Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr.
İlber Ortaylı, müzeye gelenlerin çoğunlukla ne için geldiğini ve neyi gereceğini bilmediğini ifade ederek, dünyadaki bir çok müzenin ziyaretçi azalttığını ve
Türkiye'de de bunun yapılması gerektiğini bildirdi.
Topkapı Sarayı'nda son dönemde yapılan çalışmalara değinerek, ''Çok ciddi işler yapılıyor. Bütçesiz bir
bakanlık olmasına rağmen Bakan bey (
Kültür ve
Turizm Bakanı Atilla Koç) bu dönem çok cömert davranıyor'' dedi.
Prof. Dr. Ortaylı, Divan-ı Hümayun ve kalemlerinin
restore edildiğini belirterek, Bab-ı Hümayun ile Bab-ı Selam bölümleri arasındaki bahçe düzenlemelerinin de yapıldığını kaydetti.
''İkinci safha,
Gülhane bahçelerindeki
hastane ile Milli Eğitim'den devraldığımız
matbaa binasının teşhir için hazır hale getirilmesi olacak'' diyen Ortaylı, sur içinde kalan bölümlerle ilgili çalışmaların da devam ettiğini bildirdi.
Prof. Dr. İlber Ortaylı, ''Diğer taraftan da belediye bütün sur içinde kalan Sur-u Hümayun denilen bölgeleri
tamir edecek. İki tane sergi hazırlığı yapılıyor. Bunlardan bir tanesi '
Osmanlı Sarayı'nda
Rusya', ikincisi '
Sırrı Alayı', eğer
vakit kalırsa üçüncü olarak da Harem'le ilgili bir olacak'' diye konuştu.
-REHBER EKSİKLİĞİ VAR-
Ziyaretçilerin gezdirilmesiyle ilgili sorunlar da bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Ortaylı, ''Maalesef konukların
rehber eşliğinde gezmesi konusunda bir şey yapamıyoruz. Çünkü kadrolu rehberimiz yok. Gönüllü rehber teşkilatını da kuramadım. Şimdiki projemiz sarayın bazı bölümlerinin rehbersiz gezdirilmesi. Onun için de
küçük yayınlar hazırlanması lazım'' dedi.
Prof. Dr. Ortaylı, müzenin bazı bölümlerinin ziyarete kapalı olmasının da
doğal olduğunu ifade ederek, dünyadaki hiçbir müzenin tamamının gezilemediğini ve burada da kapalı bölümlerin var olduğunu kaydetti.
Bazı dairelerin boş olduğunu ve mutfak bölümünün yeterince düzenli olmadığını dile getiren İlber Ortaylı, ''Hırka-i saadet bölümü, yani mukaddes emanetler bölümü tamirde şu an. Buranın gezilmesiyle ilgili bazı sıkıntılar yaşanıyor. Ancak mukaddes emanetler bölümünün gezilmesiyle ilgili polisiye
tedbir uygulayamayız. En fazla ihtar edebiliriz, o kadar. Bunu da görevliler yapabilir'' şeklinde konuştu.
-SUR İÇİNDE KALAN YAPILAR-
Prof. Dr. Ortaylı, sur içinde kalan binalarla ilgili çalışmalar yapıldığını, burada yer alan binalar arasında yıkılması veya restore edilerek sarayla uyumlu hale getirilmesi gerekenler bulunduğunu ve bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini söyledi.
İstanbul'daki tarihi camilerin de büyük bir tahribat yaşadığını ve çevrelerinin binalarla kapatıldığını ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, şunları kaydetti:
''
Camilerle vakıfların ilgilenmesi lazım. Hiçbir şeye dikkat etmiyorlar, umurlarında değil. Eskiden İstanbul'da camilere göre adres
tarif edilirdi. Şimdi öyle bir şeyin varlığından kimsenin haberi yok. İstanbul'da kimse cami filan bilmiyor.
Kilise de bilmiyor. Herkes Fener Lisesi'ni Patrikhane zannediyor. Tepedeki kırmızı binayı Patrikhane diyorlar. Hem de okumuş, yazmış adamlar.... Onun için hiçbir şey değişmiyor.''
-''İZDİHAMDAN ÇİNİ VAZOYU KIRDILAR''-
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, turizm şirketlerinin insanları harekete geçirmesiyle bütün dünyada müzelerin artık çok kalabalık hale geldiğini ve bu durumun Türkiye için de geçerli olduğunu kaydetti.
Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Müzeye gelen çoğu zaman ne için geldiğini, neye geldiğini, neyi göreceğini bilmiyor. Böyle bir problemimiz var. Bu sorun sadece bizde değil, bütün dünyada var. Bazı müzeler bu kadar adam alamaz artık. Kapasiteleri dar. Dünyadaki bir çok müze artık ziyaretçi sayısını azaltma yoluna gidiyor, kapatıyor kendini.
Kremlin müzelerinde böyle bir tahkimat var. Bizde de yapılması lazım. Çünkü buraya bazen aynı anda 15 bin kişi giriyor. Bu kadar kalabalığı ağırlayamayız. Burada her yer çok hassas. Mesela bugün de hırka-i saadette izdihamdan kenardaki bir çini vazoyu kırmışlar. Çok kıymetli değil ama bu kalabalıklar böyle sokulmaz her yere. Bazı günler kapatılabilir,
seyirci sayısı sınırlandırılabilir. Her şey mümkün.
Acil önlem olarak, bilinçsizce giren insanı, 'laf ola' diye gireni uzak tutmak gerekir.''
Prof. Dr. İlber Ortaylı,
yerli ziyaretçilerin daha çok kutsal emanetlere ilgi gösterdiğini belirterek,
yabancı ziyaretçilerin ise ''fazla bir şey bilmeden geldiklerini'' dile getirdi.