DW: Rusya lideri Vladimin Putin devlet başkanlığı döneminde dört savaş yürüttü: Çeçenistan'da, Gürcistan'da, Suriye'de ve şimdi de Ukrayna'da. Peki Batı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline neden bu kadar şaşırdı sizce?
Mark Galeotti: Bu sorunun yanıtı, savaşların boyutuyla ilgili. Putin'in yönetiminde 1999'dan bugüne değin Rusya'nın savaşta olmadığı sadece üç yıl yaşandı. Buna rağmen Rusya'nın içine girdiği çatışmalar nispeten sınırlıydı. Putin, her seferinde kolaylıkla kazanabileceği hedefleri seçmişti. Ancak Ukrayna konusunda temel yanlış anlama, Putin'in Ukrayna'da kolayca kazanabileceğine duyduğu inancın boyutuydu. Bu, Batı açısından feci bir yanlış değerlendirmeydi.
Yeni kitabınızda* siz de diğer uzmanlar gibi Rusya'nın müdahalesine şaşırdığınızı yazıyorsunuz. Bunun Covid-19 pandemisi döneminde Putin'in izolasyonda olmasıyla bir ilgisi var mı? Bilgi balonu tehlikeli hale mi geldi, küçüldü mü?
İşgalden bir hafta önce Rusya'da televizyondan yayınlanan Güvenlik Konseyi oturumu sırasında işgalin olabileceğine yüzde 30 ila 40 oranında ihtimal verdim, çünkü o sırada bunun mantıklı görünen bir yanı yoktu. Putin, bu noktaya kadar açık ara kazanan taraftaydı. Ukrayna sınırına büyük bir askeri güç yığılmıştı, Ukrayna ekonomisine sınırı aşmadan ağır zarar verilmişti, ayrıca bir dizi önemli Batılı politikacı Moskova'yı ziyaret etmiş ve Putin'den savaşı başlatmamasını rica etmişti. Ki bu da Putin'in Batılı siyasetçileri getirmek istediği bir konumdu. Kiev de taviz vermesi için baskı altındaydı. Yani Putin olabildiğince başarılı bir durumdaydı.
Ancak bugün bunun ne denli yanlış bir tahmin olduğunu görüyoruz. Putin'in Ukrayna'nın gerçek bir ülke olmadığına, Ukraynalıların direnmeyeceğine, uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia ettiği Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin kaçacağına ya da yakalanacağına kendini ne kadar inandırdığı fark edilmedi.
Ve bu temel yanılgılar Rusya'yı savaşa sürükledi. Yaşananlar ayrıca Putin'in kendisine doğruyu söyleyen insanların dezavantajlı duruma düştüğü bir sistem yarattığını da net şekilde ortaya koyuyor. Gizli servis ajanlarının, yakın çevresinin kendisine duyması gerekenleri değil, sadece duymak istediklerini söylediği anlaşılıyor.
Siz aynı zamanda Rus gizli servisleri konusunda uzmansınız. Putin'in neden yanlış bilgilendirildiğini düşünüyorsunuz? İtibarları o kadar mı kötü?
Rusya'da hâlâ iyi istihbarat yetenekleri olabilir. Ayrıca akıllı analistler de var. Ancak 2015 yılında Rusya'nın bir dış istihbarat görevlisiyle yaptığım konuşmayı hatırlıyorum. Bana "Biz Çar'a duymak istemediği haberleri vermemeyi öğrendik" demişti. Başka bir deyişle; Putin'in duymak istemediği şeyleri söylemek siyaseten tehlikeli bir durumdu.
Dolayısıyla Rusya'da başkanı rahatsız edici gerçeklerden koruyan bir kültür gelişti. Bu her zaman önem taşımıyor, çünkü Putin ülkedeki her detaya hakim olmak zorunda değil. Bunun için elinde yeterince teknokrat ve bürokrat var, bunlardan bazıları da son derece etkili isimler. Putin, bütün ülkeyi ilgilendiren ve ülkeyi felakete de sürükleyebilecek önemli kararlar alıyor.
Rusya'nın savaş hedeflerinde başarısız olduğunu söyleyebilir misiniz?
Kesinlikle! Ama bu elbette yenilginin nasıl görüleceği ile ilgili bir konu. Putin hâlâ bu savaşın daha uzun sürebileceği ve çatışmalara daha fazla Rus askeri gönderebileceği mesajları vererek Ukrayna ve Batı'nın direnişini tüketebileceğini umuyor. Putin'in Batı'ya söylediği şu: Bu savaşı sürdürmek için Ukrayna'ya milyarlarca dolar, euro, sterlin göndermeye devam edin. Bunu istediğiniz kadar yapabilirsiniz. Çünkü bu, aynı zamanda Putin'in siyaseten başarı olarak satabileceği herhangi bir şeye ulaşmak için son umudu.
Öte yandan ise Ruslar, Kiev'i almayı başaramadı. Donetsk ve Luhansk bölgelerinde kontrolü tam olarak ele geçiremediler. Kırım koridoru ellerinde, ama şu anda tehdit altında. Herson'dan da çekilmek zorunda kaldılar.
Dolayısıyla koşullar Rusya'dan yana değil. Aksine. Ukrayna ise Batı'nın desteğiyle 21'inci yüzyılın modern ordularından birini oluştururken Rus ordusu giderek zayıflıyor. Yarı eğitimli askerler ve 70'lerden kalma silahlarla Sovyetlerin geç dönem ordusuna dönüşüyor. Ama elbette performansları yine de hafife alınmamalı. Rusya büyük bir ülke, devasa bir savunma sanayisine sahip ve bu savaşı gerçekten de yıllarca sürdürebilir. Ancak şu anda Ukraynalıları büyük saldırılarla geri püskürtebilecek durumda değiller.
Peki 2023 yılı için öngörüleriniz neler? Sizce bu savaş önümüzdeki yıl bitebilir mi?
Evet, bitebilir. Bu, Ukraynalıların savaş meydanında önemli ilerlemeler kaydetmesine bağlı olacak. Ukraynalılar kendini avantajlı durumda gördüğünden şu anda müzakere için gerçek anlamda bir zemin yok. Ama mümkün olduğu kadar da güçlü bir pozisyondayken müzakere sürecine girmek istiyorlar. Putin de umutsuzca süreci uzatmaya çalışıyor. Putin'in niyeti, yaklaşık 150 bin yedek askeri Rusya ve Belarus'ta yetiştirerek ilkbaharda Ukrayna'daki ön cephesini güçlendirmek.
Ancak bu savaşta beklentilerin hep aksi yaşandı. Ukraynalıların Rus rakiplerinden sadece muharebede değil, düşüncede de üstün olduklarını göstermek için büyük saldırılar planlayacaklarını tahmin ediyorum. Zira ancak savaş meydanında kazanmaları durumunda Kremlin'i bir şekilde müzakereye ikna etme şansları olacak.
*İngiliz tarihçi ve University College London Fahri Profesörü Mark Galeotti, yeni çıkan "Putin'in Savaşları: Çeçenistan'dan Ukrayna'ya" kitabının da yazarı.