ABD'deki düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu (GMF) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi tarafından Washington'da düzenlenen, ''Irak'ın geleceği 2007'' başlıklı konferansın ikinci gününde konuşan Larabee, Irak'ta Bağdat kaynaklı güçlü bir merkezi hükümetin ''gerçekçi olmadığını'' da savundu. ''Türkiye, sınırlarında, kendi ordusu ve bayrağı olan bölgesel Kürdistan yönetiminin varlığını kabul etmeli'' diyen Larabee, kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetimiyle diyaloğa girmenin, bağımsız bir Kürt devletini desteklemek anlamına gelmediğini söyledi ve ABD'nin bölgeden çekilmesi durumunda Iraklı Kürtlere desteğin azalacağını, bu nedenle Iraklı Kürt liderlerin, Türkiye ile bugün diyaloğa oturmaya ihtiyacı olduğunu kaydetti. Washington Institute adlı kuruluşun uzmanlarından David Pollock da konuşmasında, PKK probleminin diyalog yoluyla çözülebileceğini söylerken Türkiye'nin, Irak'taki bölgesel Kürt yönetimiyle diyaloğa girmesi gerektiği görüşünü destekledi. Pollock, ''PKK konusunda Iraklı Kürtler, çözümün bir parçası olmalı'' dedi. Aynı yöndeki görüş, konferansın ilk gününde konuşan kuzey Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminin Washington temsilcisi Kubad Talabani tarafından da dile getirilmişti. Konferansta bir paneli yöneten emekli Büyükelçi Özdem Sanberk, ''bir Türk vatandaşı olarak'' görüşlerini açıklarken, Irak'ta, özellikle de Irak'ın kuzeyinde istikrar olmasının en çok Türkiye'yi etkileyeceğini belirtti ve kuzey Irak'ta PKK kampları varlığını sürdürürken ve PKK buradaki üslerden Türkiye içindeki masum sivillere saldırılar düzenlerken diyalogdan bahsetmenin güç olduğunu söyledi. Sanberk, ayrıca Türkiye'nin kendi sınırlarını bildiğini ve yayılmacı bir politika izlemediğini de vurguladı. -BASIN TOPLANTISI- Irak'ın geleceği konulu konferansın düzenleyicileri GMF temsilcisi Suat Kınıklıoğlu ve TOBB ETU Üniversitesi temsilcisi Prof. Dr. Mustafa Aydın, emekli Büyükelçi Sanberk ve toplantının davetlilerinin belirlenmesinde rol oynayan Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Mahir Nakıp ile bir basın toplantısı düzenledi. Kınıklıoğlu, Orta Doğu'daki meselelerin kaçınılmaz olarak Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinde önemli yer tuttuğuna işaret ederek bu çerçevede Irak'ın geleceği konferansını Washington'da düzenlemeyi uygun bulduklarını kaydetti. Kınıklıoğlu, bu sayede Türkiye'nin ve Türkmenlerin tezlerinin uygun bir platformda ifade bulmasının sağlandığını, ayrıca her etnik ve mezhepten grupları bu toplantıya davet etmeye özen gösterdiklerini ifade etti. Mustafa Aydın da toplantıda, iki gün süren konferanstan edindiği izlenimleri aktarırken, Kerkük'te bu yıl sonundan önce referandum yapılmasına destek veren ABD görüşünün değiştiği izlenimini edindiğini söyledi. Erciyes Üniversitesinden Mahir Nakıp da aynı görüşü desteklerken, ''İlk defa Kerkük meselesi, Türkmen diliyle ABD'de, siyasilerin ağzından değil sivil halkın ağzından anlatıldı'' dedi. Kerkük il meclisinden 4 kişinin konferansa davetli olduğunu hatırlatan Nakıp, Iraklı Kürtlerin de Kerkük'te referandumu ''teknik nedenlerden ötürü'' ertelemeyi düşündüğünü anlattı. Nakıp, tapu kayıtlarıyla ilgili şu anda 12 bin açılmış dava bulunduğunu belirtirken, Irak anayasasında referanduma gönderme yapan maddenin açık olmadığını, halka tam olarak nasıl bir soru yöneltileceğinin belirlenmediğini kaydetti. Referandum için Irak anayasasında belirlenen Aralık 2007 sonuna kadar verilen süre yaklaştıkça belirsizliğin arttığını söyleyen Nakıp, ''ABD de bu işin bu yıl yapılmasının çok kolay olmadığını görüyor'' dedi. Emekli Büyükelçi Sanberk de kamuoyu diplomasisinin önemine işaret etti ve ''Böyle toplantılar aslında Türkiye'de yapılmalı, ne yazık ki yapılamıyor. Biz, aykırı düşünceleri dinlemeye hazır değiliz. Bu konular Londra ve Washington yerine Türkiye'de konuşulmalı'' görüşünü dile getirdi.