Atatürk'ü de ağlattığı belirtilen "Haçin Soykırımı" günlerini yaşayan babası Mehmet
Baykal ve akrabalarından dinleyen 82 yaşındaki Nazmiye Kaytancı, Çukurova'da
Ermeni kamavor/komitacıların Türkler'e yaptığı toplu katliamla ilgili "Melek Hanım Ağıtı"nı Ermeni hemşire Mınıs'ın kızının kaleme aldığını söyledi.
Adana'nın Saimbeyli ilçesinde hayatını sürdüren Kaytancı, Haçin
Savaşları sırasında Çukurova'da Türk sivillere karşı gerçekleştirilen en büyük toplu katliamın gerçekleştiğini kaydetti. Savaş sırasında şehirdeki bütün Türklerin tutsak olarak alındığını dile getiren Kaytancı, "Türkler Kalekilise'nin altındaki binaya dolduruldu. Savaşın son günlerinde orada tutsak bulunan 3 Türk hayatta imiş. Dişci Ahmet'in
dedesi, bir Çerkez, ve birde Melek Hanım ardındaki Avşar kızı. Melek hanım annemin amcasının da hanımı olur. Yanı başında kesilerek öldürülen Türklerin durumunu ağıt ile dile getirmiş, yanında bulunan Ermeni asıllı Belediye ebesi Mınıs'ın kızı da deftere yazmış. En son Melek Hanım kesilerek öldürülmüş ve onun ağzından çıkan sözleri Hacın ağıtını o Ermeni kızı yazmış." dedi.
Tarihçi Cezmi Yurtsever,
Mart 1920 yılı başlarında başlayan Haçin Savaşları'na bin 200 civarında Ermeni silahlı kamavor gücünün katıldığını bildirdi.
Yurtsever, Ermenilerin ilçede yaşayan 500 civarındaki Türk sivilleri önce tutsak aldığını daha sonra vahşi bir şekilde işkence ederek öldürdüğünü ifade etti.
Yurtsever, şu bilgileri verdi: "Olayın son günü olan 18
Ekim 1920 tarihinde şehri düşmandan ele geçiren Türk kuvayı milliyeciler, Melek Hanım'ın söylediği ve Ermeni hemşire tarafından kaleme alınan ağıtı dinlediklerinde gözyaşlarını tutamadı. Aynı ağıt metni hakkındaki bilgiler Ankara'da
Mustafa Kemal Paşa'ya da iletildi ve o da aynı duygularla göz yaşı döktü. Haçin ismi Adana Valiliği tarafından 1923 yılında Saimbeyli'ye çevrildi."
Ailesinden 40 kişinin bu sırada hayatını kaybettiğini gözyaşları arasında anlatan Kaytancı, Ermeni
Hemşire Mınıs'ın kaleme aldığı Haçin Ağıtı'nı ait dizelerin aklında kalan kısımları şu şekilde aktardı:
"Kara Osmanın ağa Mesudum
Bunları ben elimle verdim.
Bu ne hikmek ey Allahım
Gavura el aman dedim.
Amir memur demediler
Hep bir ipe bağladılar
Bekiroğlu Dede Ağayı
Demir ilen dağladılar.
Baş katibi öldürmüşler
Değnek ile döve döve
Kürt Genco'yu yüzüyorlar
Özne gibi öve öve
Hançer
bıçak açıcılar
Gayrı beni kesiciler
Ayan olsun Doğan bey'e
Urumluyu basıcılar."
Belgelerdeki "Haçin Ağıdı" Saimbeyli'de yaşanan toplu katliamlar/soykırımı anlatıyor.
Ankara'ya Haçin faciası hakkında bilgiler savaş esnasında ve bitiminde gönderiliyor.
Ağıt metni de bir bohçe içinde yazılı kağıt olarak çıkıyor. Ağıdı yazan Melek Hatun kuşatmanın son günlerinde öldürülüyor. Bulunan ağıt metni kumandan Osman
Tufan Bey dahil hemen herkesi ağlatıyor.
Ve Haçin ağıdı dahil yaşanan
felaketler Ankara'ya da bildiriliyor. Aynı duygular orada da yaşanıyor. Atatürk olayları unutmadığı için Haçinli Saim Bey'in adını (kendisi Mamurede şehit düştü) yeni kurulan ilçeye veriliyor.
İlçenin eski adı Haçin'dir. Ama 1923'de Saimbeyli oldu. Atatürk'ün ağlaması olayı Haçin de yaşanan olayları öğrendiğinde hemen herkes gibi aynı duyguları paylaşmasıdır.