İstiklâl Caddesi'nde "
tekbir" ve "salavat"lar getirerek Başkonsolosluğa yürüyen gruptan bir kişinin
basın açıklaması sonrasında gözaltına alınmak istenmesi üzerine, polis ile göstericiler arasında gerginlik yaşandı. Gerginliğin yatıştırılmasının ardından bu kez de grubun
İsveç bayrağı yakma girişiminde gerginlik yaşandı. Göstericiler polisin ısrarlı tutumu sonrası
bayrak yakmaktan vazgeçerek olaysız dağıldı.
İsveç'de yayınlanan Nerikes Allehanda isimli yerel gazetede Hz. Muhammed'e
hakaret içeren
karikatürlerin yer alması
İstiklal Caddesi'ndeki yürüyüş ve basın açıklaması ile
protesto edildi. İsra
Kültür Merkezi'ne üye yaklaşık 100 kişilik grup, Hüseyin Ağa
Camii'nde öğle namazını kıldıktan sona cami önünde toplandı. Göstericiler daha sonra polisin yoğun güvenlik önlemleri altında İsveç
İstanbul Başkonsolosluğu'na doğru yürüyüşe başladı.
İstiklal Caddesi boyunca "tekbir" ve "salavat"lar getiren grup "Sana can feda Ya Resulallah, Zillet Bizden Uzaktır Ya Resulallah, Peygamberimize saldıranları affetmeyeceğiz" yazılı dövizlerle üzerinde çarpı işareti bulunan İsveç bayrağı taşıdı.
Yürüyüşü çevrede bulunan vatandaşlar ve turistler meraklı gözlerle izledi.
Yürüyüş boyunca savalat ve tekbir harici slogan atmayan protestocular,
Rusya Federasyonu'nun İstanbul Başkonsolosluğu önüne gelindiğinde, "Kahrolsun Rusya" şeklinde slogan attı.
Güvenlik önlemi alan polis, göstercilerin İsveç Başkonsolosluğu'nun yakınlarında yolunu keserek daha ileri gitmesini engelledi.
Yürüyüşün ardından açıklama yapan Vuslat Dergisi yazarlarından
Hamza Er, İsveç'deki karikatür krizinin alçakça ve küstahça bir saldırı olduğunu dile getirdi. Yapılan saldırının sadece Hz. Muhammed'e karşı karikatür hakaretinden ibaret olmadığnı dile getiren Er, "Yalnız, yapılan bu saldırıları bu hakaretleri sadece satılmış bir kalemin işi olarak görürsek isabetli bir bakışa sahip olamayız. Bu saldırılar işgal edilmiş topraklarımızdan bağımsız değildir. Bu hakaretler ve saldırılar katledilen insanlarımızdan bağımsız değildir. Bu saldırılar ve hakaretler Kur'anı Kerim'e '1400 yıl önce gelen bir masaldır, çöl kanunudur' diyenlerin hakaretlerinden bağımsız değildir. Allah'ın emri başörtüsüne yapılan saldırılardan bağımsız değildir. Domuz sureti ile bir başörtülü kız çizen mecmuaların hakaretlerinden bağımsız değildir. " ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından eylmeciler, "Kahrolsun
İsrail, Kahrolsun
Amerika, Yaşasın
Filistin Direnişimiz" şeklinde sloganlar atmaya başladı. Bu sırada polisin, konuşma yapan Vuslat Dergisi yazarı Hamza Er'i göz altına almak istemesi üzerine polis ve göstericiler arasında gerginlik yaşandı. Sinirlenen eymecileri diğer arkadaşları sakinleştirmekte güçlük çekerken, "Burası
Türkiye İsrail değil" şeklinde sloganlar atıldı.
Polisin gözaltıdan vazgeçmesi üzerine eylemcilerin basın açıklaması devam etti. İsra Kültür Merkezi adına basın açıklamasını okuyan Emrullah İskender, geçen yıl Danimarka'da yayınlanan bir gazetede Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürler yer aldığını hatırlatarak, "Hz. Muhammed'e karşı hakarette bulunan Siyonizmin kirli uşakları bu kez de İsveç'teki bir gazetede yayınladıkları resimlerde Hz. Peygamber'e bir kez daha çok ağır hakaretlerde bulundular. Bütün bu şeytanlıklar, sözde
demokrasi, fikir ve
ifade özgürlüğü adı altında yapılmakta her nedense çağdaş geçinen bu
batı, özgürlüklerini islam'a ve onun kutsal değerlerine hakaret ve düşmanlık için kullanılmaktadır." şeklinde konuştu.
Gösterinin sona ermesinin ardından eylemciler İstiklal Caddesi üzerinde İsveç bayrağı yakmak isteyince polisle ikinci bir gerginlik yaşandı. Polisin kararlı tutumu ve bayrak yakmanın yasalara aykırı olduğunu belirtmesi üzerine eylemciler bayrak yakmaktan vazgeçti. Eylemciler daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
CİHAN