Programın açılış konuşmasını yapan
Elazığ Valisi Muammer Muşmal, TKB'nin 'Geleneksel Kent Dokularının Yeni Gelişme Alanlarıyla Buluşması' konulu seminerinde önemli kararlar alınacağına vurgu yaparak, seminerin
Anadolu kadar Dünya tarihine de önemli katkılar sağladığını belirtti.
Elazığ'ın, bir çok medeniyetin bıraktığı tarihi mirasa sahip özel bir şehir olduğuna işaret eden Vali Muşmal, "Buna rağmen bütün dünya
kentlerinin sahip olduğu sorunlar Elazığ'da da kendini göstermektedir. Birçok tarihi eserimizi yeniden kazanmak için çalışıyoruz. Ayrıca Harput Koruma Amaçlı
İmar Planı çalışması büyük bir titizlikle sürdürülmektedir. Bu anlamda tarihi mirasımızı merkez alan çalışmalarımız devam edecektir." dedi.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Enis Yeter'de, kültür tahribatının başta mimaride kendisini gösterdiğini belirterek, "Yanan, yıkılan ahşap bir konak değil, kültürün ve tarihin ta kendisidir." dedi
Avrupa'da birçok kentte bin yıllık eserleri görebilme imkanı bulunduğuna vurgu yapan Yeter, "Portakal bahçeli meydanlara açılan
sokak dokularını 21. yüzyıla taşımışlar. Nerede bizim sokak dokularımız? Nerede geleneksel yapılarımız?
Kültür yoksa kent de yok. Bu sloganı tüm Türk insanının bilincine yerleştirmek TKB yöneticilerine tavsiyemdir. Ne kadar toplumumuza anlatırsak, inandırırsak o kadar çok şey kazanmış olacağız." şeklinde konuştu.
Kültür ve
Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nden Yalçın Kurt ise, TKB'nın kültür varlıklarının korunmasına çok büyük katkı sağladığını ifade ederek, "Koruma son 10-15 yıl içinde Türkiye'nin gündemine gelmiş, TKB ile önemli bir ivme kazanmıştır. Özellikler nüfusu büyük olan illerde emlak vergilerinden korumayla ilgili büyük ödenekler sağlanmıştır. Türkiye'de büyük bir seferberlik başlatıldı. Elazığ'da da
bakanlık olarak çalışmalarımız sürüyor." diye konuştu.
TKB Başkanı ve
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı
Mehmet Özhaseki ise, çarpık yapılaşmaya dikkat çekerek, buna rağmen, 7 yıl önce çıktıkları tarihi, kültürel ve
doğal mirası koruma yolunda atılan adımların, kendilerini mutlu edip umutlandırdığını söyledi.
Büyük şehirlere 1950'lerden beri insan akınının yaşandığını hatırlatan Özhaseki, "İnsanlar şehirlere koşup geldiler. Bir ev yapmak istediler. İdarecilerde bilgi birikimi yok.
Kaçak yapılaşma başladı. Yerel yönetimler güçlü, deneyimli ve hazırlıklı değildi. İnsanların bütün olaylara ideolojik yaklaştığı bir dönemdi. Gelen insanlara bunlar bize oy verirler ya da ilerde kullanırız bu insanları diye kaba saba bir anlayışla bakıyorlardı. Bugün de şehirli insanların
modern şehirlerden beklentileri başladı. Her yerde talan hareketi devam etti. Sadece sağda solda ayakta kalmayı başarmış tarihi eserler kaldı. Bütün bunları söyledikten sonra, hala vaktimiz var, hala bir şey kaçırmış değiliz." ifadelerini kullandı.
Kazılan her yerden tarihi eser çıktığını vurgulayan Mehmet Özhaseki, "TKB olarak bizler geçtiğimiz aylarda önemli faaliyet içinde bulunduk. Kurumsal kimliğimizi oluşturmak adına İstanbul'a taşındık. Şerifler Yalısı'nı açtık. İstanbul'a gelen arkadaşlarımız, başkanlarımız o mekanı kullanabilirler." diye konuştu.
Bir başka konunun ise 200 Ortak 200
Eser konusu olduğun anlatan Özhaseki, "Şu ana kadar 55 başvuru var. Birçok belediye başkanımız bakanlıklarda para için sıraya girerken, TKB para vermek istiyoruz dediğinde neden başvuru yapmıyorlar anlayamıyorum. Doğal mirasımızın korunması ve soyut kültürün korunması konusunda şimdiye kadar çok ciddi adımlar atamadık. Bunlar bizi farklı kılan değerler. Açığa çıkarılması ve elimizde bulundurulması konusunda bize düşen görevler de var diye düşünüyorum." şeklinde açıklamalarda bulundu.
TKB Danışma Kurulu Başkanı, ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin
Sözen'de konuşmasında soyut ve somut kavramlarının üzerinde durarak, "Soyut, herkesi kavrayan bir alandır. Somut ise elle tutulur, ortak çalışma alanına dönüşendir. Dün, burada hangi başlıkta soyut-somut kültürü ne noktalarda ortaya çıkaracağımızı tartıştık. Gerçekten
örgüt olmak toprağa sağlıklı ve sağlam basmak demektir." konuları açısından tarihi değerlendirdi.
Belediye başkanlarının topraklarını kültür varlığı olarak gördüklerine işaret Eden Prof. Dr. Metin Sözen, "Biz artık birlikteyiz, biz artık bütüncül bakmayı öğrenmeye başladık. Konuşmaların arkasını getirdiğimizi, olanaksız kılmak için bahane arayan kimliklerle iştigal etmediğimizi söylemek istiyorum. Ne olur topraklarınızı ve doğduğunuz toprakların kimliğini unutmayın." diye seslendi.
Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu'da yaptığı konuşmada "
Tarihi Kentler Birliği, tarihi eserler ile doğal ve kültürel mirasımızın korunması, toplumsal bilinçlenmenin sağlanması, geçmişin bugünde yaşatılarak geleceğe taşınması noktasında çok önemli adımlar atmakta." dedi.
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Hamdi Muz'da, geçmişi bilmek ve öğrenmenin insanlığın vazgeçilmez bir tutkusu olduğun belirterek, "Tarih insanlığın hafızasıdır. Ortak mirasıdır. Bugün içinde bulunduğumuz uzay çağı insanların bin yıllarca birikiminin bir sonucudur. Geçmişini bilmek bir anlamda kendi benliğini tanımaktır." dedi.