Küresel ısınmanın etkisiyle ''aldanan'' yırtıcı kuşların,
Afrika'ya göç etmek yerine ılıman iklime sahip
Çukurova yöresinde kaldığı, bunların bir bölümünün ise avlanma mevsiminin başlaması sonucu bilinçsiz avcılarca vuruldukları ya da kimyasal ilaç ve gübrelerden zehirlendiklerinin gözlendiği belirtildi.
Orman Mühendisleri Odası Doğu
Akdeniz Şube Sekreteri Ayhan Küyük, AA muhabirine yaptığı açımlamada, yırtıcı kuşların, doğada beslenme zincirinin en üst halkasını oluşturduğunu söyledi.
Yırtıcı kuş sayısının, dünyada olduğu gibi
ülkemizde de hızla azaldığını belirten Küyük, bu gelişmenin, üretici ve ülke ekonomisine zarar veren tarım zararlısı fare, köstebek ve böceklerin sayısının artmasına neden olacağını ifade etti.
İnsanlık için büyük önem taşıyan
doğal dengenin korunması açısından yırtıcı kuşların varlığının gereğine dikkati çeken Küyük, ''Bilinçsiz avlanma, olumsuz çevre koşulları ve tarım alanlarındaki ilaçlamanın yanı sıra son yıllarda sorun haline gelen küresel ısınmanın da bu canlıların
yaşamlarını etkilediği görülüyor'' dedi.
Küresel ısınmanın, kuşları aldatarak içgüdüsel dengelerini bozduğunu ve bu durumun göç yollarına düşmemeleri sonucunu
doğurduğunu belirten Küyük, şöyle konuştu:
''Havalar yeterince soğumayınca, bu türler, geçmişten beri süre gelen şekilde rutin olarak Afrika ve komşu ülkelere göç etmek yerine, ılıman iklime sahip Çukurova yöresinde kaldı.
İç
Anadolu Bölgesi'nden gelenlerle birlikte Çukurova yöresindeki, kartal, doğan, şahin,
akbaba, delice, kerkenez ve puhu gibi yırtıcı kuş topluluğu, avlanma mevsiminin başlamasıyla da bazı bilinçsiz kişiler tarafından vurulmaya başlandı.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde yediği gıdadan etkilenerek uçamaz halde bulunan bir doğan ile yine bir avcı tarafından vurulan
atmaca, DOHAYKO'nun barınağında bakıma alındı. Küresel ısınmanın etkisiyle gitmesi gereken yerlere gidemeyen bu yırtıcı kuşların, tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bu dönemlerde kimyasal ilaçlar ve gübrelerden zehirlenme oranı da yükseliyor. Bu olumsuzluklar dikkate alınarak müdahalede bulunmak amacıyla Adana'da bir rehabilitasyon merkezinin kurulması gerektiğini düşünüyoruz.''
Küyük, Toros Dağları uzantısında,
Barak Dağı,
Köpek Dağı,
Akdağ, Kuş Kayası,
Haydar Dağı zirvelerinde, kartal ve akbabaların barınma yerleri bulunduğunu, eteklerinin doğan ve şahinlere, ormanlık alanların şahin,
baykuş ve puhulara ev sahipliği yaptığını söyledi.
Sulak alanların çevresindeki sazlıklar ve çayırlıklarda da delice, kerkenez ve çaylakların yuvalandığını belirten Küyük, bu kuşların Çukurova'ya ayrı bir güzellik ve özellik kattığını söyledi.
-OLUMSUZLUKTAKİ DİĞER FAKTÖRLER-
Küyük, yırtıcı kuşların doğal yaşam ortamlarının tahribi, yok yere öldürülmeleri ve ticari amaçla yumurtalarının toplanmasının her geçen gün ciddi boyutlara ulaştığına da dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de korumaya yönelik ciddi yasal önlemler bulunmaktadır. Bunların uygulanmasında yeterli azim ve kararlılık gösterilmelidir.
Tarımsal genişlemeler, ormanların tahribi, meralarda aşırı otlatma, anız yakımı, tarımsal ilaçlamalar, çevre atık ve artıkları, sulak alanların kurutulması sonucu da göç dengelerini etkileyen faktörlerdir.''
Küyük, doğal zenginliğimiz olan yırtıcı kuşların gelecek yıllarda da gökyüzünü süslemesi için yaşam ortamları ile birlikte korunması, bilinçsiz avlanmalarının önlenmesi,
yurt dışına kaçırılmalarına engel olunmasının, toplumun her kesimine düşen görev olduğunu sözlerine ekledi.