Heyet, ''Türk-ABD ilişkileri son derece kritik noktaya geldi. Artık sonuç alacak tepkiler göstermeliyiz'' dedi.
Sözde soykırım tasarısına karşı ABD'de
lobi çalışması yapan
AK Parti Milletvekili Egemen Bağış başkanlığındaki;
CHP milletvekili Şükrü Elekdağ ve MHP milletvekili Gündüz
Aktan'dan oluşan
TBMM heyeti,
Türkiye'ye döndü.
Atatürk Havalimanı'nda çalışmalarını değerlendiren heyet, ABD Temsilciler
Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda soykırım tasarısının kabul edilmesiyle Türk-ABD ilişkilerinin son derece kritik bir noktaya geldiğini vurguladı.
İlk sözü alan Egemen Bağış, sözde tasarının Türkiye ve ABD yönetimleri üzerinde hiçbir hukuki bağlayıcılığı olmadığını belirterek, ''Ama Türk milletine hak etmediği bir
hakaret içermektedir. Biz bunu kabul etmiyoruz. Tek
yumruk olarak bunu tek yumruk olarak kabul etmediğimizi dile getirdik. Bundan sonraki çalışmamız bu tasarının
genel kurul gündemine alınmaması, alınsa bile oradan geçmemesi için yoğun çaba sarf etmek için olacaktır'' dedi.
Bağış, ABD yönetiminin sözde tasarının geçmemesi için başta Başkan
Bush olmak üzere yoğun çaba sarf ettiğini anlatan, edindikleri intibaın tasarının genel kurulunda da geçirileceği yönünde olduğuna işaret etti. Bağış, ''Çünkü
Amerikan
Meclis Başkanı Pelosi bunu tamamen iç
siyaset için malzeme yapmaya çalışmaktadır. Bu tasarının onların yaklaşımında ne Türkiye ile ne
Ermenilerle alakası vardır. Bunu sadece şu andaki yönetimi Irak'ta, Afganistan'da, Lübnan'da sıkıntıya düşürmek, en önemli müttefiklerinden biriyle arasını açmak için bir
araç olarak kullanmaktadır. Bütün demokratları suçlamıyorum ama bazı kongre üyeleri düşüncelerini çekinmeden bizlerle paylaşmıştır. Amaçlarının yönetimi zor durumda bırakmak olduğunu söylemek durumunda kalmışlardır'' diye konuştu.
CHP milletvekili Şükrü Elekdağ da, sözde Ermeni soykırımı
yasa tasarısının Türkiye'ye karşı diğer devletler tarafından bir
baskı unsuru olarak, Türk dış
politikasını yönlendirmek amacıyla kullanıldığına işaret etti. Elekdağ, ''Ama maalesef Amerika'da ise iç politika malzemesi olarak ortaya çıktı. Ve bu sonucun alınmasında bu çok önemli rol oynadı'' yorumunu yaptı.
Şükrü Elekdağ, ABD yönetiminin tasarının kabul edilmemesi yönündeki gayretlerinin altında da,
PKK konusunda Türkiye ile Amerika arasında çıkmış olan krizi daha da güçlendirmeme fikri yattığını vurguladı.
ABD yönetiminin, PKK konusuna bir de Ermeni soykırımı krizi eklenirse, Türkiye'yi kaybedebilecekleri endişesi yaşadığını ifade eden Elekdağ, ''Eğer
Amerikan Temsilciler Meclisi'nden geçerse çok önemli bir
takım siyasi ve
psikolojik açıdan sonuçları ortaya çıkar. Bugüne kadar 18 ülkenin parlamentosu soykırım olmuştur diye karar aldı. ABD gibi bir devlette kararı kongreden geçirmesi bu bir örnek olacak ve çorap söküğü gibi bu gidecektir. Diğer parlamentolar da arka arkaya bu kararları alacak. O zaman bu tarih bakımından kanıtlanmış bir olay diye karşımıza çıkacaktır. İş şimdi o noktaya gelmedi ama Ermeni tarafının kafasındaki husus budur'' dedi.
''ABD'liler, Türkiye'den ciddi tepki bekliyor''
MHP'li Gündüz Aktan ise, tasarının geçmesine karşı oy kullananlar ile ABD yönetiminin soykırımı gerçek bir vaka olarak kabul ettiklerini ancak bazı kaygıları nedeniyle tasarının komisyondan geçmesini istemediklerini anlattı. Gündüz Aktan, '' Dolayısıyla bizim lehimize oy kullananların gerçek anlamda oy kullandıklarını söyleyemeyiz. Onlar oy kullanırken
Kuzey Irak'a ilişkin olarak Türkiye'nin alabileceği bir takım önlemlerden, yaptırımlardan çekiniyorlar. Bunu gayet açık bir şekilde söylüyorlar. Bizim için 'hayır' diyenler de '
evet' diyenler de bizi desteklen yönetimin söylediği şeylerde kabule şayan değil. Bizden çok ciddi tepki bekliyorlar. Bu tepki eğer gelmezse bugünün şartlarında Türkiye olağanüstü zemin kaybedebilir. Dış politikada ciddiyetimizi kaybedebiliriz. Bütün şartlar yan yana gelmiştir. Hükümetin ve meclisin bu kepazeliğe çok ciddi tepki göstermesi gerekiyor'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin tepkisi ne olabilir'' sorusuna Aktan, ''Her şey olabilir. Onların beklediklerine benzer bir tepki vermemiz lazım. Onlar Kuzey Irak'a olan
lojistik bir
kesinti olacağını bekliyorlar. Bize çağrıda bulunuyorlar. O zaman bu çağrıyı yerine getirmek lazım'' yanıtını verdi.
