İlber Ortaylı, Topkapı'yı yazdı

Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, her mekanı ayrı bir sırrı barındıran Topkapı Sarayı'nda mekan-olay ilişkilerini konu alan bir kitap hazırladı.


Prof. Dr. Ortaylı'nın ''Mekanlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı'' adlı kitabı, Kaynak Yayınları'ndan piyasaya çıktı. En büyük iki isteğinden birisini gerçekleştirerek sarayla ilgili mekan-olay ilişkilerini konu alan kitabı hazırlayan Prof. Dr. Ortaylı, 312 sayfalık prestij kitabında sarayın merak uyandıran pek çok mekanına ışık tutuyor. Kitapta, Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim merkezi olarak yabancıların büyük ilgisini çeken ve Mukaddes Emanetler'i de bünyesinde barındıran Topkapı Sarayı'nın çeşitli ilginç mekanları çeşitli fotoğraflar ve tarihi bilgilerle meraklılarına sunuluyor. ''KOLEKSİYON ZENGİNİ'' Ortaylı, kitabın önsöz yazısında Topkapı Sarayı'nın Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460'ta yaptırıldığını ve bazı ilavelerle 19. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı padişahları ve saray halkının burada ikamet ettiğini belirtti. 1924 yılından itibaren müze olarak ziyaret açık olan sarayın özellikle 12 bin Çin, 900 adet de Japon porseleninin önemli bir koleksiyon olduğunu anlatan Ortaylı, ayrıca 16. ve 17. yüzyıl Türk kumaş koleksiyonları, halılar, silah koleksiyonları ve Avrupa porselenlerinin de müzenin zengin bölümlerini oluşturduğunu kaydetti. Topkapı Sarayı'nın da 19. yüzyılın modern dünyasında devletler sistemi içerisindeki ''büyük devletin klasik evi'' olarak işlevini tamamladığını ve görevini yeni saraylara devretmek zorunda kaldığını ifade eden Ortaylı, Topkapı'nın ilk olarak bu görevini Dolmabahçe Sarayı'nın üstlendiğini belirtti. ''Osmanlı padişahlarının baba ocağı, 19. yüzyılı ve 20. yüzyıl başını doğrusu terk edilerek geçirmiştir'' diyen Ortaylı, sadece bugünkü hazine dairesinin burada muhafaza edilmeye devam edildiğini, sarayın muhteşem bahçelerinin ise 19. yüzyılda çok ihmal edildiğini anlattı. Ortaylı, ''Maalesef son 50 senede dahi Topkapı ihmal edilen, yeterince tamir görmeyen, daha fenası kamu ve özel kurumlarca yağmalanan bir saha olmuştur. Umarız, 21. yüzyılda bu hataların hepsi düzeltilir'' dedi. ''BAZI ESERLER MİLLİ MÜZEYE NAKLEDİLMELİ'' Topkapı Sarayı'nın 19. yüzyıla kadar devletin evi olduğunu, Cumhuriyet döneminde de harap olan sarayın yeniden restorasyonu ve korunmasının sürdüğünü belirten Ortaylı, kitapta şu görüşlere yer verdi: ''Bugün Topkapı Sarayı, maalesef turizmin tahaccümü (saldırı) altında bunalmaktadır. Şurası çok açıktır. Osmanlı sarayındaki bazı eserlerin biran evvel kurulacak milli bir müzeye nakledilmesi gerekiyor. Ayrıca Topkapı Sarayı artık Osmanlı hükümdarlarının 19. yüzyıla kadar oturdukları, ondan sonra bir ritüel, uhrevi merkez olarak muhafaza ettikleri bir yer olarak korunmak zorundadır. O nedenledir ki, onun içindeki ritüele riayet edilmiştir. Mesela Hırka-i Şerif'te 24 saat Kur'an okuma adeti Cumhuriyet döneminde de devam edilen bir adettir. Bugün de buna riayet ediliyor.'' Prof. Dr. İlber Ortaylı, Topkapı Sarayı'nın bir müze olarak zorlandığını çünkü aslında saray olduğunu ifade ederek, sayısız malzemenin teşhiri, depolanması için yeni yerlere ihtiyaç bulunduğuna işaret etti. Ortaylı, ''Milli varlığını ve eski eserlerini, kapasitesini tanımayan bir takım gruplar ve kamu kuruluşları hala saray arazisinden yer almak peşinde koşuyorlar'' dedi. Ortaylı, ''Durum ciddi... Lütfen Sur-ı Hümayun dediğimiz saray arazisinin içindeki binalar Topkapı Sarayı'na ve Arkeoloji Müzesi'ne bırakılsın. İkisi de yer sıkıntısı çekiyor'' uyarısında bulundu. Topkapı müzesinin eşi pek bulunmayan hem parkta gezinti imkanı veren hem de müze gezisi yapılacak bir zenginlik olduğuna dikkati çeken Ortaylı, ''Ama burayı restore etmeden önce kendi şuurumuzu restore etmemiz gerekiyor'' dedi. Prof. Dr. İlber Ortaylı, sarayın ilim aleminin yoğun ilgisi ile incelenmesi gerektiğini de vurguladı. AA
<< Önceki Haber İlber Ortaylı, Topkapı'yı yazdı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER