Selçuk Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Köstüklü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda
Mevlana'nın, dünyada kişiliği ve görüşleri en fazla merak edilen kişiler arasında yer aldığını, Mevlana ile ilgili kitapların en fazla satın alınanlar listesinde yer aldığını ifade etti.
Köstüklü, Mevlevihanelerin, özellikle yakın tarihimizdeki yerine ilişkin bir araştırma yaptığını, kitap haline de gelen bu araştırmasında Mevlevilerin savaş yıllarında önemli hizmetler verdiklerine ilşkin çarpıcı sonuçlara ulaştığını anlattı.
Balkan Savaşı'nda
Yenikapı ve Galata Mevlevihanelerinin önderliğinde
yardım kampanyaları başlatıldığını belirten Köstüklü, bu savaşta Galata Mevlevihanesinin
hastane binası olarak kullanıldığını, Mevlevilerin savaşa geri planda çok ciddi ve sistemli bir çalışmayla
destek verdiğini ifade etti.
Köstüklü, bu dönemde
Lefkoşa Mevlevihanesi Postnişini Şemsettin Dede'nin önderliğinde de pek çok
yardım kampanyası düzenlendiğini belirterek, bu Mevlevihanenin bir seferind
e devlete yardım için gönderdiği 600
Osmanlı altınının belgelerinin bile ellerinde olduğunu ifade etti.
MEVLEVİLER VATAN SAVUNMASINDA
Balkan Savaşı'na böyle destek veren Mevlevilerin,
1. Dünya Savaşı'nda da etkin bir şekilde görev aldığını ve Mevlevilerin bizzat cepheye gittiğini vurgulayan Köstüklü, şunları kaydetti:
''1. Dünya Savaşı'nda Sultan Reşat 'büyük cihadı' ilan ediyor, ancak pek çok
İslam ülkesinden bu cihada icabet eden pek olmuyor. Türk sufi kurumu olarak Mevlevihaneler ise Padişahın cihat çağrısına olumlu
yanıt vererek, vatan savunmasında yer almak istediklerini ifade ediyor. Önce bir Mevlevi taburu oluşturuluyor. Sultan Reşat, bu tabura sancak veriyor. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi bu sancağı, mahiyetiyle birlikte Mevleviliğin merkezi olan
Konya'ya getiriyor. Bu sancak, Konya Mevlevihanesi Postnişini Veled Çelebi'ye (İzbudak) teslim ediliyor ve İzbudak, yaklaşık bin kişiden oluşan bu taburun kumandanı
tayin ediliyor.''
Bugün Mevlana Müzesi bahçesi olan dergahın önünde, Mevlevi taburunda yer alan Mevlevilere
silah dağıtıldığını belirten Köstüklü, ''Konya'da toplanan bu tabur, Anadolu'daki Mevlevihanelerden gönderilen ya da bu kurumların örgütlemesiyle bir araya gelen çeşitli cemaatlerin mensuplarından oluşuyor. Tabur, 1916 yılında, Konya'dan, başta
Vali olmak üzere devlet erkanının katıldığı resmi törenle Şam'a hareket ediyor'' dedi.
Köstüklü, bu organizasyonda Mevlevilerin ön planda olmasının, onların, diğer dini cemaatlere göre yeniliklere açık olmaları ve devletin her zaman yanında yer almalarıyla açıklanabileceğini, Mevlevihanelerin o dönemde devletin yarı resmi bir kurumu olarak görüldüğünü dile getirdi.
MARŞ SÖYLEYİP YEMEK PİŞİRDİLER
Konya'dan hareket eden bu taburun 4. Ordunun görev yaptığı, Şam yakınındaki Aliyye bölgesinde
karargah kurarak faaliyetlerine başladığını anlatan Köstüklü, şunları söyledi:
''Bu tabur yaklaşık bin kişilik, bir başka Mevlevi taburuyla birleşerek, Mücahidin-i Mevlevi
Alayı adı verilen alayı oluşturdu. Burada yürüyüş ve atış talimi yaptıklarını biliyoruz. Konya Mevlevihanesi Postnişini Veled Çelebi, yaklaşık 2 bin kişilik bu Mevlevi alayına komutanlık yapmış, büyük yararlılıklar gösterilmiştir. Bu alay fiilen çarpışmadı ancak, cephede ve cephe gerisinde
lojistik hizmetlerde bulundu. Yapılan görevlerin başında ise ordunun moralini ve maneviyatını yüksek tutmak başta geliyordu. Mevlevi alayı,
Halep Mevlevi şeyhinin Türçesini yazıp bestelediği bir marşı sürekli söyleyip, askere moral vermiştir. Aynı zamanda, yemek pişirmek ve dağıtımı gibi çok önemli geri hizmetlerde görev yaptılar.''
Köstüklü,
Cemal Paşa'nın hatıralarında da geçen Mevlevi alayının, savaşın genel gidişatına bağlı olarak 1918 yılı
Eylül ayında lağvedildiğini belirterek, ''Bu savaş şartlarında hayatını kaybedenler de oldu. Bu alaya katılanlara o dönemde şükran belgesi verildi'' dedi.
İSTİKLAL SAVAŞI'NA KATKILARI
Mevlevilerin Milli Mücadele dönemi ve
İstiklal Savaşı'nda da büyük yararlılıklar gösterdiğini anlatan Köstüklü, şunları kaydetti:
''İstiklal Savaşı'nda Mevlevihaneler
Mustafa Kemal Paşa'nın yanında fiilen bulunmuşlardır. Örneğin
Isparta Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin Başkanı, Mevlevi Şeyhi Ali Dede idi. Konya Mevlevihanesi Postnişini Abdülhalim Çelebi, tamamıyla Milli hareketin yanında, Mustafa Kemal Paşa'nın yanında yer almıştır ve kendisi Konya Mebusu olarak Ankara'ya gönderilmiştir. Hatta Abdülhalim Çelebi, Mustafa Kemal Paşa ilk Meclis'in Başkanı seçildiğinde, aynı süreçte kendisi de Meclis'in 2. Başkanı seçilmiştir'' diye konuştu.