'ten, ümmetten bahsedenler bugün Kürtlere saldırıyorlar. Ben insanım diyen hiç kimse ve hiç bir Kürt bu sınır ötesi operasyonu kabul edemez. Sınır ötesi operasyon kınanmalı ve protesto edilmelidir" şeklinde konuştu. "ŞUBAT KÜRTLER İÇİN KARA AYDIR" DEP eski Milletvekili Zana, Şubat ayının Kürtler için 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından beri kara bir ay olduğunu vurguladı. "Kürtler için sadece 15 şubat değil tümü ile yıllardın beri kara bir aydır" diyen Zana, şöyle devam etti: "Şubat, bir anlamda bahar ayanın müjdecisi durumundadır. Bahar, insanların kendini yenileme ayıdır. Ancak, Kürtlerin kendilerini yenilemelerine ve hiç bir zaman baharı güzellikle karşılamalarına izin verilmeyerek bütün zulüm ve baskılar Şubat aylarında yapılıyor. Şubat ayları artık Kürtler için baskı, zulüm, açlık, mutsuzluk ayları olmuştur." Her milletten olduğu gibi Kürtlerden de ihanetin çıktığını söyleyen Zana, ama buna rağmen Kürtlerden isimsiz çok büyük kahramanlarda çıktığını ifade ederek, "Kürtler, yaşadıkları 4 ülkede mücadeleleri ile ne devlet kurabilmişler nede yok olup gitmişlerdir. Zulme uğramışlar ancak zulüm etmemişlerdir. Kürtlerin varlıklarını yok edemeyecekler, Kürtlerin var olma mücadelesi hep devam edecektir" diye konuştu. "1992'deki gibi artık Kürtler birbirlerine saldırıp öldüremez. Kürtlerin birbirlerini öldürme dönemi bitmiştir" diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından sınır ötesi kara operasyonun yapıldığı gece Türkiye'ye davet edilen Irak Kürt asıllı Devlet Başkanı Celal Talabani'ye şu mesajı gönderdi: "Talabani'yi Kürt olarak değil, Irak Cumhurbaşkanı olarak çağırıyorlar. Ben Mam Celal'in (Celal Amca) gelmesinden, Kürt sorununun demokratik çözümü için yapacağı girişimlerden umutluyum. Celal Talabani'den 1993 yılında üstlendiği gibi bir rol ile gelmesini, başı dik ve Kürt kimliği ile gelmesi bizleri memnun edecektir. Bu anlamda gelmesinden tabi ki memnuniyet duyarız. Her hangi bir pazarlık için değil, Kürt sorununun çözümü silahların susması için girişimlerde bulunması bizi memnun edecektir. Tabi ki gelsin ve Türk kardeşlerimizin ellerini tutsun. Sorunun çözümü için adımların atılması için bir şeyler yapsın. Bundan mutluluk duyarız. Ancak Kürtlüğüyle, onuruyla ve şerefiyle gelsin. Başı dik olarak Türkiye'ye gelsin." Leyla Zana, birlikte yaşamak istediklerini, ömrünün sonuna kadar da birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde yaşamak için mücadele edeceğini kaydederek, "Ben demokratik çözüm yollarının kapatılmasını istemiyorum. Kürtler ateş gibidir. Eğer kendilerine iyi niyetle yaklaşırken seni ısıtırlar ama kötü niyet ile yaklaşırsan seni yakarlar. Biz kardeşlikten, demokratik çözümden yanayız. Anayasada Kürt kimliği tanınsın demokratik çözüm için büyük bir kapı açılmış olur. Kürtleri kandırma dönemi bitmiştir. Artık Kürtleri kandıramazlar" dedi. DTP'nin düzenlediği ve 2 gün sürecek Demokratik Toplum Kongresi, daha sonra basına kapalı devam etti.