Şehit Bilgiç'in Türk bayrağına sarılı cenazesi, gece bekletildiği
Zile Devlet Hastanesi morgundan alınarak, ilçedeki Musalla Alanı'na getirildi.
Alanda
Tokat Müftüsü Mustafa Kaya'nın kıldırdığı namazın ardından Bilgiç'in cenazesi, büyük bir kalabalık eşliğinde omuzlarda taşınarak hükümet meydanına götürüldü. Burada düzenlenen
törene Bilgiç'in ailesi, yakınları, Tokat
Vali Vekili
Recai Akyel, Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek, Garnizon Komutanı
Tuğgeneral Yusuf Kaya, bazı Tokat milletvekilleri, Eski
Devlet Bakanı Reşat Doğru ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Vali Vekili Recai Akyel şehidin
babası Hüseyin Bilgiç'in koluna girerek, teskin etmeye çalıştı. Tören sırasında fenalık geçiren şehit Bilgiç'in bazı yakınlarına ise sağlık görevlileri müdahale etti.
Türk
bayraklarıyla donatılan tören alanını dolduran binlerce vatandaş
PKK aleyhine sloganlar atarken, bazı vatandaşların da hükümet aleyhine sloganlar attıkları duyuldu. Bu arada
teröre tepki amacıyla ilçedeki ev ve iş yerlerinin de Türk bayraklarıyla donatıldığı görüldü.
Tören sırasında vatandaşlar
terör örgütü PKK'yı lanetleyen sloganlar attı ve pankartlar taşıdı.
''BİLGİÇ'İ ŞEHİT EDEN 3 TERÖRİST ÖLÜ ELE GEÇİRİLDİ''
Şehit Bilgiç'in öz geçmişinin okunmasıyla başlayan törende konuşan İl Jandarma Komutanı Kıdemli Kurmay
Albay Mustafa Önsel, şehit Bilgiç'in arkadaşlarının bölgede operasyonunun devam ettiğini belirterek, ''Dün
akşam aldığım bir haberi bildiriyorum. Bizzat şehidimizin birliği tarafından şehidimizi şehit eden terör örgütü mensuplarından 3 tanesi ölü ele geçirilmiştir'' diye konuştu.
Dün Bilgiç'in köyüne gittiğini, yüreği sızlayarak anaların ağıtlarını dinlediğini ifade eden Kıdemli Kurmay Albay Önsel, ''Şehidimizin anasının yüreğinin yandığını hissettim. Ana yüreği, baba yüreği kor olmuş yanıyordu. O kor yürek bütün milletin yüreğiyle bütünleşiyor, bütün Zile'ye Tokat'a ve bütün vatana yayılıyor'' dedi.
Artık şehit cenazelerinde kor düşmüş yüreklerin bütünleştiğini ifade eden Kıdemli Kurmay Albay Önsel, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ülkemizi bölüp parçalamak isteyen bütün şer güçlere, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' diye haykırıyorlar. Önceki gün
sınıf arkadaşım Yarbay
Melih Gülova'nın şahadetini öğrendim. Şimdi Ahmet'i ebediyete uğurlamak için toplanmış bulunuyoruz. Analar, babalar, oğullarını, eşler kocalarını, çocuklar babalarını, biz
silah arkadaşlarımızı kaybettik, kaybediyoruz. Ama biz bir şeyi kaybetmedik dostlar, onurumuzu kaybetmedik. Onurunu kaybedenler, işbirlikçiler, tarihte Ali Kemal'in rolüne soyunanlar,
sivil toplum örgütü yaftasıyla, sözde müttefiklerden para alarak, ülkemiz aleyhine proje üretip,
şehitlik ve gazilik kaldırılsın denecek kadar alçalanlar, bilesiniz ki yaptıklarınız yüce Türk
Ulusu tarafından kayda alınıyor. Biliniz ki sizler de bu anlamda unutulmayacaksınız. Ve Melih Gülova'ları, Ahmet Bilgiç'leri şehit eden kalleşlere, C-4, A-4 gibi patlayıcıları veren sözde müttefikler, ülkemizi bölüp parçalayarak bizi yok etmek isteyen sömürgeci müttefikler, tarihte yanıldınız, bitirdik dediğiniz bu mazlum ve
mağdur ulus
Çanakkale'de tarihin en şanlı direnişini gerçekleştirdi.''
