RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, günlük bir
gazetenin bugün ''RTÜK'ün
içki nöbeti'' başlığıyla okurlarına sunduğu haberin gerçekleri yansıtmadığı ifade edildi.
Söz konusu haberde RTÜK'ün
yerli dizilerde yer alan
alkollü sahneleri saniye saniye tespit ettiği ve bu tespit üzerine RTÜK Yasa Taslağı'na ''içki içmenin olumlu anlatıldığı'' sahnelerin cezalandırılacağına ilişkin hüküm eklendiği öne sürüldüğü ifade edilen açıklamada, söz konusu
rapordan ayrıntıların verildiği haberde, hangi dizi filmde ne kadar alkol sahnesi bulunduğuna dair süreler ve diyalogların da yer aldığı kaydedildi.
RTÜK tarafından hazırlanan
yasa taslağının 28 Ocak 2008 tarihinde Bakanlar Kuruluna sunulduğu anımsatılan açıklamada, söz konusu habere konu olan ve taslağa alkolle ilgili yasaklamaların girmesine neden olduğu iddia edilen raporun ise 2006 yılında hazırlandığı belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi:
''Söz konusu rapor, 2006 yılında o zamanki '178 Alo RTÜK' şikayet hattına ve RTÜK web adresine izleyicilerden yerli dizilerle ilgili çok fazla miktarda şikayet gelmesi ve gazetelerde de konuyla ilgili haber ve yorumlar yayımlanması üzerine bir durum tespiti yapılması amacıyla hazırlatılmıştır. Rapor Üst Kurulun gündemine alınmış ve değerlendirilmiştir. Halbuki RTÜK Yasa Taslağı çok daha sonra hazırlanmış ve Ocak 2008'de Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. Dolayısıyla anılan habere konu olan ve yeniymiş gibi sunulan rapor 2006 yılında tanzim edilmiştir ve yasa taslağıyla ilgili çalışmalarda değerlendirmeye alınmış değildir.
Bu gerçek dikkatli okurlar tarafından kolayca anlaşılabilir. Çünkü raporda yer aldığı için habere konu edilen dizi filmlerden üçü (Ihlamurlar Altında,
Karınca Yuvası, Yabancı Damat) sona ermiştir. Yine dikkatli okurlar devam eden dizilere ait diyalogların eski bölümlere ait olduğunu hemen fark edeceklerdir. Dolayısıyla gazete, 2006'da hazırlanan bir raporu yeni gibi sunarak okurlarını yanıltmıştır. Kaldı ki, sözü edilen rapor nedeniyle hiçbir diziye alkol sahnelerinden dolayı Üst Kurulca müeyyide uygulanmamıştır.''
''RTÜK'ÜN 'FİŞLEMEK' GİBİ BİR UYGULAMASI YOK''
Üst Kurul'un 3984 sayılı Yasada belirlenen yayın ilkelerine uygunluk açısından yayınları denetlediği ve tüm televizyon kanallarını kapsayan rutin taramalar yaptığı vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi:
''Öte yandan, haberde iddia edildiği gibi RTÜK'ün dizi filmleri veya herhangi bir program türünü 'fişlemesi' söz konusu olamaz. Bu taramalarda genellikle reklam yerleştirme sürelerinin aşılıp aşılmadığı, eğitim ve kültür programlarına yasada belirlenen sürelerde yer verilip verilmediği, şiddet içeren unsurlara yayınlarda ne ölçüde yer verildiği ölçülmektedir. Bazen gelen şikayetlerin konusuna bağlı olarak da taramalar yapılmaktadır.
Örneğin, 2005 yılında yine şikayetler üzerine bütün yerli dizilerde
tütün kullanımını özendiren sahneler taranmış ve pek çok kanala müeyyide uygulanmıştır. Bu çalışmalar rutin taramalar olup, gazetenin iddia ettiği gibi Üst Kurulun programları 'fişlemek' gibi bir uygulaması da yoktur.''
Yeni yasa taslağıyla ilgili hususların daha önce basın ve yayın organlarında haber olarak yer aldığı ve taslaktakine benzer bir düzenlemenin halen yürürlükte olan Radyo ve
Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelikle de hüküm altına alınmış olduğunun Üst Kurulca kamuoyuna duyurulduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Bir olayın haber olması için öncelikle yeni ve olağan dışı olması gerekir. Ayrıca haber olarak sunulan olayın doğru olması şarttır. Haber, 5N, 1K formülüyle özetlenen; ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden ve kim sorularının yanıtlarını eksiksiz olarak taşır. Bu bilgiler ışığında söz konusu gazete haberi değerlendirildiğinde öncelikle habere konu olan olay (rapor hazırlanması) 2006 yılında gerçekleştiğinden, haberin yeni olmadığı söylenebilir. 2006 yılında hazırlanan bir raporla, 2008 yılında Bakanlar Kuruluna sunulan bir yasa taslağı arasında neden sonuç ilişkisi kurulması da haberi 'doğruluk' unsuru açısından sakatlamaktadır.
Öte yandan, haber metnini 5N, 1K formülüyle irdelediğimizde habere konu olan raporun tarihinin haberde yer almadığı açıkça görülecektir. Raporun tarihi haberde belirtilmiş olsa, olayın yeni olmadığı, dolayısıyla yasa taslağıyla da bir bağlantısının bulunamayacağı ortaya çıkacağından, gazete bu unsuru gizleyerek okurlarını yanıltmayı
tercih etmiştir. Üstelik gazete haberi kaynağından doğrulatmak gibi bir sağduyu da göstermemiştir.''
AA