Kalitesi yüksek olmasına karşın kuru şartlarda verimi olumsuz etkilenen Bezostaya yerine,
Ankara Tarla Bitkileri
Merkez Araştırma Enstitüsü (TARM) tarafından geliştirilen Tosunbey ve
Bayraktar çeşidi ekmeklik
buğdayların
tohumu, bu yıl ve gelecek yıldan itibaren
çiftçiye daha fazla dağıtılacak.
Kuru şartlarda kullanılan ekmeklik buğday tohumluğunda yüzde 50-60'lara ulaşan Bezostaya'nın payı, giderek düşürülecek. Böylece çiftçiler, kuraklığa daha dayanıklı, verimi yüksek çeşitlere geçirilmiş olacak.
AA muhabirinin TARM Müdür Vekili Dr.
Fazıl Düşünceli'den edindiği bilgiye göre, çiftçinin yanlış tohum seçimi,
üretim sisteminde yapılan yanlışlar, kuraklık nedeniyle
hububatta kayıbı artırdı. Kuru sisteme uygun tohum çeşidi seçiminde yüzde 10-15 düzeyinde kalabilen verim kaybı, yanlış tohum seçimi ile yüzde 20-25'e çıkıyor veya çiftçi hiç
ürün alamıyor.
Dr. Düşünceli, tarımda verimin artırılması için, uygun tohum yanında, uygun üretim teknikleri ve üretim sistemlerinin kullanılması gerektiğine dikkat çekerken, kurak şartlarda aynı
tarlaya 3 yıl üst üste aynı ürünün ekilmesinin de verimi olumsuz etkilediğini vurguladı. Dr. Düşünceli, nadas veya uygun münavebe (art arda değişik ürünlerin üretilmesi) sisteminin uygulanmaması nedeniyle, genelde, tarımsal işletmelerde 3-4 yılda bir genel verim düşüklüğü yaşandığını söyledi.
Bunu önlemek için, uygun tohum çeşiti ve üretim teknikleri yanında uygun münavebe sistemleri üzerinde de çalışmalar yaptıklarını kaydeden Dr. Düşünceli, eğer nadasa bırakılmayacaksa, hububattan sonra yeşil ota biçmek üzere fiğ veya dane için kışlık
mercimek ekilmesini
tavsiye ettiklerini, bu yöntemin toprağın
besin gücünün korunması yanında hayvancılığın ot ihtiyacının karşılanması açısından da önemli olduğunu vurguladı.
TARM olarak şimdiye kadar 18 ekmeklik buğday, 10 makarnalık buğday ve 8
arpa, 6 nohut, 5 mercimek, 15 yem bitkisi çeşidi, geliştirdiklerini, bunlardan 21'inin tohumluk üretim haklarının
TİGEM ve özel
sektöre devredildiğini anlatan Dr. Fazıl Düşünceli, özellikle Tosunbey, Bayraktar ve Demir 2000 çeşitlerinin yaygınlaştırılması ile
Türkiye'nin kaliteli ekmeklik buğday
ithalatından kurtulabileceğini söyledi.
Dr. Düşünceli, ''Kuru şartlarda çok daha iyi sonuçlar veren bu çeşitlerden Bayraktar'a geleceğin Gerek 79'u, TOsunbey çeşidine de geleceğin Bezostaya'sı olarak bakılıyor. Bezostaya yerine bu çeşitler ekilseydi, verim kaybı daha az olurdu. bezostaya 30 yıldır kullanılıyor. Normalde en geç 15-20 yılda çeşit değişikliğine gitmek gerekiyor. Gerek 79 ve Bezostaya çeşitlerinden vazgeçilmesi gerekiyor. Performans ve kalite açısından daha üstün çeşitler var'' dedi.
Verilen bilgiye göre, Tosunbey çeşidi buğday, geçen yıl
Polatlı Ticaret Borsası'nda tonu 550 YTL'den satıldı. Un sanayicileri bunun ürütiminin özellikle artırılmasını istiyor.
-SERTİFİKALI TOHUMLUK TALEBİNDE ARTIŞ BEKLENİYOR
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, kuraklık nedeniyle özellikle İç Anadolu'da verimin ve ürün kalitesinin düşmesi nedeniyle, bu yıl sertifikalı tohumluk talebinde önemli artış bekleniyor.
Geçen yıl uygulanan dekar başına tohumluk desteği sayesinde sertifikalı tohumluk dağıtımı 50-100 bin tonlardan 260 bin tona ulaşırken, bu yıl kuraklığın da etkisiyle çiftçi kendi tohumluğunu üretemediğini için, talebin 500 bin tonu geçebileceği belirtiliyor.
Ancak bu talebin karşılanması konusunda da kuraklık yüzünden üretim miktarının düşmesi nedeniyle sorun yaşanabileceği öngörülüyor. Sertifikasız tohum kullanımı halinde çiftçi tohumluk desteğinden yararlanamayacağı için, üretimdeki düşüş nedeniyle tohumluk talebinin nasıl karşılanacağı konusunda alternatif çalışmalar yapılırken, ''bir defaya mahsus olmak üzere sertifikasız tohum kullanımına da
destek verilmesi'' getirilen öneriler arasında bulunuyor.
Diğer taraftan, tohumluk ihtiyacının ithalatla karşılanması mümkün görünmüyor. 1989-90 döneminde yaşanan kuraklık nedeniyle tohumluk ihtiyacını karşılamak için
Macaristan ve Yugoslavya'dan ithalat yapıldığını, ancak ithal çeşitlerin Türkiye şartlarına uyum sağlamadığı için çiftçinin hemen hemen hiç ürün alamadığını hatırlatan yetkililer, ''Türkiye'de, kurak şartlara uygun tohumluk çeşidinde bir sorun olmadığını'' vurguladılar.
