En büyüğü 1980 yılında 78 kilo olarak belirlenen ve
Diyarbakır'ın simgesi haline gelen büyük
karpuzları artık tarlada değil, şehrin muhtelif yerlerindeki maketlerini görmek mümkün.
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde "Deve sırtında taşınan ve kılıçla kesilen karpuzların olduğu
kent" diye bahsettiği Diyarbakır karpuzu tarihe karışıyor. Ağırlığı 1980 yılında 78 kiloya kadar çıkan Diyarbakır karpuzunun geçen yılki en büyüğü 43 kilo olarak kayıtlara geçti.
Diyarbakır'ın simgesi büyük karpuzların maketini Belediye, Diyarbakır surlarıyla birlikte kentin farklı bölgelerine yapmıştı. Büyük karpuzlardan esinlenerek dünyanın en büyük surları olan Diyarbakır surlarıyla birlikte yapılan maketler ilgi odağa olmaya devam ediyor. Ancak aynı büyüklükteki karpuzları görmek imkansız. Çünkü karpuz her geçen yıl küçülüyor. 2005 yılında düzenlenen yarışmada en büyük karpuz 50 kilo 220 gram gelirken, 2006 yılındaki yarışmada ise bu ağırlık 43 kilograma düştü. 2007 yılında da karpuz 43 kilogramı geçemedi.
Diyarbakır karpuzunun sürekli küçülmesinin çok nedeni var. Bunların başında yetiştirme alanlarının her geçen gün azalması ve hastalıklara karşı çiftçilere yeterince
destek olunamaması. Karpuzun yetiştirildiği alanlara kum ocaklarının açılması ve
arazi yapısını bozması sınırlı sayıdaki üreticiyi olumsuz etkiliyor.
Dicle nehri kenarındaki Sivritepe, Erimli, Tekkaynak, Feri köyü ve Tepe köylerinde yetiştirilen Diyarbakır karpuzunun sürekli küçülmesinin nedenlerinden biri de kuraklık olarak gösteriliyor.