1986 yılında sular altında kalan arazi sahiplerinden Fahri Kaya Çelik, arazilerin sular altında kalmasından yaklaşık iki yıl önce takdir kurulu tarafından arazilerde fiyat belirlenmesi yapıldığını belirterek, aradan geçen zamana rağmen paralarını alamadıklarını söyledi. Arazilerinin paralarını alabilmek için AİHM'e başvurduklarını kaydeden Çelik, şöyle konuştu: ''Karakaya Barajı'nın yapılmasının ardından arazilerimizin sular altında kalacak olması nedeniyle arazilerin değerlerinin belirlenmesi için takdir kurulu tarafından susuz arazilere dönüm başına 160, sulu arazilere de dönüm başına 450 TL değer biçildi. Bin 500 dönümlük arazimizin bedelinin geciken her yıl için yüzde 30 yasal faiziyle ödeneceği söylenmişti. Aradan geçen zamana rağmen paralar ödenmedi.'' -''SON UMUT İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ''- Şu anda devletten yaklaşık bin dönümlük arazi alacakları bulunduğunu söyleyen Çelik, ''Devletten alacaklı olduğumuz için AİHM'e gitmeyi istemezdik. Ancak aradan geçen zamana karşın hakkımız olan paramızı alamamamız ve mağdur edilmemiz nedeniyle son çare olarak bu yola başvurduk. Aynı köyde ikamet eden ve bizimle aynı durumda olan çok sayıda kişi vardı. Bunların bir kısmı alacaklarını AİHM yoluyla alabildiler'' diye konuştu. ÇİFTÇİLİKTEN FERİBOT KAPTANLIĞINA Malatya'nın Battalgazi içesindeki Atabey iskelesi ve Baskil'in İmikuşağı iskeleleri arasında sefer yapan feribotta kaptan olarak görev yapan Fahri Kaya Çelik, köyde arazilerinin olduğu dönemlerde çiftçilik yaptıklarını, daha sonra uzun yıllar işsiz kaldığını belirterek, ''Uzun yıllar işsiz kaldıktan sonra feribot kaptanlığı yapmaya başladım. Şimdi Malatya-Elazığ arasında ulaşımı sağlıyoruz. Arazileri sular altında kalan birçok insanın başka bir iş yapma şansı da yoktu'' dedi DSİ: ''PARALAR MUTLAKA ÖDENMİŞTİR Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürü Recep Özbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karakaya Baraj Gölü altında kalan arazilerin kamulaştırmalarının Malatya ve Elazığ DSİ müdürlüklerince yapıldığını, tapulu olan arazilerin belirlenen birim fiyatları üzerinden ödeme yapıldığını savundu. Özbal, kamulaştırmada verilen ücreti yetersiz gören veya arazilerinin tapu işlemlerini yapmayan vatandaşların hukuki yollara başvurmuş olmalarının da normal olduğunu belirterek, şunları söyledi: ''Karakaya Baraj Gölü yapıldığında istimlak çalışmalarını yürütmek üzere geçici olarak 16. Bölge Müdürlüğü oluşturuldu. Kamulaştırma çalışmaları Malatya ve Elazığ DSİ müdürlüklerince yürütüldü. Kamulaştırmada belirlenen fiyat üzerinden para ödenir. Bu ücreti yetersiz bulan veya tapu işlemlerini yaptıramayan vatandaşların da hukuki yollara başvurmuş olması normaldir. Bunun dışında bu bölgede parasını alamayan kimse kalmamıştır.'' AYNI BÖLGEDE 30'UN ÜZERİNDE DAVA AÇILDI Davacıların avukatlarından Elazığ Barosu avukatı Kazım Ölmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aynı bölgede 30'un üzerinde dava açıldığını ifade etti. Ölmez, keşif işlemlerinin zamanında ve doğru yapılmamasının davaların bu kadar uzun sürmesine yol açtığına işaret ederek, şöyle konuştu: ''Karakaya Barajı'nın yapımından sonra gerek Battalgazi ilçesi gerek Baskil ilçesinin sahil köylerinde bu tür sorunlar ortaya çıktı. Keşiflerin zamanında yapılmaması, delilerin toplanmaması davaların günümüze kadar uzamasına ve AİHM'e gitmesine neden oldu. 1986 yılında tutulmaya başlayan baraj suyunun yükselmesiyle sular altında kalan birçok arazinin keşif çalışmalarının tamamlanmamış olması sorunun en büyük nedenidir. Yargıtay'ın kararına göre de bu tür durumlarda söz konusu arazilerin keşiflerinin yapılması gerekir. Ancak karar böyleyken arazilerin sular altında olması keşifi imkansız hale getirdi. Benim baktığım birçok dava bu nedenle şu anda AİHM'de.'' Avukat Ölmez, bölgedeki davalar arasında 2002 yılında 2 bin YTL (2 milyar lira) alacağı bulunan 5 arazi sahibinin alacaklarının 18 ile 21 gün arasında gecikmesi nedeniyle AİHM tarafından devletin 70 ile 120 bin avro arasında tazminat ödemek zorunda bırakıldığını sözlerine ekledi. AA