Verilen bilgiye göre, bir bölgenin 300-350 mm yağış alması yarı kurak-kuru iklim sayılıyor ve Türkiye'de bu şartlara uygun son yıllarda çok sayıda hububat tohumluğu çeşidi geliştirildi.
Bezostaya gibi sulu şartlarda yüksek verim sağlayan buğday yerine, Bayraktar, Tosunbey ve Demir 2000 çeşitlerinin devreye sokulması halinde, çok iyi kalitede ürün elde edilebileceği gibi, Bezostaya'dan yüzde 15-20 daha fazla verim alınabileceği vurgulanıyor.
Geliştirilen buğday tohumluğu çeşidi yeterli olmasına karşın, bunların çiftçiye ulaştırılmasında ve benimsetilmesinde sorun yaşanıyor. Son yıllarda çıkarılan tohumculuk Yasası ve Islahçı Hakları Yasası, TİGEM arazilerinin
özel sektöre kiralanması ile yeni geliştirilen çeşitlerin çiftçiye intikalinin hızlanacağı ve tohumluk desteğinin de etkisiyle sertifikalı tohumluk kullanımının artacağı kaydediliyor.
Yıllık yağışın 300-350 mm olması, yarı kurak sayılıyor. İç Anadolu'da her üç yılda bir yarı kurak
mevsim yaşanıyor. Bu yıl yağışlar 300 mm'nin altında kaldığı için kuraklık hakim oldu.
Yağış rejimine dayalı olarak kuru (300-350 mm yağışta) sisteme göre geliştirilmiş çeşitlerin kuraklık durumundaki verim kaybı yüzde 10-15'te kalırken, diğer çeşitlerde bu oran yüzde 25 veya üzerine çıkabiliyor.
-ÇİFTÇİ, YAŞANAN YILDAKİ YAĞIŞ DURUMUNA GÖRE EKİM YAPIYOR
Uzmanların verdiği bilgiye göre, çiftçi mevcut yılın yağış verilerine göre tohumu seçip ekim yapıyor. Eğer sulu çeşit ekmişse, ertesi yıl kurak veya yarı kurak geçerse verim düşüyor. Kuraklığa dayanıklı çeşit ekilip de bu sefer fazla yağış olursa, mantar ya da pas hastalığı oluşuyor.
Tohumluk, normal ürünün yüzde 50-60 üzerinde
fiyat ile satılıyor. Maliyetin yüksekliği nedeniyle sertifikalı tohum kullanamayan çiftçilerin kaliteli ürünü tohumluk olarak kullanmasını sağlamak amacıyla önceden devlet kırsal kesimde selektörevleri açarken, artık doğrudan sertifikalı tohuma yönlendirmek için dekar başına sertifikalı tohum desteği veriliyor.
Çiftçinin 5 yılda bir tohumluk değiştirdiği varsayılıyor. Yılda 600 bin ton tohumluk kullanılırken, bunun 250 bin tonu sertifikalı tohumluktan karşılanıyor. Kalan bölümünü çiftçi kendi ürününü tohum olarak kullanıyor veya kaliteli ürünü tohum olarak alıyor. AB'de 3 yılda bir tohum değiştirildiği belirtilirken, Türkiye'nin de 3 yılda bir tohum değiştirmesi halinde 1 milyon ton sertifikalı tohum üretimi gerektiği kaydedildi.
-ÇİFTÇİYE ÖNERİLEN TOHUM ÇEŞİTLERİ
TARM Müdür Vekili Fazıl Düşünceli, kuru şartlarda üretim için çiftçiye tavsiye ettikleri tohumlar hakkında bilgi verirken, sulanan alanlar ve iyi
toprak koşulları haricinde Bezostaya'dan kaçınmalarını önerdi. Ayrıca çiftçilerin, sürüm ve ekime, sonbaharda sürüm yapılmamasına, işlemenin baharda yapılmasına, toprağı alttan işleyen pulluklar kullanılmasına dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı.
TARM tarafından geliştirilen ve kuru şartlar için çiftçiye tavsiye edilen buğday tohumlukların özellikleri şöyle:
BAYRAKTAR 2000: ''300-350 mm yağış alan yerlerde dekara 280-370 kg, sulamalı şartlarda dekara 450-650 kg verim alınıyor. Soğuğa, kurağa ve yatmaya, sarı pasa dayanıklı. Kaliteli ekmeklik.
DEMİR 2000: ''300-350 mm yağışta 270-360 kg, sulu şartlarda 400-600 kg verim alınıyor. Sarı pasa dayanıklı, birinci
sınıf ekmeklik buğday.
TOSUNBEY: ''300-350 mm yağışta 300-350 kg, sulu şartlarda 350-400 kg verim alınıyor. Sarı pasa dayanıklı birinci sınıf ekmeklik. Bezostaya'dan, Avutralya ve
Kanada buğdaylarından daha kaliteli, özel sektör tarafından çok
tercih ediliyor
İKİZCE 96: ''300-350 mm yağışta 250-330 kg, yağışlı yerlerde 280-350 kg. Sarı pasa dayanıklı, birinci sınıf ekmeklik.
Karahan, Sönmez, Gün 91, Dağdaş, Müfitbey, Kırgız 95 çeşitleri de ekim yerlerinin özelliklerine göre önerilen buğdaylar arasında.
Makarnalık buğday üretiminin yüzde 80-85'i Kızıltan çeşidi tohumdan yapılırken, bunun yerine TARM tarafından geliştirilen Ç-1252 çeşidi TİGEM, Mirzabey çeşidi TTKKMB tarafından piyasaya sunuluyor.