'Büyükelçi Nabi Şensoy'un çağrılması ''
Türkiye'nin
Washington büyükelçisi Nabi Şensoy'un istişare için Türkiye'ye çağrılması'nın doğru olup olmadığı sorusuna cevaplayan Şükrü Elekdağ, ''Nabi Bey'in orada kalması Türkiye'nin lehinedir. Çünkü konu daha devam ediyor. Onu Türkiye'ye çağırarak oradaki çalışmalarımızı olumsuz şekilde etkileyemeyiz'' dedi.
Egemen Bağış da aynı soruyu, Nabi Şensoy'un istişare maksadıyla çağrıldığını belirterek, ''Şimdi hangi tepkiyi vereceğimiz yönünde istişare yapabilmek için dışişleri bakanımız oradaki büyükelçimizle görüşmesi ve başbakanımıza farklı opsiyonları arz etmesi gerekiyor. Bu konuda görüşleri alındıktan sonra hangi tepkileri vereceğimiz kararlaştırılacaktır''diye cevapladı.
Elekdağ, Bağış'ın sözlerine ilave olarak, tepki göstermek için tepki göstermenin yanlış olacağını, tepki gösterirken daima belli bir sonuç almayı hedeflemek gerektiğini hatırlattı.
''Kötülüklerin arkasında diaspora değil Ermenistan var''
Şükrü Elekdağ,
soğuk savaş döneminde bütün kötülükler ve Türkiye'yi karalama hareketlerinin arkasında
Ermeni diasporası olduğunu zannettiklerini şimdi ise işin arkasında Ermenistan oluduğunun anlaşıldığını dikkat çekti. Ermenistan'ın artık iyi düşünmesi gerektiğini belirten Elekdağ, ''Bundan sonra ben Türkiye'ye karşı sıfır
bedelli politika uygularım. Türkiye'ye istediğimi yaparım. Türkiye'ye istediğimi ABD ve AB yoluyla yaptırtırım ama Türkiye bana bir şey yapamaz fikrini ortadan kaldırmak lazım. Ermenistan'ın şunu anlaması lazım. Türkiye benim büyük bir komşumdur. Onunla iyi geçinmek benim lehimedir. Onun için ben ona bir zarar verisem o da bana zarar verebilir' düşüncesine gelmesi lazım'' açıklamasını yaptı.
Türkiye'nin Ermenistan'a karşı büyük bir hoşgörüyle hareket ettiğine de değinen Elekdağ, yunları kaydetti; ''Türkiye'de 70 bin kaçak Ermeni vatandaşı var. Bu kadar hoşgörü çok sınırsız değil mi? Yasalarımızı
uygulama zamanı gelmedi mi? buradan başlayarak bunların bir kısmını geri göndermek lazım. Türkiye'nin Bu şekilde bir
mesaj vermesi lazım. Erivan'dan Türkiye'ye haftada 6 kez
uçak geliyor, bavul ticareti yapıyorlar. Buna bir sınırlana getirmek lazım. Her ay 4 bin tır
Gürcistan üzerinden Ermenistan'a
gıda maddeleri götürüyor. Bütün bunlara bir kısıtlama getirmek lazım'' görüşünü belirtti.
''Komedi izledik''
Egemen Bağış, ''Tasarı oylanacağı gün Ermenistan Patriğinin dua yapmasına ilişkin izlenimlerini aktardı. Bağış, ''ABD kongeresi her sabah dua ile açılır. O gün ne tesadüf ki kongrenin açılış duasını yapmak üzere ABD'deki Ermeni Kiliseleri'nin lideri konumunda olan kişi davet ediliyor. Ve kendisi dua ile açıyor. Aynı gün uluslararası ilişkiler komitesinde de tam bir komedi izledik 90 yaşın üzerinde tekerlekli sandalyedeki 4 bayan onları sözde Ermeni soykırımdan kurtulanlar diye tanıttılar. Arkada
papazlar oturuyor. Genel kuruldan geçtikten sonra da duayı eden papaz geldi. Şimdi bunun altını çizmek istiyorum. Amerikan pasaportu taşımalarına rağmen Amerika'nın çıkarlarını bir korsan gibi ele geçirip Amerika'ya zarar veren Ermeni cemaati ile bizim ülkemizdeki Ermeni kardeşlerimizi karıştırmamak lazım. Türkiye'deki Ermeni kilesisinin patriği, Avrupa'yı dolaşıp, Türkiye için çaba sarf etmekterdir. Bu ülkedeki Ermeni vatandaşlarımız Türkiye'nin, sanatına, kültürüne katkı vermektedir'' izahını yaptı.
Egemen Bağış , Türk milletinin kalbinin kırıldığını ve kırılan kalbinin
tedavi edilebilmesi için Amerika'nın acilen PKK konusunda somut katkılarda bulunması gerektiğini tekrarladı. Bağış, ''Irak'ın kuzeyinde cirit atan PKK teröristlerinin Amerika'nın oradaki kuvvetleri tarafından yakalanarak Türkiye'ye teslim edilmesi ya da oradaki yerel milisler tarafından yakalanarak teslim edilmesi. Bunu da başaramıyorlarsa, Türkiye'nin gidip o teröristleri yakalayıp getirmesi konusunda gerekli desteği vermesi lazım. PKK konusunda
bıçak kemiğe dayanmıştır. Amerikalılar da bunun farkında. Bütün üst düzey toplantılarda bunu ilettik.
CİHAN