S&P Global Ratings tarafından yayınlanan "Artan Operasyonel Risk, Türk Bankalarının 2018 Lira Değer Kaybına ve Siyasi Belirsizliklere Karşı Savunmasızlaşmasına Neden Oluyor" başlıklı raporda analistler, “net faiz marjının yüksek toptan fonlama ve mevduat maliyetlerine bağlı olarak, 2017 yılına göre daha düşük kredi hacmine sahip olması ve kurumsal gelir vergisinin Ocak 2018'den itibaren yüzde 20'den yüzde 22'ye yükselmesi nedeniyle kazancın düşmesini” beklediklerini belirttiler.
Rapora göre, temel faktörler arasında hükümetin, Kredi Garanti Fonu da dahil olmak üzere, mali teşvik paketinden kredi desteğinde düşüş, enflasyonist baskıyla mücadele için sıkı para politikası ve Türk lirasının ABD doları karşısında değer kaybetmesi yer alıyor.
Rapora göre, lira cinsinden kredilere olan talebin karşılanmasına yönelik takas işlemlerinin maliyeti de bankalar için yük oluşturacak.
Raporda, 2018 yılında Türk bankalarının temel zayıflıklarının, 2017'de de olduğu gibi, fonlama ve varlık kalitesi olduğuna dikkat çekildi ve "bankaların çalışma ortamındaki risklerin artması bu alanların lira değer kaybı ve siyasi risklere karşı hassasiyetini artırabileceği” vurgulandı.
Şirket borçlularının net döviz pozisyonu (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 26'sı) dolaylı olarak bankaların aktif kalitesini, liranın keskin ve sürekli değer kaybetmesine bağlı risklere maruz bırakıyor.
Bankacılık sektörünün kur riskine karşı korunmasına rağmen, döviz fonları, pozisyon yenileme ve karşı tarafların oluşturduğu riskler nedeniyle, “riskten korunma” işlemleri etkisiz hale gelirse, bankalar için bir tehlike oluşturabileceğinin vurgulandığı raporda, “Kredilerin yaklaşık üçte biri döviz cinsinden olduğundan, daha fazla amortisman potansiyel olarak bazı borçluların geri ödeme yeteneğini baltalayabilir” denildi.
Türk bankalarının karşı karşıya olduğu bu risk durumunun, Türkiye'nin, Almanya ve ABD gibi “önemli” ekonomik veya askeri müttefiklerle olan ilişkilerinin gittikçe gerginleşmesinden kaynaklandığı belirtildi.