Blair'in yerini
Gordon Brown dolduracak.
Blair, Avamlar Kamarası'ndaki son toplantısında da
Irak ve
Afganistan'la ilgili soruları cevapladı. Blair, Irak ve Afganistan'a asker gönderdiği için özür dilemeyeceğini söyledi. Blair, Irak ve Afganistan'da görev yapan
İngiliz askerleri överken, "Afganistan ve Irak'ta karşılaştıkları tehlikeler için üzgünüm. Bazı kişiler, İngiliz askerlerin göze aldığı bu tehlikeleri boşa sanabilir. Ancak böyle düşünmedim ve düşünmeyeceğim.
Askerler, bu ülkenin güvenliği ve dünyada bizim
yaşam şeklimizi yoketmek isteyen kişilerle mücadele ediyor." dedi.
Blair,
Filistin-
İsrail sorununa ilişkin olarak iki devletli çözümün "öncelikli" olduğunu söyledi.
Tony Blair, İsrail'in kendi güvenliğinden emin olması ve Filistin'in de sadece
toprak olarak değil ayrıca kurumları ve yönetimi ile geçerli bir devlet olması gerektiğini kaydetti. Blair, "Bunu yapabileceğimize inanıyorum. Ancak yoğunlaşmamız ve çok çalışmamız gerekiyor." dedi.
Ortadoğu Dörtlüsü, Blair'i özel elçisi olarak atamayı planlıyor.
Alkışlar arasında Avamlar Kamarası'ndaki toplantıdan ayrılan Blair,
Başbakanlık'a geçti. Burada çalışanlarla vedalaşan Blair, daha sonra Kraliçe'ye giderek görevinden
istifa etti. Blair yerine
Maliye Bakanlığı görevini yürüten
Gordon Brown devralıyor. Brown'un yarın hükümetini kurması bekleniyor.
Blair, Muhafazakarların 1997'de 18 yıllık iktidarına son vererek İşçi Partisi'ni zafere taşımıştı. Blair'in popülaritesi, 11
Eylül saldırıları ardından
Washington politikalarına yakın hareket etmesi nedeniyle azaldı. Blair, 5
Mayıs 2005 seçimlerini de kazanması ardından istifa baskıları ile karşı karşıya kaldı. İngiliz lider, baskılara bir süre boğun eğmesine rağmen istifa edeceğini açıklamak zorunda kaldı. Blair, 2 yıl daha iktidarda kalmasının ardından bugün görevinden ayrıldı. Blair'in dönemine
11 Eylül saldırıları,
Londra'daki 7 Temmuz saldırısı ve
Kuzey İrlanda anlaşması öne çıktı.
Amerika'ya düzenlenen saldırıların ardından Blair, Washington ile yakın hareket etmeye başladı. Afganistan'ı ve ardından Irak'ı işgalde Blair, ABD Başkanı George W.
Bush ile yakın hareket etti. Irak'ın işgalinde önemli rol oynayan Blair, Irak'ın 45 dakika içinde kimyasal ve biolojik
silah kullanma kapasitesine sahip olduğunu ileri sürmüştü. Ancak Irak'ın işgali ardından bu silahlar bulunamadı. Silahların bulunamaması Blair'i ülkesinde zor durumda bıraktı. Blair, görevinden ayrılacağı gün bile Irak'la ilgili sorulara muhattap oldu.
Blair'in görevi sırasında 7 Temmuz 2005'te Londra'da
intihar saldırıları da yaşandı. Ülkedeki G8 zirvesi sırasında Londra metro ve
otobüs hatlarında saldırılar oldu. Bu saldırılar sonucunda 56 kişi ölürken 700 civarında kişi yaralandı. 21 Temmuz gününde bir saldırı daha yaşanmasına rağmen bu saldırıda ölen olmadı. Londra, bu saldırıların ardından güvenlik tedbirlerini arttıcı önlemler almaya çalıştı.
Tony Blair,
Kuzey İrlanda'da 10
Nisan 1998 günü imzalanan Good Friday Anlaşması olarak da bilinen tarihi Belfast Anlaşması'nın imzalanmasında da aktif rol üstlendi. Belfast Anlaşması'nın en önemli meyvesi, Kuzey İrlanda yerel hükümetinin kurulması ve İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA)'nın silahsızlandırılması kararı idi. Kuzey İrlanda kabinesinde
İngiltere yanlısı Protestanlar veya bilinen ismiyle Birlikçiler ile Sinn Fein veya IRA'nın siyasi kanat temsilcileri, Katolik-Cumhuriyetçiler arasında birkaç yıl sonra sorun çıkmış ve 2000'li yıllarda ipler kopmuştu. İki taraf, bu yıl tekrar bir araya gelerek Kuzey İrlanda'da hükümeti kurmuştu.
cihan