İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki,
Bağdat hükümet yetkililerinin, ABD ile
Irak'ın güvenliği hakkında görüşmelerin başlaması için kendilerine başvurduklarını ifade etti. Gazetecilere yaptığı açıklamada Muttaki, Iraklı yetkililere ABD'nin kendilerine
İsveç Büyükelçiliği üzerinden ulaşabileceğini söylediğini aktardı.
İran
İslam Devrimi'nin gerçekleştiği 1979 yılından bu yana ABD ile diplomatik ilişkileri olmayan
Tahran, tüm mesajlarını ülkesinde bulunan İsveç Büyükelçiliği tarafından gerçekleştiriyor. İranlı öğrencilerin 1980 yılında ABD'nin İran Büyükelçiliğine saldırmaları ve
Amerikan vatandaşlarını rehin almalarından sonra
Washington Tahran ile tüm diplomatik ilişkilerini tamamen kesmişti.
Kendi perspektiflerinden bakıldığında söz konusu görüşmelerin ikinci turunun büyük bir olasılıkla yakın bir gelecekte hayata geçeceğini yineleyen Muttaki'yi Iraklı meslektaşı da doğruladı. Irak
Dışişleri Bakanı Hoşyar
Zebari, bahse konu görüşmelerin yakın bir zamanda Bağdat'ta gerçekleşeceğini ve görüşmelerin büyükelçililer düzeyinde olacağını ifade etti.
Washington İran'ı, Iraktaki şiddeti körüklemekle suçlarken, Tahran ABD'yi savaş ülkesinde Şii ile Suni Müslümanların arasındaki tansiyonu yükseltmekten sorumlu tutmuştu. Washington'un ve Tahran'ın bölgede şiddetin daha fazla yükselmesinden endişe ettiğini ifade eden uzmanlar, iki ülkenin bu nedenle bir araya gelmeye razı olduklarını kaydetti.
Hoşyar Zebari, İran Başkanı
Mahmud Ahmadinejad geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ülkesinin Irak'ın güvenliği ile ilgili elinden geleni yapacağını söylemesi üzerine, Temmuz'un başından itibaren Washington ve Tahran'ın ikinci tur görüşmeleri gerçekleştirmeleri için girişimde bulunduğunu söyledi.
Öte yandan Washington İran'ın
nükleer enerji elde etme konusundaki ısrarını "
atom bombası yapmak" istediği yönünde yorumlayarak BM nezdinde diplomatik çaba gösterirken Tahran suçlamaları reddederek nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılacağını öne sürüyor.
OPEC'in 2. büyük petrol üreticisi olan İran ise nükleer enerjiyi elde etmenin her ülkenin hakkı olduğunu vurgulayarak, iddia edildiğinin aksine çalışmalarının elektrik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğu konusunda ısrar ediyor.
CİHAN