''ANALARIN YÜREĞİNİN ATEŞİ SİZLERİ YAKACAK''
Türk ulusunun
Kurtuluş Savaşı döneminde gösterdiği mücadeleden örnekler veren Kıdemli Kurmay Albay Önsel, şunları kaydetti:
''Biliyorum emperyalistler anaların yüreğine kor düştükçe bizim bittiğimizi, tükendiğimizi sanıyorsunuz, seviniyorsunuz. Ama tarihte yanıldınız. Yine yanılacaksınız. Anaların ateşi sizleri yakacak. Anaların yüreğinin ateşi sizleri yakacak. Geçmişte kaçacak deniziniz vardı. İşbirlikçilerinizle beraber kaçtınız. Ama şimdi bilesiniz ki bırakın denizi kaçacak delik bile bulamayacaksınız.''
Türk ulusunun ayakta olduğunu ve tehlikenin farkına vardığını söyleyen Kıdemli Kurmay Albay Önsel, şöyle devam etti:
''Bütün farklılıklarını bir tarafa bırakarak Türk Bayrağı'nın altında terörü telin etmekte, yurdun her köşesinde, saldırılara
boyun eğmeyeceğini, kimsenin satırının önüne boyun uzatıp
koyun olmayacağını göstermektedir. İşte Zile'de on binler şehidini uğurlamak, terörü ve arkasındaki güçleri kınamak için buradadır. Umutluyuz, yeniden Çanakkale ruhunu, 19
Mayıs ruhunu yakaladık. Bir öldük, bin diriliyoruz. Küllerimizden yeniden doğuyoruz. Kutlu olsun. İnanıyorum ki öncelikle Çanakkale'de ve daha pek çok yerde bugüne kadar yüzlerce genci, bu topraklar için toprağa vermiş şehitler diyarı Zile'den kopan bu çığlık bütün Anadolu'yu saracaktır. İşte böyle şehidim, uzattım ama ne yapayım çok doluyum.''
KOMUTANDAN ŞEHİDE SON SÖZLER
Konuşmasında şehit Bilgiç'e de seslenen Kıdemli Kurmay Albay Önsel, şöyle konuştu:
''Son olarak da sana seslenmek istiyorum şehidim. Aziz kardeşim, sevgili Ahmet Bilgiç. Şu anda sevgili anan, baban, kardeşlerin, silah arkadaşların, bütün Zileli ve Tokatlılar ve bütün Türk milleti sana 'güle güle' demeye geldi. Seni kalplerine gömmeye geldiler. Sen de duyuyorsundur, 'vatan sağolsun' diyorlar. 'Şehitler ölmez' diyorlar. Sen sonsuzluğa uçtun, geride bir vatan bıraktın, uğrunda can verdiğin. Bir Bayrak bıraktın, uğrunda kan döktüğün. Onlar tarihin binlerce yılına şahitlik yapmış o ulusun vazgeçilmezleridir. Onlar bizi ulus yapan değerlerin simgesidir. Onlar bütün şehitlerin bize emanetidir. Söz veriyoruz emanetinize hıyanet etmeyeceğiz. Sevgili Ahmet, aziz şehidim. Bayrağı bez, vatanı
tarla zannedenlerin, 'şehitlik kaldırılsın' diyenlerin, Ali Kemal'in günümüzdeki uzantılarının, barış çığlıkları atarak
teröristlerle kol kola olanların ve değerlerimize saldıranların kesinlikle mağlup olacaklarını bil. Çünkü arkamızda siz varsınız, şehitler ordusu var. Bizi kim yıkacakmış, kim yok edecekmiş. Uğruna şehit olduğunuz bütün emanetlerinizi cesetlerimizi çiğnemeden hiçbir güç kirletemez.''
Konuşması sırasında Kıdemli Kurmay Albay Önsel'in oldukça duygulandığı gözlendi. Tören alanındaki vatandaşlar da sık sık konuşmayı alkışlar ve sloganlarla keserek teröre lanet yağdırdı.
Kıdemli Kurmay Albay Önsel'in konuşmasından sonra bir vatandaş, tören alanındaki bir çelengi devirerek tahrip etti.
Törenin ardından tören mangası tarafından omuzlara alınan şehit Bilgiç'in Türk bayrağına sarılı cenazesi vatandaşların sloganları eşliğinde cenaze aracına kondu. Bilgiç'in cenazesi ilçeye bağlı Çayır köyünde toprağa verildi.
Bilgiç'in cenazesinin defnedilmesinden sonra Tokat Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yusuf Kaya,
şehit babası Hüseyin Bilgiç'e oğlunun tabutunun sarıldığı Türk Bayrağı'nı teslim etti. Bayrağı öperek teslim aldıktan sonra fenalaşan Bilgiç'e Eski Devlet Bakanı Doktor Reşat Doğru ilk müdahaleyi yaptı.